Bazuka gerekiyor

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

2008 yılı sonunda ABD bankacılık sistemi iflas noktasına gelmişti. Bu kriz öncesinde büyük Amerikan bankalarının kaldıraç oranları, yüksek sayılabilecek "on üç" seviyesindeydi. Bugün Avrupa'ya bakıldığında, kaldıraç oranlarının inanılmaz seviyelerde olduğu görülüyor. 2008'de batan, ya da devletin sermaye aktardığı Amerikan bankalarının durumları ile büyük farklar var. Kaldıraç, likidite azlığı ve tek alana yoğunlaşma, bir bankanın sonunu getirebilir. Kaldıraç oranlarından yola çıkarak, bir "çok riskli bankalar" listesi hazırlamıştım. Bu listede ikinci sırada Dexia vardı. Bankanın kaldıraç oranı "elli dört" idi. Bildiğiniz gibi, bu banka gecen hafta kamulaştırıldı. Dexia'nin son olmayacağını düşünüyorum. Yenileri gelebilir.

Bu riskler altında, AB bankalarının sermaye yapılarının yeniden düzenlenmesinden bahsediliyor. Bu paraların bir yerlerden çıkması gerekiyor. Birilerinin maliyeti üstlenmesi gerekiyor. Zamanında Amerikalı vergi mükelleflerinden çıktı. Şimdi sıra Avrupalı mükelleflerde. Avrupalı bu işi kabul etmeyebilir. İşler içinden çıkılmaz bir hal alabilir.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin; namı diğer BRIC ülkelerinin yardım edecekleri konuşuluyor. Gelecek her paranın işe yarayacağı düşünülüyor. Fazla etkili olacağını düşünmüyorum. Avrupa cari işlemler fazlası veriyor. Yani sermaye kıtlığı yok. Tasarruflar, yatırımları aşıyor. Sorunlu ülkeler; sürdürülemez borç oranlarına sahip oldukları için, temelinde sorun olan bir para sisteminde oldukları için, kredibilite sorunu yaşadıkları için finansmanda zorlanıyorlar. Sermaye zengini AB'nin, sermaye fakiri BRIC ülkelerinden yardım alması, AB'nin ticaret fazlasını bile ortadan kaldırabilir. BRIC'ten yapılacak sermaye ithalatı, kısa dönemde bir rüzgar yaratabilir. Orta dönemde AB ekonomisine zarar verebilir.     

Kasım başında yapılacak G-20 toplantısında, Avrupa bankacılık sektörüne yönelik bir programın sunulması bekleniyor. Program, piyasaları memnun edebilir. Ancak; bankacılık sektörünü tamir etmek, para sistemindeki sorunu çözmez. Spekülatörler her fırsatta sorunlu ülkelerin tahvillerine saldırır. Almanya, ekonomik tedbir politikalarının ve bankacılık sektörüne sermaye aktarılmasının sorunları çözeceğini düşünüyor. Bunlar işine de geliyor. İşin aslı; tıpkı ABD'de olduğu gibi, maliye politikalarından destek gelmeden bankacılık sektörünü kurtarmak işe yaramaz. Yunanistan, Portekiz, İtalya, İspanya gibi ülkeler zaten dağılmış. Bu ülkelerden ayrıca kemer sıkmaları isteniyor. Kemer sıktıkça, ekonomik anlamda daha kötü duruma düşecekler. Ekonomik olarak zorlandıkça, yardım karşılığında istenen rakamları tutturamayacaklar. Bu durumda, tahvil piyasasındaki köpek balıkları yine gelecek. Aynı filmi defalarca kez izleyeceğiz.

ABD'de tahvil köpek balıkları ortaya çıkmadı mı? 2008'de bir ara göründüler. Fed'in açıkladığı programlardan sonra, ortadan kayboldular. ABD ile AB ülkeleri karıştırılıyor. Yanlış kıyaslamalar yapılıyor. Fed, rezerv para olan doları istediği miktarda yaratabilir. AB ülkelerinin böyle bir şansı yok. Onlar sadece döviz kullanıcısı. Para yaratma şansları yok. Bunun için; Euro tahvili, ortak Hazine gibi radikal kararlar açıklanmadıkça, açık hedef durumundalar. Bankacılık planı açıklanırsa, tahvil spekülatörleri biraz kenara çekilirler. Sonra yine dönerler.

AB; Euro tahvil veya ortak Hazine gibi bir bazuka çıkartırsa, spekülatörleri dağıtabilir. Kısa dönemde bir bazukanın çıkması da çok düşük bir ihtimal.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019