Belediyeler intihar ediyor
Bugünlerde şirketleri en çok belediyeler rahatsız etmeye başladı. Adeta bazı belediyeler ali kıran-baş kesen oldular.
Son yıllarda belediyelere önemli görevler ve yükümlülükler getirildi. Ancak belediyelerin önemli bir bölümü bu görev ve sorumluluklarını yerine getiremediği için farklı şekillerde 'iş yapıyor görünme'ye başladı.
Adını sormayın, İstanbul'daki kaçak yapı oranı yüzde 70'lerin üzerinde olan ve her tarafı ilgiye muhtaç yapılarla-yollarla dolu bir ilçe belediyemiz; ilçesinde yol, kaldırım, park, sosyal tesis ve diğer yerel yönetim işlerini yapamayınca, iş yapıyor görünmek için ilçedeki, belki çok az sayıdaki ruhsatlı ve modern binalarla uğraşmaya başlamış. Bir kısmı home-ofis olan ve genelde şirket merkezi olarak kullanılan bu dairelere işyeri ruhsatı almalarını istemiş. İşyeri ruhsatı almak için belediyeye gidenlere de "ne ruhsatı kardeşim, ruhsat-muhsat yok" diye tersleyip geri gönderiyormuş. Derdinin ne olduğunu da kimseler anlayamıyormuş...
Şimdi bu belediye başkanına sormak lazım; her biri belediyeniz yılda 2-3 bin lira emlak vergisi ödeyen, en azından ilçenizden 2-3 kişiye iş-ekmek veren, hatta daha da ötesi her yıl yüzbinlerce lira vergi ödeyen bu şirketlere belediye başkanının sıkıntılarını, sorunlarını çözmek için uğraş vermesi gerekmez mi? Avrupa veya başka bir ülkede olsa aynen böyle olurdu.
Bizde ise tam tersine sorunları çözeceğine bizatihi sorunun kaynağı kendisi oluyor. Kalkıp utanmadan iskanı-yapı kullanma izni olan, çağdaş-modern ve mevzuata uygun imar edilmiş home ofisleri zabıtalarla mühürletmeye çalışıyor. Vatandaşla zabıtayı birbirinin düşmanı olarak gösteriyor. Sanki ilçesindeki başta sanayi siteleri ve kaçak işyerleri olmak üzere binlerce işyerinin sorununu çözmüş, bir tek bu konu kalmış. Git kardeşim önce ilçendeki bırak işyeri ruhsatını almayı, vergi- SGK kaydı dahi olmayan onbinlerce işyeri var, bunlarla uğraş önce...
Şimdi sormazlar mı, ilçendeki kaçak yapıyı bitirdin, sağlıksız gıda üreten-satan işyerlerini denetledin, çöp-temizlik-kaldırım-park bahçe-spor salonu-işsizlik-meslek edindirme-eğitime destek olma gibi asli görevlerini yaptın da, kalkıp memleketin iş-istihdam-ekmek kapısına mühür vurmayla uğraşıyorsun.
Her yıl istihdam piyasasına yaklaşık 800-900 bin kişi giriyor ve bunlara da iş-aş verilmesi gerekiyor. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan işsizliği azaltmak, ekonomiyi canlandırmak için canla-başla gece-gündüz çalışıyor. Şimdi bir yandan insanlara iş bulmaya çalışırken diğer yandan da belediyeler insanları işsiz bırakmak-işyerlerini kapatmak için uğraşıyor.
Üstelik seçim dönemindeyiz, şimdi buraları mühürlemeye kalkınca buralardaki işsiz-güçsüz kalacak çalışanlar, bu çalışanların eş-dost-akraba-komşuları işsizliğin kaynağı ve nedeninin bizatihi belediye olduğunu anlayınca çok mu sevineceğini düşünüyorsunuz.
***
Avukat-müşavirlere dokunulmayacak
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre tapu kayıtlarında ana gayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni olmadan serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirlik faaliyetleri yapılamamaktaydı.
30/04/2013 Tarih ve 28633 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6460 Sayılı Kanunu'nun 9'uncu maddesi ile 3568 Sayılı Meslek Yasamızın 45'inci maddesine aşağıdaki fıkra eklendi;
"23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre ana gayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirlik faaliyetlerinde bulunulabilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz."
Yine aynı 6460 Sayılı Kanun'un 3'üncü maddesi ile 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 43'üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklendi;
19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 43'üncü maddesinin birinci fıkrasına birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
"23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre ana gayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın avukatlık büroları faaliyet gösterebilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz" hükümleri getirildi. Yapılan değişiklikle bundan böyle hem avukatlar ve hem de serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirler için tapuda mesken olarak gösterilen gayrimenkullerde "büro olarak" faaliyette bulunmaları ve işyeri ruhsatı şartı kaldırıldı.
Maalesef yeteri kadar ofis olarak kullanılabilecek işyeri olmadığı için genelge residence-plaza ve benzeri binalardaki daireler ofis olarak kullanılıyor. Aynı değişikliğin bütün şirket ve home-ofisler için yapılması zorunluluktur. Bu işyerlerini kapatmak işsizliği artıracak, vergileri düşürecek ama sanıyorum kimsenin umurunda değil. Acilen TBMM'nin bu içinde bir değişiklik yapılması gereklidir.
***
Esasen ben belediyelerin bu şekilde fütursuz güç sahibi olmalarına karşıyım. Biliyorsunuz "Kontrolsüz güç, güç değildir..."