Belçika’nın ‘ırkçı’ Türkleri
Avrupa ülkelerinin birçoğunda seçmen birkaç ay içinde yeniden sandık başına gidiyor. Almanya’nın farklı eyaletlerinde ‘aşırı sağcı’ parti, sandıklardan birinci parti olarak çıkıyor.
Belçika’da da seçmen 9 Haziran’dan sonra 13 Ekim’de yeniden sandık başına gidecek. Belçika genelinde yaklaşık 200 Türk kökenli aday yarışacak yerel seçimlerde. Belçika’da ‘komünist’ partiden ‘ırkçı’ partiye kadar her partiden mutlaka ama mutlaka birden fazla Türk kökenli adaylar da yarışacak çeşitli belediye meclislerine girmek için. Buna Flaman ‘ırkçı parti’ Vlaams Belang dahil…
Ayrılıkçı Flaman ırkçı partisi Vlaams Belang, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları kömür madeni bölgesi Heusden-Zolder’de Ceyhan Ünal’ı 17. sıradan ve Maasmechelen’de Onur Muhammed Köseoğlu’nu 8. sıradan aday gösterdi.
‘Bağımsız Flamanya’ kurmak isteyen, batı değerleri ile çelişen ve ‘asimile olmayan yabancıların ülkeden gönderilmesi’ni savunan aşırı sağcı Vlaams Belang, Avrupa Parlamentosu’nda 3 milletvekili olmak üzere farklı parlamentolarda toplam 66 milletvekiline sahip.
Belçika’da 1991 seçimlerinde Anvers bölgesinde oylarını yüzde 20’ye çıkartan ve ‘Kara Pazar’ı yaşatan aşırı sağcı Vlaams Blok partisi, Kasım 2004 tarihinde ‘ırkçılık’ gerekçesi ile Brüksel Yargıtay Mahkemesi tarafından kapatıldı. Türkiye’de de sıkça karşılaştığımız gibi, Vlaams Blok isim değiştirerek aynı kadrolarla Vlaams Belang adını aldı.
Geçen yıl Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası bir açıklama yapan Vlaams Belang Milletvekili Ellen Samyn, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Belçika’dan yüzde 72,3 oy almasını eleştirdi. Belçika Federal Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Samyn, “Burada yaşayan Türkler batı değerleri yerine eğer Erdoğancı İslamcı bir diktatör seçiyorlarsa burada işleri yok onların, gidip Türkiye’de yaşasınlar” açıklaması yapmıştı.
“Kendimi Flaman hissediyorum”
Vlaams Belang’dan Maasmechelen Belediye Meclisi’ne aday olan ve amacının Flaman ve Türk toplumları arasında ‘köprüler kurmak’ olduğunu söyleyen 30 yaşındaki Onur Muhammed Köseoğlu, “Ben burada doğdum, burada büyüdüm. Türk kökenliyim ama kendimi hep Flaman hissettim. Burası benim vatanım ve her zaman Vlaams Belang’a oy verdim. Belçika’da yaşıyor ve haklarından yararlanıyorsan kendine çekidüzen vermen gerekir. Aksi takdirde geldiğin ülkeye geri dönmelisin” açıklaması yaptı.
“İmam ile konuştum”
Heusden-Zolder Belediye Meclisi’ne Vlaams Belang’dan aday olan Ceyhan Ünal, aday olmadan önce imam ile konuştuğunu söyledi. Türklerin en yoğun yaşadıkları yerleşim birimlerinden biri olan Heusden-Zolder’deki Türk gençlerinden çok destek gördüğünü belirtti. Ünal, “Aday olmadan önce gidip imam ile konuştum. Önce şaşırdı, gerekçelerini anlatınca saygı gösterdi” dedi. Aşırı sağcı Vlaams Belang Partisi Limburg Bölge Başkanı Chris Janssens, “Türk kökenli adayları kendilerinin aramadıklarını, talebin onlardan geldiği” belirtti.
İlk adayları Belkıs’tı
Vlaams Belang Partisi (VB) kapatılmadan önceki ismiyle Vlaams Blok olduğu zamanlar ilk kez bir yabancı kökenliyi Aalst Belediye Meclisi’ne aday göstermişti. Hem de bir Türk kadınını...
Flaman Parlamentosu’nda o dönem düzenlenen bir panelde konuşan Belkıs Söğütlü ilk fırsatta ismini değiştireceğini söyledi. Irkçı partinin adayı Söğütlü, “Ben 15 yaşındayken babam tarafından zorla evlendirildim. Beş yıl boyunca bana tecavüz edildi. Bana sahip çıkan tek parti Vlaams Blok olduğu için bu partiye üye oldum. Belçika'ya uyum sağlayan, asimile olan, Flaman kültürünü kabul eden ve evinde de sadece Flamanca konuşan burada kalır. Asimile olmayan defolup gider. Buna kendi annem ve babam dahil” dedi.
Sonra Belkıs Söğütlü’nün, evlendiğinde 15 değil 20 yaşında olduğu, zorla değil severek evlendiği, evlenmeden önce yazdığı aşk mektupları ortaya çıktı. VB olayın üstünü kapattı, Söğütlü’nün adaylığını geri çekti.
Aradan çeyrek asır geçtikten sonra Vlaams Belang, adeta ‘imamdan icazet aldığı’nı söyleyen Ceyhan Ünal ve ‘kendimi Flaman hissediyorum’ diyen Onur Muhammed Köseoğlu isimli iki Türk kökenliyi aday gösterdi 13 Ekim’de yapılacak yerel seçimlerde.
Bütün bunları kaleme alırken, Yeşilçam Sineması’nın o unutulmaz repliği, “Beni kirli bir mendil gibi kullanıp attın!” dolandı dilime…