Belediyelerin borç yapıları ve öz gelirleri ne durumda?
Ahmet ARSLAN - Denetçi, CPA, MBA
Ekonomideki daralmadan dolayı devletin ve firmaların borç durumlarının irdelendiği son dönemlerde belediye ve diğer mahalli idarelerin de finansal durumlarına dikkat edilmesi gerekmektedir.
1. Belediyelerin öz gelirleri
Mahalli idareler belediyeler, il özel idareleri, belediye bağlı idareleri (ASKİ, İETT vb.) ve bunların oluşturdukları birliklerden oluşmaktadır. Anayasaya göre idari ve mali özerkliğe ve tüzel kişiliğe sahip mahalli idarelerin Hazineden yapılan yardımın yanısıra kendilerine özgü gelirleri bulunmaktadır. Mahalli idarelerin kendileri tarafından tarh, tahakkuk ve tahsil edilen bu gelirlere öz gelirler de denilmektedir. Mahalli idareler içinde vergi ve harç toplama yetkisi verilen tek idare belediyeler olup belediyeler vergi ve harçları 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'na göre toplamaktadır.
Belediyelerin vergi ve harç dışında teşebbüs ve mülkiyet gelirleri olarak adlandırılan mal ve hizmet satışı gelirleri ile kira gelirleri ile taşınmaz satışından kaynaklanan sermaye gelirleri bulunmaktadır. İşte belediyelerin vergi gelirleri, sermaye gelirleri ile Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri'nden oluşan gelirleri öz gelirlerini oluşturmakta, diğer gelirleri ise genellikle Hazine’den yapılan yardımlardan oluşmaktadır.
Belediyelerin öz gelirleri ile diğer gelirlerinin son yıllardaki gelişimi aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde olmuştur.
Tablo 1'de görüldüğü üzere, 2012-2017 döneminde belediyelerin öz gelirleri %95.4 (16.7 milyar TL’den 32.7 milyar TL’ye) oranında artarken Hazine'den aldıkları yardımlar %126 oranında artmıştır.
Belediyelerin öz gelirlerindeki artışta taşınmaz satışından kaynaklanan %207 oranındaki gelir artışının önemli bir etkisi bulunmakta olup sürekli gelir mahiyetindeki vergi gelirleri ve teşebbüs ve mülkiyet gelirlerindeki artış (sırasıyla %83, %78) aynı dönemdeki enflasyon ve büyüme toplamındaki artışın (yaklaşık olarak %90) altında kalmıştır.
Teşebbüs ve mülkiyet gelirlerinin beklenen düzeyde artmamasının önemli bir nedeni 2014 yılı Nisan ayında yürürlüğe giren ve belediyelerin toplam teşebbüs ve mülkiyet gelirlerinin neredeyse üçte birini oluşturan su gelirlerinin belediye bağlı idarelerine devredilmesini öngören 6360 sayılı Kanun'un önemli bir etkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte, belediyelerin teşebbüs ve mülkiyet faaliyetlerini fiyatlama ve toplamada ve ilgili mevzuata uymada yeterli gayret ve özeni göstermediği de bilinen bir gerçektir.
Belediyelerin kendi öz gelirlerini beklenen düzeyde arttırmamasının sonucunda gelirlerinin %64’ünün Hazine’den karşılanması sonucunu doğurmuştur.
2. Mahalli idarelerin borç yapıları
Belediyeler ve diğer mahalli idareler gelirleri giderlerini karşılamadığı için borçlanma yoluna gitmektedir.
Mahalli idarelerin borçlanmalarında aşırıya gidilmemesi açısından belediyeler açısından 5393 sayılı Kanun'da, il özel idareleri açısından ise 5302 sayılı Kanun'da usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Örneğin, 5393 sayılı Kanun'a göre belediye ve bağlı kuruluşları ile bunların sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketlerin, faiz dâhil iç ve dış borç stok tutarı, en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarını aşamaz. Bu miktar büyükşehir belediyeleri için bir buçuk kat olarak uygulanır. Belediyelere ilişkin benzer sınırlama il özel idareleri için de bulunmaktadır.
Tablo 2’de görüldüğü üzere, 2017 yılı sonu itibariyle mahalli idarelerin toplam borç stoku yaklaşık olarak 108 milyar TL tutarındadır. Her ne kadar tabloda toplam borç stokunun ne kadarının hangi tür mahalli idareye ait olduğu görülmemekte ise de il özel idarelerinin borç düzeyi düşük olup borcun büyük bir kısmı belediyeler ve bağlı idarelerine ait bulunmaktadır.
Borç stokunun 47 milyar TL’si kısa vadeli, 61 milyar TL’si ise uzun vadeli borçlardan oluşmaktadır.
Toplam borcun 14 milyar TL’si vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarından dolayı kamu idarelerine, 25 milyar TL’si banka kredilerinden dolayı bankalara, 11.4 milyar TL’si uluslararası finans kuruluşlarından alınan kredilerden dolayı bu kuruluşlara,18.5 milyar TL’si mal ve hizmet alımından dolayı yüklenici firmalara ve 11 milyar TL’si mali borç olarak kamu idarelerine ait bulunmaktadır.
Mahalli idarelerin borç stoku aynı yıla ilişkin toplam gelirlerini (97 milyar TL) aşmıştır.
Mahalli idarelerin son 3 yıl içinde toplam borç stokundaki artış oranı yaklaşık olarak %70 düzeyinde gerçeklemiş olup mahalli idarelerin borç stoku için 2017 yılında ödediği faiz tutarı yaklaşık olarak 3 milyar TL’dir.
Sonuç
Mahalli idarelerin öz gelirlerinin istenen düzeyde arttırmaması bu idarelerin Hazineye bağımlı olması ve aşırı şekilde borçlanma yoluna gitmelerine yol açmıştır.
Hızla artan borç stoku faiz giderlerinin de artmasına neden olmuştur.
Finansman açığı yerel hizmetlerde aksamalara yol açabilmektedir.
Bütün bunlar mahalli idarelerde kaynakların elde edilmesi ve kullanımında disiplin ve denetimin gerekliliğini bir kez daha göstermektedir.