Baz istasyonunda dron çağı

Kemalettin BULAMACI
Kemalettin BULAMACI Ters Köşe [email protected]

Geçtiğimiz hafta, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, katıldığı bir etkinlikte 5G’ye geçişin 2026 yılı için planlandığını aktardı. Hatta 4G’ye geçişte de yavaş kalan Türkiye’nin, 4.5G gibi daha ileri bir teknoloji fazı olan 5.5G ile başlayacağına işaret etti. Mevcut 4G teknolojisi ve bunun üzerinden sunulan hizmetleri geniş bir kitleye ve coğrafyaya ulaştırma, kesintisiz ve erişilebilir hizmetler sunmak gibi öncelikler ve engeller dururken 5G’ye geçiş çok elzem midir? Bu tartışmaya girmeyeceğim. Biz, Türkiye olarak kırsal bölgelere mobil haberleşmenin götürülmesi konusunda bir hayli aşama kaydettik. Nüfusun yüzde 99’u mobil kapsama alanına alındı. Coğrafi olarak da pek çok gelişmiş dünya ülkesinden daha iyi durumdayız.

Birleşik Krallık’ta (İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler) faaliyet gösteren dört mobil operatörden üçü, 30 Haziran 2024 için konulan kapsama hedeflerini karşılayamayacaklarını belirtti.

Çözüm havadan erişim

Mobil haberleşmede, erişim ve coğrafi kapsama konusunda devreye alınan çözümlerden birisi Starlink gibi alçak yörünge uydularından erişim hizmeti sağlamak. Starlink, pek çok operatör ile anlaşma yaptı. Yapmaya devam ediyor. Elbette, fiber erişimi olan, karasal baz istasyonlarının sunduğu performansı ve hızı sunamıyorlar ancak coğrafi zorluklarda, en hızlı hizmet götürme seçeneği bu. Starlink’in rakibi OneWeb ise Hindistan’da bu ay erişim hizmetini devreye alıyor. Hindistan seçimi elbette tesadüf değil. Çoğunluğu Eutelsat’ın olan OneWeb’in en büyük hissedarlarından birisi Hindistanlı Bharti grubu. Airtel’in de hissedarı. Eutelsat hissedarı olan, Tursat üzerinden biz de dolaylı olarak OneWeb’in hissedarı konumundayız.

Uçan baz istasyonları

Alçak yörünge uyduları dışında, dronelar da başka bir alternatif. Turkcell, 2018 yılında DroneCell ismi ile bir araştırma projesini kamuoyuna tanıtmıştı. 6 Şubat depremleri sonrasında çokça eleştiriye maruz kaldı ancak fikir olarak doğru bir noktada oldukları ortaya çıktı. Hatta deprem sırasında TUSAŞ’ın geliştirdiği Aksungur İHA üzerine yerleştirilen bir baz istasyonu projesine de imza attılar. Hatay’da 45 saatin üzerinde havada kalan Aksungur İHA ile deprem sonrası yaşanan haberleşme darboğazına bir nebze olsun çözüm üretmeye çalıştılar. Bu tip İHA, uçak üstü baz istasyonlarına HAPS, yani yüksek irtifa platform istasyonları deniliyor. British Telecom, Stratospheric Platforms Ltd ile, 450 karasal baz istasyonunun görevini yapacak olan bir proje üstünde çalışıyor. 2026’da devreye girecek. Ancak, bunun daha gelişmişini yapmayı başaran Airbus iştiraki AALTO’nun HAPS’ı, Zephyr’i 2026 yılında Japonya semalarında göreceğiz. Japonya’nın en büyük mobil operatörü NTT Docomo, yaptığı açıklama ile AALTO’ya 100 milyon dolar yatırım yapacağını açıkladı. Zephyr, bu alanda çalışan diğer HAPS’lara göre biraz daha farklı. Güneş enerjisi ile çalışan ve halen 20 bin metre irtifada 64 gün havada kalabilen bu dronun Japonya’da hizmete girdiği 2026 yılında 90 gün kesintisiz uçuş yapabileceği iddia ediliyor. Internet ve bağlantı hızı için anten teknolojilerini iyileştirilmesi, drone için sivil havacılık onayları gibi pek çok sorun ancak 2026’da Japonya’da uçan baz istasyonları gerçek olacak gibi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Türkiye’nin becerisi… 24 Haziran 2024
Yapay zekâda neredeyiz? 27 Mayıs 2024
BiTaksi, kimin olur? 22 Nisan 2024