Belgesiz alışveriş yapmayı terk etmedik
Devlet çok uzun senelerdir belge almadan alışveriş yapılmaması için uyarılarda bulunuyor.
Bir zamanlar Ayşegül ve Ali Atik çiftinin oynadığı reklam filmi vardı, “Bir alışveriş, bir fiş” şeklinde insanların fiş alması gerektiğini vurgulardı.
O zamandan bu zamana çok seneler geçti. Ancak bizler hâlâ yaptığımız alışverişlerde fiş almayı ve satıcıda fiş vermeyi alışkanlık haline getirmedik.
Bir arkadaşım anlatıyor, geçenlerde bir gün, yakının torununa bir altın almış, eşi ve arkadaşları ile yemek yemişler ve bir süpermarketten alışveriş yapmışlar. Sonuç olarak 550,00 TL harcama. Ancak akşam eve gittiklerinde, ellerinde sadece süpermarketten aldıkları 30,00 TL tutarındaki yazar kasa fişi varmış. Harcadığı 520,00 TL belgesiz idi.
Belgesiz yapılan her ödeme, satıcının haksız zenginleşmesine yol açıyor.
Belgesiz yapılan her ödeme, kayıt dışı ekonomiye bir katkı.
Belgesiz yapılan her ödeme, o alışveriş ile ilgili kârın Devlete ödenecek Gelir/Kurumlar Vergisinin ödenmemesi demek,
Belgesiz yapılan her ödeme, Devlete ödenecek olan Katma Değer Vergisinin satıcının cebinde kalması demek.
Kayıt dışı ekonominin GSYH’ya oranı, 10. Kalkınma Planı Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Programı Eylem Planında % 26,5 olarak gösteriliyor. Bu oranın 2017 yılında % 23, 2018 yılında % 21,5’a indirilmesi hedefleniyor.
(http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/2015kayitdisi.pdf. Erişim: 10.04.2017 s: 22.30)
Kayıt dışı ekonominin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda belge alımı büyük önem taşıyor.
Aslında kayıt dışı ekonominin birçok sebebi var. Bunlar, imalat girdilerinin belgesiz elde edilebilmesinden, kayıt dışı istihdama, faturasız elde edilebilen mamullere kadar birçok unsur.
Ancak kayıt dışı ekonomi eninde sonunda sade vatandaşı ve firma sahiplerini vuran bir sorun.
Belgesiz yapılan alışveriş sonucunda, belgesiz mal veya hizmet veren firmada şu etkiler oluşmakta;
Firmanın kasasında belgesini vermediği ve gelirine yazmadığı para bulunmaktadır. Ve bu para fiilen kasasında bulunmasına rağmen kayıtlarında yoktur. Yani kasanın resmi kayıtları fiktiftir.
Malı satmıştır, ancak belge verilmediği için, bu satışı stoklarından düşmesine olanak yoktur. Yani muhasebesindeki stoklar hesabı gerçeği göstermemektedir.
Para gerçekte vardır, ancak kayıtlarda bulunmamaktadır. Bu nedenle, paranın harcanması durumunda kasadan çıkışının yapılabilmesi için önce kasaya girişinin yapılması gerekecektir. Bunun içinde, ortaklar cari hesabı çalıştırılacak ve ortaktan/işletme sahibinden borç alınmış gibi bir işlem yapılacaktır. Bu sefer ortaklar cari hesabı gerçeği göstermeyecektir.
Sonuçta, bilanço firmanın gerçek durumunu göstermeyecektir, bankalara verilen bilançolar hakiki değildir. İflas ertelemesi talebinde hazırlanan bilanço ile sonuç alınamayacaktır.
Firma, hakiki olmayan bilançosu ile baş başa ortada kalmıştır.