Beklenmedik bir kaza, bir mola ve mesajlar

Ertan BARUT
Ertan BARUT YAZILIM MASASI [email protected]

Üç haftadır yazamadım. İşlerden, top­lantılardan, yazılım ekosisteminden, koşuşturmacalardan bir süreliğine uzak­laşmak zorunda kaldım. Hayat beni bir sü­reliğine zorunlu bir molaya çekti.

Son 3 yıldır yaz geldiğinde ayda birkaç günlüğüne yazlık evime gider, hem çalışır hem de enerji toplar sonra da Ankara’ya yo­ğun iş temposuna dönerdim. Yine üç hafta önce, birkaç günlüğüne Antalya Belek’teki yazlık evime gittim. Birkaç gün dinlendik­ten sonra dönüş için uçak biletimi aldım. Akşam yemeğe oturmak üzereydik. Bahçe katında sallanan salıncak ve yemek masası sandalyeleri arasında ayaklarım birbirine dolandı ve bir anda ne olduğunu anlama­dan kendimi yerde buldum. O an yaşadığım acı tarifsizdi. Sağ bacağımda müthiş bir ağ­rı, hareket edemiyor, hissetmiyordum.

“Hayatımın en uzun yarım saati”

Ambulans geldi. 4-5 kişinin yardımıyla beni güçlükle ambulansa taşıdılar. Derin düşünceler ve ardı ardına dualar ederek Serik Devlet Hastanesi’ne vardık. Çekilen filmler sonucu sağ kalça (femur) kemiğim sert şekilde kırılmış. Bacağımda önemli ezilmeler ve burkulmalar vardı.

Acil ameliyat dediler. Seyahat riskli, em­boli atma riski varmış. O an her şey kısa bir süre durdu bende. “Sonra dönüp Allah’a te­vekkül edelim, burada kalıyoruz” dedim. Ertesi sabah uzun süren, riskli bir ameliyat ile titanyum protez takıldı.

Eşim, çocuklarım, komşularım, aileleri­miz, dostlar, şirket çalışma arkadaşlarım, ziyaretler, telefonlar, çiçekler, mesajlar, doktolar ve hemşireler bana ayrı bir güç ve enerji verdi. Allah herkesten razı olsun.

6 gün hastanede kaldım; bu süre boyun­ca bakım, iğne ve pansumanlar titizlik­le yapıldı. Bir yürüteçim ve birde koltuk değneğim oldu. Son üç gün yürüteç yardı­mıyla 50’şer metrelik yürüyüşler yapmaya başladım. Hastane bahçesinde tekerlekli sandalyeyle indirdiler, hava aldım; bu kısa nefeslenmeler bile moral veriyordu.

“Hayat bana DUR dedi”

Ağrılar devam ediyordu. Doktorum, 2 hafta seyahat etme dinlen dedi. Yazlık evi­me geri döndüm, Geceler bitmek bilmiyor­du. Ayağa kalkmalıydım. Her gün düzenli yürüyüşler yaptım, yürüteçle bahçede do­laştım, limon ağacımızın gölgesinde kah­vemi yudumladım. Ağaçlarımızdan topla­dığım meyveleri tatmak iyi geldi. Karam­sarlığa kapılsam da her defasında Allah’a şükrettim.

Kontrol için hastaneye gittim, dikişlerim henüz alınmaya hazır değildi. Ankara’ya dönüp tedavime orada devam etmeye karar verdim ve Ankara’dayım. O günden bugüne üç hafta geçti toparlanmaya ve odaklanma­ya çalışıyorum.

Ağrılarım da azalmaya başladı. Yakında yürüteçle vedalaşıp, koltuk değneği ile yü­rüyüşlere başlayacağım. Kritik bir üç hafta daha var. Protezi riske atmadan geçirmek, sabırlı olmak zorundayım.

Son derece hareketli hayatım bana bir anda DUR dedi. Düştüğüm andan itibaren mesajların peşine düştüm. Allah’ın izniy­le bunu da atlatıp, yeniden sahalara döne­ceğim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar