Bazı zararlar rakamlarla ölçülemez

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Öyle büyük bir afet yaşadık ki, kaybolan canlar, yıkılan evler ve en önemlisi de yıkılan yuvalar, asrın felaketi olarak tarihteki yerini aldı. Hal böyle olunca sayılardan bahsetmek de gelmiyor insanın içinden. Yıkılan binalar yerine bir şekilde gelir ve gelecektir, ama giden canlar elbette hiçbir zaman geri gelmeyecek.

Bu afetin ekonomik boyutunu detaylandırmak ve hesap kitap yapmak için bir hayli erken. Henüz yaralarımızı sarmış değiliz ve acımız çok taze. Ancak yine de konuşmak ve ekonomiyi yönetenler tarafından üzerine çalışmak, bölgeyi yeniden eski konumuna getirebilmek için son derece önemli. Şimdiye kadar hiçbir sloganın bu kadar gerçeğe dönüştüğüne belki de şahit olmadık. O slogan “tek yürek olmak”.

Ben dünyada hiçbir ülkenin bu denli büyük bir yardımlaşma sınavı verdiğini ve verebileceğini de düşünmüyorum. Bu yardımlaşmanın afetten etkilenen insanların kısa vadeli sorunlarını çözmek için önemli bir etki yaratacağı şüphesiz, ancak uzun vadede desteklerin sürdürülebilir olması bir o kadar önemli.

Depremin merkezi olan Kahramanmaraş ile birlikte 10 ili etkileyen ve 19.500 binanın yıkılmasına neden olan şiddetli depremin yaşandığı bölgede yaşayan toplam nüfus yaklaşık 13,5 milyon. Ancak 1 milyona yakın binanın onarım geçireceği öngörülüyor. Yıkılan binalar, zarar gören yollar, hastanelerin yaratacağı etkilerin varacağı rakamlar ile yaratacağı ekonomik etkiyi şu anda öngörmek bir hayli zor. Reuters'e göre depremin GSYH'ye etkisi 0.6 ila 2 puan arasında bir kayıp oluşturacak.

Üretimdeki ve istihdamda oluşacak etki ile birlikte, büyüme üzerinde de olumsuzluk yaratacağını görebilmek hayli mümkün. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre depremden etkilenen 10 ilden oluşan bölgenin GSYH içindeki payı yüzde 9.3, tarımdaki payı yüzde 14.3, sanayideki payı ise yüzde 11.2 düzeyinde. Bölge, toplam ihracatın yüzde 8.5, ithalatın ise yüzde 6.7'sini gerçekleştiriyor.

Önümüzdeki dönemde bu veriler üzerine daha fazla konuşacağımız kesin. Maddi etki kadar toplum üzerinde yaratacağı manevi etkiyi de bolca dile getireceğimiz bir dönem bizleri bekliyor. Ancak şu anda kısmen dile gelen, ama önümüzdeki günlerde çok daha fazla konuşacağımız olası Marmara depreminin ekonomi üzerinde yaratacağı etki de, en az mevcut yaraların sarılması için gerekli olan kaynak ihtiyacı kadar etki yaratıyor olacak.

Yani hesapları yaparken, bu hususu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Zira artık yaşananlardan sonra, ülke nüfusunun yüzde 20’sinin ikamet ettiği, ekonominin ise yüzde 50’ye yakınını yaratan Marmara Bölgesi’ndeki deprem gerçeğini görmezden gelmek mümkün olmayacaktır. Yaşattığı etki ile rakamların bile kifayetsiz kaldığı bir afeti yaşadık. İşte bu sebeptendir ki, bazı zararlar aslında rakamlarla ölçülemez.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar