Bazı çalışanlar daha da eşittir

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

 

 

“Allahım, ben nerde yanlış yaptım?”
 
O dönem toplu iş sözleşmesini bağıtlayamamıştık. Sözleşme, hakem kurulundan çıktı. Başlangıçta her şey güzel gidiyordu. Ama sonu iyi bitmemişti. İnsan kaynakları bölümü olarak külahımızı önümüze koyup yenilgimizin nedenlerini düşünmeye başladık. Bir sürü neden ortaya çıktı. Bunların bir kısmı bizim kontrolümüz dışındaki faktörlerdi.
Ama bizim yanlışlarımız nerede idi? Kayahan’ın “Allahım ben nerde yanlış yaptım?” şarkısı eşliğinde yanlışlarımızı masaya yatırdık.
 
Sonunda bizim açımızdan en önemli yanlışımızı bulduk. Hazırlık safhasında ve de sözleşme görüşmeleri sırasında insan kaynakları bölümü olarak “hat yöneticileri” ni (line managers) ihmal etmiştik. 
Evet, sendika ile sözleşme görüşmelerini yapmak insan kaynakları bölümünün görevi idi. Ancak hat yöneticilerini yanımıza almamız, onlara her aşamada bilgi vermemiz gerekirdi. Biz bunu atlamıştık. Hat yöneticileri de görüşmeler sırasında yönetimin yanında yer almamıştı. Sözleşmenin bağıtlanması için çaba harcamamışlardı.
 
Bir sonraki dönemde yanlışımızı düzelterek yola çıktık. Sözleşme görüşmeleri başlamadan hat yöneticilerini toplayıp onlara bilgi verdik. Sendikalı personelimizin mevcut ücret durumunu, piyasa araştırmamızın sonuçlarını ve sektörün değerlendirmesini sunduk. Sözleşmenin diğer aşamalarında da yöneticilere bilgi verdik. O dönemde bunun meyvelerini yedik; sözleşmeyi zamanında
bağıtlayabildik. 
 
Sağır Sultan duyduktan sonra
 
Geçen yıllarda bir şirketin bir grup yöneticisi ile birlikte idim. Onlara “İnsan kaynakları bölümünün sizinle olan iletişimi nasıl?” sorusunu sordum. Bir yönetici kinayeli bir biçimde şöyle konuştu: “İnsan kaynakları bölümü1 hep bir şeyler iletiyor. 
Biz de duyuyoruz, ama Sağır Sultan duyduktan sonra” . Bir başka yönetici onu destekledi. “Evet, çalışanlarımız bizden önce duyuyor. Örneğin, çalışanlarımız insan kaynakları konusunda yapılacak yeni uygulamalar hakkında bize bir şeyler soruyor. Biz onlara cevap veremiyoruz. Çünkü cevabını bilmiyoruz. “ Bir başka yönetici de aynı fikirde idi, devam etti: “Derken bir bakıyoruz insan kaynakları bölümü bir duyuru yayınlamış. Duyuruda aynen çalışanlarımızın sorduğu sorulardaki konulara değiniliyor. 
Demek ki, çalışanlarımız bizden önce bir yerlerden duymuşlar.” Bir başka yönetici de atıldı “Halbuki biz yöneticiler olarak çalışanlardan önce bu konuları öğrenmemiz gerekmez mi? Ayrıca yönetim bu konuda biz yöneticilerin fikrini sormamalı mı?”
 
Yöneticilerin yeri
 
Yönetimlerin yapacağı hataların en önemlilerinden birisi, yöneticilerin rolünü unutmaktır.
Doğru; her çalışan eşittir. Ama bazı çalışanlar, daha bir eşittir; biz onlara yönetici deriz. Her seviyedeki yönetici, adı üstünde, yönetimin bir parçasıdır. Yöneticiler, işletmenin başarısında ağır yükleri kaldırırlar. Bunun karşılığı olarak bazı ayrıcalıklarının da olması doğaldır. Yönetim, yöneticilere bu ayrıcalıkları her zaman hissettirmelidir. Eğer bu yapılırsa, yöneticiler kendilerini daha bir yönetim ekibinin parçası olarak görürler. Yöneticilere sunacağınız, bununla kendilerini ayrıcalıklı görecekleri, en kolay, ama en değerli şey enformasyondur. Onlarla enformasyonu paylaşmak, onlara verdiğiniz değeri gösterir. Bu nedenle, paylaşılacak enformasyonlarda yöneticilere öncelik ve ayrıcalık tanınmalıdır.
 
Bir diğer önemli konu da, insan kaynakları politikalarının oluşturulmasında ve uygulamasında yöneticilerin devre dışı bırakılmamasıdır. Bazen insan kaynakları bölümleri bu konularda yetkili tek bölümün kendileri olduğu hüsn-ü kuruntusuna kapılırlar. Halbuki insanı ilgilendiren konularda diğer bölümlerin yöneticilerinin de fikrine başvurulması gerekir. Ama fikrine başvurulacak yöneticiler, sadece “patron tipi akil yöneticiler”, başka bir deyişle, aklı-yüreği –vicdanı patrona ipotekli, ağzı patronun mührünü taşıyan yöneticiler olmamalıdır.
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019