Bedavacı toplum olmaktan kurtulamıyoruz.
Neredeyse her bayram aynı yazıyı yazıyoruz. Biz yazmaktan bıkmadık; ama utanıyoruz. Utanarak da olsa ısrarla konunun üzerinde duruyoruz. Ancak; yanlışlar ve alaturkalıklar yapılmaya devam ediyor.
Bıkmadığımız ama utandığımız konu, bayramlarda yapılagelen uygulamalar…
Türkiye’de her kurban ve şeker bayramında hemen aynı uygulamalara şahit oluyoruz. Bazı popülist ve eyyamcı düzenlemeler görüyoruz. Hemen her bayram aynı uygulama veya düzenlemeler oluyor.
Şöyle ki her bayramda;
Hükümetin kamu çalışanlarına idari izin verdiğini,
Hükümetin otoyollar ve boğaz köprülerinden geçişleri ücretsiz hale getirdiğini,
Emekli maaşlarını süresinden önce ödediğini,
Şehir içi metro, otobüs, tramvay gibi toplu taşımalarda para alınmadığını,
Konjonktüre ve duruma göre başka bedavacılık uygulamaları da yapıldığını görüyoruz.
Bu bayramda da gelenek bozulmadı!... Yine aynı kararlar uygulamaya konuldu.
İşte bu şeker bayramında da uygulamaya konularlar…
1. Kamu çalışanlarına idari izin verildi.
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru bir hükümet tasarrufu ile kamu çalışanlarına 1 günlük idari izin verildi. 16 Temmuz Perşembe günü tüm kamu çalışanları memur ve işçiler için idari izinli gün sayıldı. 2.5 milyon kamu çalışanının 1 gün çalışmaması sağlandı.
İş dünyası çalışırken, bankalar mesai yaparken kamu kurumlarının kapalı olması doğru mu? Ortak mesai imkanının ortadan kalkmış olması gerçekçi mi?
İnsan şöyle bakıyor: Kamu çalışanlarının izinli sayılması, buna karşın özel kesimin çalışması ve bankaların mesai yapması adalet mi? Ya da 2.5 milyon kamu çalışanının 1 gün çalışmasının yarattığı ekonomik kayıplar doğru mu?
Bu ülkenin çalışmaya, mal ve hizmet üretmeye ihtiyacı yok mu? Komşularımız gibi “siesta” yapmanın ve ağır sonuçlara zemin hazırlamanın zamanı mı?
2. Emekli aylıklarının erken ödenmesi kararlaştırıldı.
Memur ve işçi emeklilerinin emekli aylıklarını belli zamanlarda aldığını biliyoruz. Devlet, özellikle nakit sıkışıklığını önlemek açısından da bu günlerde çeşitlilik yapıyor. Memurlar ayın başında ve diğer emekliler de ayın ortasında emekli aylıklarını alıyor.
Şimdi yeni ve yine bir uygulama ile kamu emeklilerinin aylıklarının erken ödenmesi kararı çıktı.
Aslında insani ve sosyal anlamda bayram öncesi insanlara para vermek akla yatkın geliyor. Ancak; kalıcı ve gerçekçi düşünüldüğündü hiç de doğru bir uygulama olarak görülmüyor. Asıl olan emekliye erken ödeme yapmak değil, insanca imkan sağlamak olmalı.
Bugünün gelişmiş bankacılık sistemi içerisinde herkesin gününde emekli aylıklarını alması, devletin de önünü bu şekilde görmesi daha çağdaş değil mi? Aksi takdirde siyasi ve sosyal nedenlerle bu uygulamalar sıkça değiştirilmez mi?
3. Otoyol ve köprü geçişleri parasız yapıldı.
Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve Resmi Gazete’de yayımlanan yeni bir karara göre, otoyollar ve boğaz köprülerinden bayram boyunca geçişler ücretsiz olacak.
Şöyle ki; 16 Temmuz Perşembe saat 00.00'dan, 20 Temmuz Pazartesi saat 07.00'ye kadar ücretsiz yararlanılabilecek.
Şimdi şu soru akla gelmiyor mu? Otoyol ve köprüleri kullandığı için geçiş ücreti ödemek durumunda olanlara bayramda ücretsiz geçiş hakkı sağlamak o otoyol ve köprülerden geçmeyenlere haksızlık değil mi? Yüzbinlerce aracın geçişinden alınacak geçiş ücretinin alınmaması kamu gelirlerinin azalması anlamına gelmiyor mu?
Geçmeyenin kamu hakkından yararlanmasına zararı olmuyor mu?
4. Şehirlerde toplu taşıma ücretsiz oldu.
Yukarıda belirtilen Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında ayrıca, belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmetleri de ücretsiz hale getirildi. Yani şehir içindeki otobüs, metro, tramvay toplu taşımalarında 17 Temmuz Cuma saat 00.00'dan başlayarak 19 Temmuz Pazar gece yarısına kadar ücret alınmayacak veya indirimli ücret alınacak..
Tüm bu düzenlemelere gerçekçi bakalım: Acaba bu yapılanlar doğru mu? Çağdaş anlayış, ekonomik bakış bu uygulamaların doğruluğunu ortaya koyuyor mu? Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu gariplikler sergileniyor mu?
Bu yapılanlardan oy mu kazanıyoruz? Yoksa ekonomi ve çağdaşlık olarak mesafe mi kaybediyoruz?
Gerçekten artık rasyonel ve çağdaş uygulamalara ihtiyaç var.