BBC Micro ve FATİH

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

İngiliz kamu yayıncılığı kurumu BBC, 11-12 yaş grubunda bir milyon öğrenciye “yazılım geliştirmeye uygun” bilişim cihazı dağıtacak. Bu dağıtılacak “şey,” tablet / laptop değil. Bilgisayara USB ile bağlanarak çalışacak Micro Bit adlı cihazın programlanabilir basit özellikleri var. 

Amaç, ders içeriğini FATİH gibi elektroniğe yüklemek değil: Çocuklara 11 yaşından itibaren kod yazma hevesi ve becerisi kazandırmak. Zaten, İngiltere’de geçen Eylül’de 5-16 yaş grubuna yazılım eğitimi okullarda resmen başlamıştı. Eğitim Bakanı Michael Gove bu girişimi açıklarken Başkan Obama gibi konuşmuştu: “Başkasının yazdığı programı kullanacağına, kendi programını yazmayı öğren.” 

Obama’nın sözlerini hatırlayalım: “Sadece bir video oyunu satın almayın. Video oyunu yapın. En son uygulamayı indirmekle yetinmeyin. Bir uygulama da siz yapın. Uygulamayı telefonunuzda oynamakla yetinmeyin. Siz programlayın.” (09.12.13) 

BBC, İngiltere’de ortaöğrenimdeki devrimsel adıma, bütün radyo, TV, internet, kitap, dergi yayıncılığındaki ürünlerine yenilikçi düzenlemeler yaparak katılmıştı. Yani hükümetin, çocukları kod yazmaya teşvik kararı, tekil bir karar değildi. Çok sayıda kurum ve kuruluşun eşgüdümü sağlanarak alınmıştı. BBC Micro projesinde büyük banka Barclays’den İngiliz telekom devi BT’e, Google’dan Microsoft’a, Samsung’a, bizde tanınmayan stk’lara ve teknoloji geliştirme kurumlarına kadar 50 sponsor var. 

Micro Bit’in dedesi BBC Micro’yu yine BBC, taa 1980’lerde geliştirdi. 1981-84 arasında hükümet, BBC Micro’yu (kısa adıyla Beeb) okullarda bilgisayarlı eğitim aracı olarak sübvanse etti. 30 yılda geçen kaç hükümete rağmen bu hedeften şaşmadılar. Eğitimi ulusal bir hedef olarak gördüler. Dünkü bilgisayarı, bugün kod yazmaya uygun “silikon tablası” görünümlü yenilikçi bir cihaza dönüştürdüler. 

Tam bu noktada, iktisatçımız Güven Sak’ın şu cümlelerine sıra geldi: “Makinelere komut verebilme işinden anlayanların refah seviyesi, makinelere nasıl komut verildiğini bilmeyenlerden kesinlikle daha yüksek olacak. İlk grup, ortalamanın üzerinde bir hayat sürerken, ikinci grup, sürekli ortalamanın altında kalacak. İlkokuldan, hatta anaokulundan başlayarak daha fazla sayıda programcı yetiştirmeye başlamamız gerekiyor. Eğer bugüne kadarki kazanımlarımızı korumak, bir adım ileriye gitmek, teknolojik altyapımızı yenilemek ve çocuklarımız eziklerin karanlık dünyasından çıkıp bizden daha iyi bir hayat sürsün istiyorsak, onların makinelerle de konuşmayı öğrenmesini sağlamamız gerekiyor. Hem iyi bir eğitim hem de iyi bir gelecek için. Peki, bizim milli eğitim sistemimiz bu işi becerebilecek kabiliyette mi?” (Radikal,12.12.14) 

Biz, Güven Sak’ın önerisinden çok çok gerideyiz. FATİH Projesi hakkında MEB 2014 Faaliyet Raporu 100. sayfasında Tablo 56’ya bakmak yeterli: İnternet altyapısı yenilenen okul sayısında hedef 2.800. Sadece 135’inde sağlanmış. Etkileşimli tahta uygulamasına geçilecek derslik sayısı 100 bin. Ama 30 bininde yapılabilmiş. Tablet kullanan öğrenci sayısında hedef 1.2 milyon. 550 binde kalmış. 

Öte yandan, MEB YEĞİTEK Genel Müdürüne göre, 167 bin 121 sınıfın tamamına etkileşimli tahta yerleştirildi. 2016 – 18 döneminde 10.6 milyon üzerinde tablet öğrencilere dağıtılacak. (09.03.15) 

Her resmi açıklamada hep donanım, tablet sayısı, akıllı tahta, ihale rakamları sayılırken, FATİH’in bir “eğitim” projesi olduğunu kamuoyuna anlatmak için 2014’te yayınlanması hedeflenen kamu spotu hazırlanamadı: Tablo 56’da yazıyor. Tek bir kamu spotuyla koca proje zaten anlatılamaz, ama en azından o spot bile henüz yok. (FATİH, 22 Kasım 2010’da açıklanmıştı.)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019