Bazen olmaz ve kabul edip farklı bir şey yapmak gerekir
Yüksek tutarda sabit sermaye yatırımı, mühendislik birikimi, yoğun pazarlama harcaması gereksinimi ve marka bağlılığı gibi giriş engelleri, otomotiv sektöründe köklü küresel oyuncuların karlılık ve büyümelerini korumalarına imkân sağladı.
1960’larda Japon, 1970’lerde ise Koreli üreticilerin, sanayi politikaları doğrultusunda ciddi kamu desteği de alarak oyuna dâhil olabilmeleri, dengeyi Asya lehine değiştirdi.
Avrupalı, Japon ve Koreli üreticiler, dünyanın en büyük ve en karlı pazarı olan ABD’de üretim tesisleri kurarak ve bazı markaları satın alarak yerel oyuncu haline geldiler. 2010’dan bu yana popülerlik kazanan elektrikli araçlar, karbondioksit salınımını sınırlama çabaları ve bu yöndeki yasal düzenlemelerin de desteğiyle, yeni bir rekabet ve inovasyon dalgasına yol açtı.
Elektrikli araçların üretiminde daha az mekanik parça ve daha çok kablo, sensör ve çip yer alıyor. İşletim sistemi, akıllı kokpitler, aracı internete ve özel ağlara bağlayarak sürüş deneyimini çevrimiçi hale getiren elektronik altyapı ve eğlence sistemleri elektrikli araçlarda farklılaşmayı sağlayarak müşteri tercihlerini etkiliyor.
Değişen tercihlerle mobilitenin yanında yoğun bir iletişim ve eğlence işlevi de kazanan otomobillerde bu değişim mevcut markalara bağlılığı zayıflatarak yeni oyunculara daha fazla alan açabilir mi? Tesla’nın ilk yıllarında tartışılan bu soru, artık gündemde değil zira çoğu Çinli olmak üzere çok sayıda yeni oyuncu piyasada kendine yer edindi.
Çin’de devletin stratejik desteğini arkalarına alan yerli üreticiler, elektrikli araçların yüksek adetlerde üretimi, kullanılan yazılım ve batarya teknolojileri konusunda, Tesla’nın dışındaki küresel oyunculara kıyasla bir faz önden gidiyorlar. BYD, Xpeng, Li Auto ve Nio gibi önde gelen oyuncular önemli yazılım platformlarına sahip durumdalar.
En büyük elektrikli araç pazarı olan Çin’de bu markaların tek önemli rakibi Tesla. Birkaç yıl öncesine kadar Çin pazarında lider olan Volkswagen’in yerini BYD’ye bırakması ve Çin’li üreticilerin Avrupa’ya ihracata başlamaları özellikle Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi Almanya’da ciddi rahatsızlığa yol açmış durumda. Nitekim dizel teknolojisinin lideri olan Alman otomotiv sektörü, dizel motorların kullanımının çevre hassasiyeti nedeniyle azalmasından olumsuz etkilendi.
Elektrikli araçların penetrasyonunun artması ile alman otomotiv üreticilerinin Çinli oyuncuların gerisinde kalması durumunda, gerek ana sanayi gerekse yan sanayide ciddi kar ve istihdam kaybının gerçekleşeceği tartışılıyor. Avrupa otomotiv tedarik zincirine eklemlenmiş yan sanayimiz de bu durumdan olumsuz etkilenebilir. 2022’de operasyonel kârının yüzde 30’u Çin pazarında yaptığı satışlardan gelen Volkswagen’in bu ülkedeki pazar payı yüzde 19’a (Elektrikli araçlarda yüzde 4) gerilemiş durumda.
Çin’deki zayıflamanın etkisiyle 1 yılda hissedar değeri yüzde 46 gerileyen grubun yeni yönetimi gidişatın farkında ve kaybedilen mevzileri geri alabilmek, Çin dışında da aynı sonuçla karşılaşmamak için acil önlemler almakla meşgul. Grubun yazılım sistemlerini şirket içinde geliştirme iddiasıyla kurduğu Cariad şirketi nakit yakmayı sürdürürken, işletim sistemi ve bağlı sistemler konusunda halen hedeflenen yerden uzak.
Yönetimin haziranda açıkladığı elektrikli araç stratejisi de bu nedenle yatırımcılarını ikna etmekte yetersiz kalmıştı. Hızlı bir çözüm olarak Çin’de eksikliği duyulanı sahip olandan alma yoluna giden VW’in yeni yönetimi ülkenin önemli üreticilerinden XPeng ve SAIC ile stratejik işbirliğine gideceğini açıkladı.
Xpeng’in G9 elektrikli araç platformunu bu ülkede üretilip satılacak iki orta üst sınıf VW araçları için kullanılacak ve karşılığında XPeng’e her yıl “teknoloji hizmetleri bedeli” ödeyecek. Grubun markalarından Audi ise VW’nin Çin’deki JV ortağı SAIC ile ortak üst sınıf elektrikli araç geliştirecek.
Başka bir oyuncudan teknoloji satın almak VW’in yönetim felsefesine ters de olsa hızlı ve sermaye-yoğun olmayan bir seçenek. Yatırımcıların ve fon yöneticilerinin, elektrikli araç trendinin kaybedeni olarak gördüğü ve portföylerden çıkardığı VW için bu stratejik hamle köprüden önce son çıkış olabilir mi? Bazen inatla bir yönde çabalarsınız ve olmaz, olmayabileceğini içinize sindirip, farklı bir şey yapmaya kalkışmak, “kaderi” değiştirebilecek ilk hamledir.