Bayram sonrası 'bayram yazısı'
Hemen her dini bayram öncesi veya sonrasına rastlayan yazılarımızı 'Bayramlık Yazı' başlığı ya da içeriği ile yazmaya çalışıyoruz. Daha önceki bayramlarda genelde yaptığımız gibi, geçtiğimiz Şeker Bayramı'na rastlayan 14 Temmuz 2016 tarihli yazımızda da bu konuyu işlemişiz.
Her bayramda şu soruyu soruyoruz: 'Ekonominin Bayramı' mı yoksa 'Bayramın Ekonomisi' mi?...
Yani bayrama ekonominin bayramlık haliyle mi giriyoruz; yoksa bayram sayesinde ekonomide bayram mı yaşıyoruz? Yani güçlü ve sağlıklı bir ekonomi ile mi bayramı bayram gibi kutluyoruz; yoksa geçici iyileşme görüntüsü veya umudu ile mi bayramı zoraki kutluyoruz?
Soruları nasıl şekillendirirsek şekillendirelim değişmeyen gerçekler hep aynı.
Bu bayram da geçen bayramlarda olduğu gibi;
Tüm otoyol ve köprü geçişleri bayram süresince parasız hale getirildi,
Bazı yerel yönetimlerde şehir içi otobüs, metro gibi taşıma araçlarından para alınmadı,
Kamu çalışanlarına ve emeklilerine erkenden maaşları verildi,
Aynı şekilde özel sektör de ağırlıklı olarak bayram öncesi avans, erken maaş, prim vs. gibi adlarla bayram parası ödedi,
Bu bayramda günlerin uygun düşmemesi nedeniyle idari tatil verilemedi,
Ama bu bayramda da milli parklara ve müzelere bedava giriş imkanı getirildi,
…
Yani her zaman olduğu gibi bedavacı geçinmenin yolları merkezi ve yerel yönetim eliyle yine açıldı. Normal işleyişe yine izin verilmedi.
Bu değerlendirmeyi yaparken işin moral veya insani tarafını ihmal ettiğimizi, konuya sadece ekonomi penceresinden radikal bakış sergilediğimizi belirtelim.
Keşke desteksiz, hormonsuz, müdahalesiz, saat gibi işleyen bir ekonomi çarkı olsa da bayram seyran deyip geçici destekler sağlanmasa!... Sistem doğru çalışabilse…
Ekonomi cephesinde bayrama;
- Faizlerin 2009 yılından bu tarafa en yüksek düzeye ulaşmasıyla,
- Mevduat faizlerinde yüzde 14 ve kredi faizlerinde yüzde 20 bandına oturmak suretiyle,
- Başbakan'ın alışılmışın ve kendiyle bağdaşmayan bir üslupla bankalara faiz sopasını göstermesiyle,
- Tüketici güven endeksinin bir önceki döneme göre düşüş sergilemesiyle,
- Doların TL karşısında değer kaybına devam etmesiyle, girdik.
Bu arada;
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'adalet' yürüyüşü,
- Devam eden cemaat yapılanmasına ilişkin yargılamalar,
- Bu konuya ilişkin yeni tutuklamalar,
- Ne yazık ki terör dolayısıyla bazı noktalarda verdiğimiz şehitler,
- Sürpriz isimlerin yer aldığı geniş valiler kararnamesi,
- Dış dünyadaki yoğun hareketlilik, gibi konular da bayrama girerken yaşanan gelişmeler oldu.
Yukarıda sıraladığımız ekonomi ve ekonomi dışı olgular altında gel de bayramı keyifle kutla.
Şimdi de bayram sonrasının bu ilk iş gününde gündem yine belirsizliklere gebe.
Örnek mi istiyorsunuz…
Hükümet değişikliği olacak mı? Ne zaman olacak, kimler değişecek? Özellikle bazı önemli isimler ekonominin dümenine oturabilecek mi?
Bankalar, Başbakan'ın ikazı ve tehdidi doğrultusunda faizleri indirebilecekler mi? Daha doğrusu buna güçleri yetecek mi?
Varlık Barışı uygulamasından nasıl sonuçlar alınacak? Bu bilgiler kamuoyuyla paylaşılacak mı?
Döviz kurlarındaki düşüş devam edecek mi? Etmese de kurlarda artış olacak mı?
Özellikle ekonomi merkezli gündem oluşabilecek mi? Gerçekten de akıl ve izan sahibi herkesin kabul ettiği ekonomide yapısal düzenlemelere bakılacak mı?
Avrupa Birliği konusunda aktif bir pozisyon alınacak mı? Alınsa da bu koşullarda AB istekli oacak mı?
…
Biz yine bayram sonrasının bu ilk gününde herkese iyilikler ve ekonomiye de kolaylıklar dileyelim.