Belediye şirketlerinde şirket yönetim organını seçme yetkisi belediye meclisine mi ait?
Ahmet ARSLAN - Denetçi, CPA, MBA
Son günlerde (mahalli idare seçimlerinden sonra) özellikle Belediye Başkanı'nın Belediye Meclisi'nin çoğunluğuna sahip parti dışındaki partiye mensup olduğu bazı belediyelerde belediye şirketi yönetim organının belirlenmesine ilişkin kararların belediye meclisi tarafından değil belediye başkanı tarafından alındığı gerekçesiyle ticaret siciline tescil edilmediği yönünde haberler görünmektedir.
Söz konusu tescilin reddine dayanak olarak hangi yasal düzenlemenin gösterildiği bilinmemekle birlikte konuya ilişkin olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 5393 sayılı Kanunu’nun ilgili hükümlerinin irdelenmesi konunun açıklığa kavuşturulması açısından önem arz etmektedir.
Şirketlerde yönetim organı nasıl belirlenir?
Şirketlerde yönetim organının nasıl belirleneceği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Yönetim organı limited şirketlerde şirket müdürü veya müdürler kurulunu, anonim şirketlerde ise yönetim kurulunu ifade etmektedir.
6102 sayılı Kanunu’nun 359 ve 408. maddelerine göre anonim şirketlerde yönetim kurulunu, 616 ve 623. maddelerine göre de şirket müdürlerini seçme ve görevden alma yetkisi genel kurula ait bulunmaktadır. Genel kurul ise şirket hissedarlarından oluşmaktadır.
Kanuna göre, tek pay sahipli limited şirket veya anonim şirketlerde bu pay sahibi genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir.
Aynı kanuna göre, bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur.
Belediye şirketlerinin birçoğunda belediye şirketin sermayesinin tamamına sahip olmakta yani şirketin tek hissedarı konumunda bulunmaktadır.
Bu durumda hissedar olarak belediye tüzel kişiliğinin olduğu şirketlerde hissedarlığa ilişkin hak ve yetkilerin belediyenin hangi organı tarafından kullanılacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Belediye başkanı ve belediye meclisinin görev ve yetkileri
5393 sayılı Belediye Kanunu’na (Md.37) göre, belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir.
Belediye meclisinin görev ve yetkileri ise kanunun 18. maddesinde sayılmış olup söz konusu görev ve yetkiler arasında belediye şirketlerinin yönetimine ilişkin herhangi bir husus yer almamaktadır. Söz konusu kanun maddesinde belediye şirketlerine ilişkin olarak belediye meclislerine verilen tek yetki Türk Ticaret Kanunu’na tâbi şirket kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına karar verme yetkisidir.
Kanunun 38. maddesinde ise kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak belediye başkanına verilmiştir.
Görüldüğü üzere, 5393 sayılı Kanun’da belediye meclisinin görev ve yetkileri sınırlı olarak sayma yoluyla belirtilmiş olup sayılan söz konusu görev ve yetkiler arasında belediye şirketlerinin yönetimini belirleme yetkisi bulunmadığı gibi söz konusu görev ve yetkiler dışında kalan hususlarda belediye başkanına genel yetki verilmiştir. Kaldı ki, Kanuna göre belediye başkanı belediye tüzel kişiliğini temsil yetkisine sahip olup bu konuda Kanunda belediye meclisine verilmiş olan görev ve yetkiler dışındaki tüm hususlarda karar almaya yetkili bulunmaktadır.
Kanunda belediye meclisinin üstün yetkiye sahip olduğu izlenimini veren tek hüküm belediye meclisinin belediyenin karar organı olduğuna ilişkin hükmüdür. Fakat, 5393 sayılı Kanun’da belediye meclisinin belediyenin karar organı olduğu belirtilmiş olmakla birlikte söz konusu kanunun aynı maddesinde meclisin yetkileri sınırlı olarak sayılmış olup belediye başkanına ise genel ve geniş yetkiler tanınmıştır.
Bu nedenle, belediye şirketlerine ilişkin olarak hissedar olarak alınması gereken kararların (sermaye artışı veya ortaklıktan ayrılma kararı hariç) belediye başkanı tarafından alınması gerekmektedir. Bu yetki doğal olarak belediyenin tüzel kişi olarak şirketin yönetim organına seçildiği durumda söz konusu tüzel kişiyi temsil edecek gerçek kişinin seçimini de kapsamaktadır.
Ticaret sicili kararlarına karşı nereye ve nasıl itiraz edilebilir?
6102 sayılı Kanun’un “İtiraz” başlıklı 34. maddesine göre;
- İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.
- Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir.
Söz konusu kanun hükmüne göre belediye yönetimi sicil müdürlüğünün tescil işleminin red kararlarına karşı sicilin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde dava açabilir.
Bu konuda açılacak davalarda teamül ve eşit muamele ilkesine vurgu yapılması örneğin 31 Mart 2019 seçimlerinden önce de şirket yönetim organının belirlenmesine ilişkin olarak aynı ticaret sicil müdürlüğünde yapılan tescil işlemlerinde belediye başkanı yerine belediye meclisi kararının aranıp aranmadığı hususunun ortaya konulmasında fayda bulunmaktadır.
Sonuç
Yukarıda irdelenen mevzuat hükümlerine göre belediye şirketlerinde şirket yönetiminin belirlenmesine ilişkin şirket genel kurulu kararlarının ve belediyenin tüzel kişi olarak şirketin yönetim organına seçildiği durumda söz konusu tüzel kişiyi temsil edecek gerçek kişinin seçimine ilişkin kararın belediye tüzel kişiliğini temsilen belediye başkanı tarafından alınması gerekli ve mümkün olup, bu konuda belediye meclisi kararının bulunması gerektiği şeklindeki ticaret sicil müdürlüklerinin işlemlerinin yasal dayanağı görünmemektedir.
KAYNAKÇA
- Ahmet ARSLAN; Tüm Yönleriyle Belediye Şirketleri, 2. Baskı, Mart 2019.
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
- 5393 sayılı Belediye Kanunu