Beklentiler fiyatlanıyor
Saim Yılmaz / A Yatırım
Geçtiğimiz hafta yaşanan çalkantıların ana sebebi, mortgage kredilerini bonoya çevirerek satan kurumlardan Fannie Mae ve Freddie Mac'i kurtarma çabalarıydı. Bu bonoların neredeyse %20'sinin Asya ülkelerinde olması genel tedirginliğin daha da artmasına sebep oluyor. Bütün bunlara rağmen geçtiğimiz hafta ortasından başlayarak başta petrol olmak üzere nispeten düşme eğilimi gösteren emtia fiyatları da tepki alımlarının gelmesine imkan tanıdı. Emtia piyasalarında söz sahibi ABD'li bankaların petrolün varil fiyatının önümüzdeki dönemlerde 200 USD'ye kadar çıkabileceğini dile getirmelerine rağmen, fiyatlarda en azından kısa dönemli bir doygunluk yaşandığı anlaşılmakta. Tabii ki petroldeki bu aşırı fiyatlanma sonrası yaşanan satışların altında spekülasyonun etkisi olduğu da aşikar. Bilindiği gibi Suudi Arabistan daha önce de bu spekülasyonlara karşı önlem alınması gerekliliğini vurgulamıştı. ABD büyüme rakamları ise en azından şimdilik resesyon endişelerini frenlemiş gibi görünüyor. Biz hala çok büyük ihtimalle ABD'nin 2. yarıyıl büyüme oranının negatif seyir izleyeceğini düşünmekteyiz. Ayrıca daha önce de önemine defalarca vurgu yaptığımız güven endeksi, olması gereken seviyelerin hala çok altında. Bir kez daha tekrarlamakta fayda var ki 2009'un 2. yarısından önce global piyasalarda gerçek manada bir toparlanma beklenmemeli. İç siyasette ise Anayasa Mahkemesi'nin kapatma davasıyla ilgili kararını en geç ağustos ayı ortasına kadar vermesi bekleniyor. Ancak piyasada yaşanan olumlu hava sanki kapatılmamaya yönelik bir fiyatlama izlenimi vermekte. Zira yurtdışında, Citigroup'un beklentilerden daha az zarar açıklaması dışında, rüzgarı tersine çevirebilecek olumlu bir gelişme görülmüyor. TCMB ise daha önce belirtmiş olduğumuz gibi faiz politikasında değişik bir tavır sergilemedi. Fiyatlar genel düzeyinin olumsuz yönde etkilenmemesi için gerekli durumlarda faiz artırımına devam edeceğini vurguladı. Açıklamalarında ayrıca faiz artışlarının global gelişmelere, dış talepteki elastikiyete ve bu dönemde göz ardı edilebilecek diğer unsurlara bağlı olduğunu belirtiyorlar. Gayet mantıklı gibi görünse de uygulamaları görmeden peşin hüküm vermek yanlış olur. Önümüzdeki haftalarda piyasalara yön vereceğine inandığımız önemli datalar ise öncelikle ABD'de 31 Temmuz'da açıklanacak GSMH 2. çeyrek büyüme rakamı ve bunun dışında yine ABD ve Avrupa bankalarından gelecek bilanço rakamları. Teknik olarak baktığımızda ise 39.000 direnç seviyesi geçilebilirse, 39500 seviyelerinde satış yönlü hareket edilmesi gerektiğini ve 37500-36500 destek seviyelerinin de kısa vadeli tepki amaçlı olarak alım yönünde değerlendirilmesinin uygun olacağını söyleyebiliriz. Faiz tarafında ise gösterge tahvilin %21.00-20.40 aralığında hafta boyunca sıkışık bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz.