Beklenti yoluyla bulaşma

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Ortalık biraz duruluyor gibi. Ama kriz korkusunun geçtiğini söylemek zor.

Aslında bir önceki krizde de (2008) olduğu gibi yine bizim üretmediğimiz bir olumsuzlukla karşı karşıyayiz. Bu kriz bizim krizimiz değil. Olamaz da zaten. Zira, ekonominin iç koşullarında  böylesine bir telaşla  kriz ortamına sürüklenmeyi doğrulayacak bir zafiyet yok. Hatta yılın ilk çeyreğinin sonunda tam tersi koşullar içinde olduğumuz söylenebilir.  Hatırlarsanız, Türkiye ekonomisinin küresel krizden düzgün ve güçlenerek çıkan ekonomiler arasında yer aldığı noktasında görüş birliği vardı.

2011 yılına girerken büyüme hızı oldukça yüksekti.  Kamu maliyesi dengesinden fazla sapılmamıştı. Seçime rağmen bu dengeyi koruma iradesinin olduğu gözleniyordu. Kamu borcu sorun yaratacak ölçekten uzaktı. Enflasyon baskılanmıştı. Faiz oranları sakindi. Tek sorun ekonominin dış dengesindeki bozulmaydı. Cari açık hızla büyüme eğilimi gösteriyordu.

Cari açığın potansiyel bir risk olduğunu hep söyledik. Cari açığın taşıdığı risk Türk lirasının değer kaybetmesi (devaluasyon) riskidir. Ancak  dış açığın finasmanında, döviz akışının temininde sorun olmadığı müddetçe, Merkez Bankası açık ya da örtük biçimde döviz kurunu kontrol edebilir. Bunun için öteki değişkenler üzerindeki kontrolunun gevşemesine izin verebilir ya da bundan hepten vazgeçebilir.

Nitekim, geçen yılın son çeyreğinde Merkez Bankası kur riskinde olasılığın yükseldiğini fark ederek döviz kurunu alenen kontrol altına alacak yeni bir politika kulvarına döndü. Kurda ani bir zıplama, yani cari açık kökenli bir kriz olması olasılığını azaltıyordu bu. Sonunda cari açık kaynaklı zafiyet de içselleştirilip, denetim altına alınmıştı.

Bu denklemden kriz çıkmazdı.

                                             *                   *                   *

Kriz olabilmesi için bu denklemin değişmesi gerekiyordu. İçeride denklemi değiştirecek güçte bir olumsuzluk yoktu. Bu durumda sadece bizim dışımızda oluşacak  bir olumsuzluk değiştirebilirdi denklemi.

Öyle oldu. Denklem değişti. Zira, dünya ekonomisinde bir değil iki olumsuzluk oldu. ABD borç limiti sorununa takıldı, ardından da kredi notu indirimi geldi. AB'de de kronik hale gelmiş olan mali zafiyet sorunları bir kez daha gündemi işgal etti. Ortalık karıştı.

Elde pişen bize de düştü. Biz de karıştık. Birden kendimizi yoğun bir kriz söylemi ve eylemi içinde bulduk.

Bulaşıcılık deniyor buna. Bir ülke ya da bölgede oluşan hastalığın etrafa yayılması kasdediliyor. Aynı hastalıkların bulaşması gibi. Bir ülkede ortaya çıkan bir iktisadi olumsuzluk etrafa bulaşıyor, öteki ülkelere yayılıyor. Üstelik, küreselleşme bulaşma dinamiğini hızlandırıp, içinden çıkılmaz hale getiiyor. Küresel bağlar ve ilişkilerden vazgeçmedikce iktisadi hastalıkların bulaşarak yayılmasını engellemek zor. Tedavi etmek iyice zor.

Ama koruyucu tedavi yapmak mümkün. Bunun için olumsuz koşulların, hiç olmazsa başlangıçta, adeta bir darbe gibi ekonomiye yansımasını engellemek lazım. Bunun yolu da beklenti yönetiminden geçiyor. Dışarıda oluşan olumsuzlukların içeride beklentileri bozmasına izin vermemek gerekiyor.

Bu son kriz ortamında hem dışarıdaki hem de içerideki yönetimler beklentileri yönetemedi. Dışarıda ulusal karakterli sorunların hızla çözülmesi becerilemedi. Bunlarla ilgili olumsuz retoriğin  uluslararası plana taşınıp, etkili hale gelmesi engellenemedi. Tersine, bunların mikrop yaymasına adeta müsaade edildi.

İçeride de beklenti yönetiminin feci olduğunu söylemek zorundayım.Dışarıdaki olumsuz gelişmelerin olumlu biçimde sonlanacağı öngörülebilirdi. Ama bunu yapamadık. Sözkonusu  olumsuzlukların nerede, ne zaman ve nasıl sonlanacağını kestiremedik. Bunların ne derecede etkili olacağını önceden çözümleyemedik. Buna karşılık ağzı olan konuştu. Resmi ağızlar arasında tutarlılık sağlanamadı. Her konuşan olumsuzluk yaydı. Korktuk, ödümüz patladı.

Bunların birisi beklentilerin ters dönmesine yeterdi. Hepsi bir araya gelince darbe etkisi büyüdü. Beklentileri yönetmeyi beceremeyince dışarıdaki olmaz işlerin bize bulaşması engellenemedi.

Kısacası, hastalığı göremedik. Koruyucu hekimliği beceremedik. Biz de hasta olduk.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018