Beklentiler önemlidir

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

ABD'nin Wyoming eyaletinin Jacksonville kasabasında merkez bankası başkanlarının geçen haftaki toplantısında FED Başkanı'nın yaptığı konuşma sürpriz değil. Bernanke'nin resesyonun ortaya çıkışından bu yana FED tarafından uygulanan para politikasının ekonomi üzerindeki etkisinin olumlu olduğunu söylemesi, yaklaşan seçimler öncesinde Cumhuriyetçilere bir nevi meydan okumadır. FED'in politikasından memnun olmayan Cumhuriyetçiler hemen her fırsatta iktidara geldiklerinde Bernanke'nin görevine son vereceklerini söylüyorlar. Bernanke'nin politikasından taviz vermeyen duruşu, Cumhuriyetçilerin söylemlerine itibar etmediğini; başında bulunduğu kurumun bağımsızlığını her ne pahasına olursa olsun korumaya kararlı olduğunu gösteriyor. Genel ekonomik durum, özellikle de istihdam konusundaki gelişmelerden rahatsız olan FED Başkanı'nın yeni bir müdahalenin kaçınılmaz olduğuna işaret eden açıklaması, bence yerinde. Ancak, üçüncü parasal genişleme beklenen etkiyi yaratmayabilir. Zira, yaklaşan seçimler öncesinde iş dünyasından üretim ve istihdamı arttıracak kararların çıkması zor. Şimdiye kadar gevşek para politikasına yeterince yanıt vermeyen ABD'li işverenlerin, seçimlere iki ay gibi az bir zaman kalmışken bilinen bekle-gör politikasını sürdürmeleri kuvvetle muhtemel.
Zaten bunu Bernanke de biliyor. Maliye politikasıyla desteklenmedikçe tek başına para politikasının etkili olamayacağını söylemesi bundan dolayı. Peki, Bernanke istenen etkiyi yaratma ihtimali düşük olmasına rağmen yeni bir parasal genişlemeye niçin ışık yakıyor? Bunun yegane nedeni, FED'e Kuruluş Yasası'yla tanınan yetkidir. FED'in görevi fiyat istikrarını
korumak dışında tam istihdamı sağlayacak para politikalarını da  uygulamaya koymak. Uzun süreli işsizliğin beşeri sermayede erozyona yol açarak ekonomide uzun yıllar sürecek tahribata
neden olacağını söyleyen Bernanke, yeni bir müdahalenin alt yapısını hazırlıyor. Demokratlar ise tahmin edileceği gibi FED Başkanı'nın açıklamasından son derece memnunlar.
Beklentiler de önemlidir
Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede ekonomik gelişme yavaşlarken işsizliğin arttığını; bütçe ve dış ticaret açıklarından kaynaklanan iç ve dış dengesizliklerin sürdüğünü söyleyen Bernanke'nin konuşmasında bence üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan biri banka kredilerindeki darlık. FED faizleri sıfır seviyelerine kadar düşürmesine rağmen, bunun kredi faizlerine yansıdığını söylemek güç. Bankalar ellerindeki kaynakları kredilere dönüştürmektense atıl tutmayı tercih ediyorlar. Nedeni risk algılamasının yüksekliği. Kredilerdeki yetersizlik
ekonomik büyümenin önünü tıkıyor. Fakat bu, ekonomik büyümenin önündeki tek engel değil.
Yaklaşık 2 trilyon dolara yakın nakit rezerve sahip Amerikan şirketleri, yeni yatırımlar ve istihdam söz konusu olduğunda geriye çekiliyorlar. Harcama kalemleri arasında en istikrarsız olanının yatırım harcamaları olduğunu söylerken Keynes buna işaret etmişti. Yatırımlar, sadece
faizler tarafından belirlenmiyor. En az faizler kadar önemli bir diğer faktör de beklentiler.
İşletmelerin ileriye yönelik kar beklentilerinde iyileşme olmadığı sürece, yine Keynesyen ekonomik politikanın bir uzantısı olan gevşek para politikasıyla yapılabilecekler de sınırlı kalıyor. Geçmişte ABD dahil gelişmiş ekonomilerde resesyonlarla savaşmada para politikalarının maliye politikalarıyla desteklenmesi bu gerçeğin teslim edilmesinden başka bir
anlama gelmiyor.
Tam istihdamın tanımı zor
Esasen, tam istihdam tanımı zor bir olgu. Tam istihdam ekonomide işsizliğin olmadığı anlamına gelmiyor. Bir ülkede her şeyin yolunda gitmesi durumunda bile işgücünün tamamını istihdam etmek mümkün değil. Normal işsizlik olarak bilinen bu durum ABD ekonomisi için yaklaşık
yüzde 5 oranında bir işsizlik demek. FED'in muhtemel müdahalesinin yegane amacı, hala yüzde 8.3 oranında seyreden işsizliği mümkün olduğu ölçüde aşağıya çekebilmek. Bu konuda bir rakam vermek güç. ABD ekonomisi için normal olarak kabul edilen yüzde 5 işsizlik oranına her şey yolunda gitse bile önümüzdeki 3-4 yıllık dönemde ulaşılması zor. Geçenlerde okuduğum "Tam istihdama dönüş" başlıklı kitapta yazar Robert Pollin tam istihdam konusunda ilginç tespitlerde bulunuyor. Pollin'e göre tam istihdam, bireylerin eğitim ve becerilerine uygun, ailelerinin geçimini zorlanmadan sağlayabilecekleri gelir sunan, ayrıca boş zamanların da olmasına olanak
tanıyan nitelikte işlerin bol olduğu bir durum. Bu tanımın neoliberal politikaların revaçta olduğu günümüzde geçerliliğini koruduğunu söylemek zor. Bir yandan büyümedeki sürekliliğin en önde gelen belirleyicilerinden birinin beşeri sermaye olduğunu söyleyip, öte yandan uzun süreli işsizlikten dolayı sahip olunan bilgi ve becerilerin, yani beşeri sermayenin aşınmasına göz yummak çelişkili değil mi? Uzun süreli  işsizliğin beşeri sermayede yol açtığı kaybın ve bunun ekonomi üzerine olan etkisinin ölçülmesi mümkün olabilseydi, eminim ortaya çok ilginç sonuçlar çıkardı. Bernanke'nin konuşmasında işsizliğin beşeri sermaye üzerinde yarattığı tahribata değinmesi önemli. Yüksek işsizlik ekonomik olduğu kadar bir ülkenin karşı karşıya kalabileceği en büyük sosyal problemlerden biri.
FED Açık Piyasa İşlemleri Komitesi'nin bu ayın 12'sinde yapacağı  toplantıdan müdahale yönünde bir karar çıkabilir. Ancak, makroekonomik parametrelerdeki değişmeler ekonominin gideceği yön konusunda belirleyici olsalar bile beklentilerin rolünü ihmal etmemek lazım.
ABD'de tüketiciler ve iş dünyasının ekonominin yakın gelecekteki performansına dair beklentilerinin pek olumlu olduğu söylenemez. Ekonomide belirsizliklerin devam etmesi iktisadi karar vericilerin ihtiyatlı davranmalarına yol açıyor. Beklentiler iyileşmeden ekonomide iyileşme beklenmemeli.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016