Bayramdan sonra
Artık adet haline getirdik galiba. Başında ya da sonunda hafta sonuna bir iki gün olan bayram tatillerini uzatıyoruz. Uzayan bayram tatili önden ya da arkadan hafta sonu ile birleşince yeme de yanında yat durumu oluyor. “Nerede o eski bayramlar” söylemine cevaz vermeyen bir imkan doğuyor. Dokuz on güne uzanan tatiller çıkıyor ortaya. Hemen hareketleniyoruz. Trafiğe epey kurban veriyoruz ama sonuçta binlerce insan yer değiştiriyor. Hareket oluyor. Söylendiğine göre bereket de oluyormuş.
Uzatılmış bayram tatilinin rehaveti içinde vitesi küçültüyoruz, olan biteni pek yakından takip etmiyoruz. Ama ekonomi durmuyor. Hadi bayram-seyran derken bizim ekonomi yavaşlıyor desek de, dünya ekonomisi aynı hararette dönmeye devam ediyor. Piyasalar işliyor. Biz insanları hareket ettirirken piyasalar parayı hareket ettiriyor. Bu bizi ilgilendirmez diyecek halimiz de kalmadı. Küreselleşme denen afet eski bayramları adeta tarihin gerisine attı. Eskiden herkes kendi coğrafi ve finansal sınırları içine kapanıp, ticaret dışında bir şeye bulaşmadan yuvarlanıp giderken bugünün küreselleşmiş dünyası buna izin vermiyor. Mal ve hizmet ticareti son noktaya kadar liberalleşirken para da kürede serbestçe dolaşıyor. Bu eklemlenme ve serbestleşme önemli sonuçlar doğuruyor.Küreselleşmiş dünyada “biz bayram tatilini uzattık, şimdi küresel dinamiğin dışına çıkıyoruz, biraz gezip tozacağız, haftaya geliriz” diyebilme imkanı da yok. Kürenin bir ucunda pişen bize de düşer durumu var artık. Küresel piyasalar işlemeye devam ediyor. Sonuçlarına katlanmak durumunda kalıyorsunuz.
Bu bayram tatilinde de böyle oldu. Merkez Bankası faizi arttırmama, Fitch kredi notunu düşürmeme kararı aldıktan sonra biz dükkanı kapattık. Dünya ekonomisi yoluna devam etti. Malum, bizim bayram hazırlıklarına başladığımız günlere rastlayan FED’in Eylül ayı toplantısında faiz arttırılmadı. Her zaman olduğu gibi bu defa da risk algısı görece düzeldi, mali piyasalar rahatladı, finansal fiyatlar gevşedi. Özellikle gelişmekte olan ülke faiz ve döviz kurları bu iklimden olumlu etkilendi Döviz kurları geriledi, faiz oranları düştü.
Biz uzatılmış bayram tatilindeyken bu hava tersine döndü. Piyasalar yeniden gerildi. Alışılmış türbülans formatına geri dönüldü. Bu hareketi tetikleyen aktörler değişmedi. Örneğin FED’in beklenti bozan mızmızlığı devam etti ve geri dönüşte etkili oldu. Çin ekonomisinin ilk tahminlerden bile daha yüksek oranda yavaşladığının anlaşılması da piyasaları olumsuz etkiledi. Risk algısı yeniden yükselmeye başladı. Gelişmekte olan ülkelerde döviz kurları tekrar yön değiştirdi, ulusal paralar değer kaybetti. Türbülans iklimine geri dönüldü. Biz tatilden dönmek üzereyken FED Başkanı Yellen bir kez daha sahne aldı ve bu yıl bitmeden FED’in faizi yükseltebileceğini ima eden bir konuşma yaptı. Bu hamle türbülansı daha da güçlendirdi.
Küresel piyasalar bizim bayram tatilimizi umursamadı. Yaşanan çalkalanmadan biz de payımızı aldık. İyimserliğin yeşerdiği ilk evrede döviz kuru 3.0’ın altına gevşedi. Küresel piyasalarda havanın değişmesi ile birlikte kur yeniden 3.07’ye kadar yükseldi. Brezilya’nın ardından bizde de CDS oranlarında yukarı yönlü hareket oldu. Kısacası, biz bayram tatilinde keyfimize bakarken bize dönük risk algısı tekrar bozuldu. Şimdi önümüzde iki gelişme var. Bunların ikisi de beklenti bozulmasını daha ileri düzeye taşıma potansiyeli taşıyor. Bunların birisi tepemizde sallanan FED’in faizi yükseltme niyeti. Öteki de gündemde olan seçimler. FED faizinin yükselmesi en geç Aralık ayı içerisinde gerçekleşecekmiş gibi görünüyor. Bizim seçimlerin gürültüsü de Kasım ayına kadar sürecek. Kampanya daha yeni başlıyor. Önümüzdeki ayı kampanya söylevleri ve anket firmalarının oy tahminleri ile geçireceğiz. Tansiyonun biraz daha yükseleceği anlamına geliyor bunlar. Bayram tatilini uzattık ya, şimdi bunun bedelini ödeyeceğimiz anlaşılıyor. Umarım sonrasında biraz normalleşme imkanı buluruz.