Bazı şeyler iyi gitmeli!
Türkiye ekonomisinin en önemli problemi döviz kurlarındaki yükselişlerin desteklediği enflasyondur. Dolar kurunu ve dolayısıyla enflasyonu kontrol altına almadan rahat edemeyiz. Bu hafta açıklanan enflasyon rakamından sonra Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya’nın ifadeleri, 13 Eylül’de bir faiz artışının olacağını gösteriyor. Merkez’in 24 Temmuz’daki toplantısından önce de faiz artırımı bekleniyordu. Merkez faiz artışını pas geçtikten sonra USD/TL kuru birkaç günde yüzde 10 yükseldi. Bu yükseliş, ABD ile yaşanan Brunson krizinin derinleşmesinden önceydi. Sonraki haftalarda gelişen ülke piyasalarına bakış açısının bozulmasından Türkiye de payını aldı. 24 Temmuz-13 Ağustos döneminde USD/TL paritesindeki yükseliş oranı yüzde 52 oldu. Enflasyonun geldiği nokta ortadayken, TCMB faiz artırımı yapmalıdır.
Dış gelişmeler de bizi desteklemiyor. Petrol fiyatı son iki haftada yüzde 12 arttı. Bu artışın, enerji ithalatçısı ülkeler üzerindeki etkileri araştırma raporlarında yazılıp çiziliyor. Gündemi aylardır meşgul eden ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı önümüzdeki haftalarda boyut kazanabilir. Bugüne kadarki gelişmelere göre, ticaret savaşının kaybedeni Çin gibi duruyor. Finansal piyasaların verdiği sinyal budur. Amerika gümrük vergilerini açıkladığından beri Çin borsası yüzde 15 düştü. Aynı zaman diliminde Dow Jones endeksi yüzde 3 yükseldi. Bu dönemde Çin Yuanı yüzde 6 değer kaybetti. Tabii yuandaki düşüşün, Çin Merkez Bankasının kontrolünde olduğu söylenebilir. Ancak mevcut senaryoda, Türkiye’nin içinde bulunduğu ülkeler grubuna iki taraftan baskı gelebilir: Çin hisselerindeki satışın etkileri ve yuandaki düşüşün gelişen ülke paraları üzerindeki yansıması. Özellikle yuan faktörüne dikkat etmek lazım. Çin bugüne kadar 60 milyar dolarlık Amerikan ürününe gümrük vergisi getirdi. Ticaret savaşının ekonomik etkilerini yuanla dengelemeye çalışıyorlar. Yuanın değerini düşürerek, ihracat avantajı kazanmak istiyorlar. ABD’nin bu ay 200 milyar dolarlık Çin ürününe vergi getireceği düşünülürse, Çin yuan tarafını yine kullanabilir. Bu da gelişen ülke paraları üzerinde bir baskı unsurudur.
Türkiye ekonomisi açısından bir şeyler iyi gitmelidir. Petrol ve doğal gaz fiyatındaki artışlar bize rahatsızlık veriyor. Rus medyasında, Türkiye’ye satılacak doğal gazın bu kış yüzde 30 zamlanacağı haberleri çıkıyor. Fed Başkanı Powell: "Gelişen ülkelerdeki sorunlar bizi ilgilendirmiyor. Faiz artırımlarına devam ederiz" diyor. Son olarak yuandaki düşüşün devam etmesi muhtemeldir. İçeriye çekidüzen verelim. Dış gelişmeleri izleyelim.