Bayram mı, turizm mi?
Eminim pek çok kişi yazı başlığı yanlış mı, acaba bayram mı tatil mi olacaktı diye düşünmüştür. Yok, hayır yanlış değil, ama ilişkili. Bayramda tatil yaparken, turizmde neler oluyor, turizm sektörü mutlu iken, biz iç turistler 9 günlük birleştirilmiş tatile rağmen “kendi ülkemizde daha pahalı tatil yaptığımızdan olsa gerek” neden mutsuzuz, ona da değinmeye çalışayım istedim.
Dış ticaret açığımızın kapanmasında turizm gelirlerinin katkısı yadsınamaz derecede önem taşımakta. Önümüzdeki günlerde yine turizmi tartışmaya, ülkemize yeterince turistin gelip gelmeyeceğini ve dövizin üzerindeki etkilerini konuşmaya başlayacağız. Hele ki Turizm Bakanımızın, turist sayısından ziyade turizmde gelir artışı ve dünyada ilk 5 arasında olmak yönündeki hedefini de göz önünde bulundurduğumuzda bu yıl turizmi daha çok konuşacağımız muhakkak.
Turizmin, bir taraftan cari açığı olumlu yönde etkilemesi düşünülürken, diğer taraftan döviz üzerindeki etkisine kısaca değinmemek de olmaz. Döviz rezervine belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde, bizlerin daha fazla turizm gelirlerine odaklanmamız gerekiyor. 2018’i hiç de fena geçirmediğimizi ve rekorla kapattığımızı hatırlamakta yarar var. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, 2019’da da benzer durumların yaşanabileceğini belirtirken, “Bunun için Türkiye’nin yurtdışında konuşulması gerekiyor. En iyi örneklerden biri Japonya’da başladığımız Topkapı eserlerinin yer aldığı gezici sergiler. Bu sergilerin ardından internet sitemizi en çok ziyaret eden ülke Japonya oldu” diyerek umut verici bir yol haritamızın olduğunu ortaya koymuş oldu.
Hep deriz, ülkemiz bir doğa harikasıdır. Ama buna rağmen turizmimizin hak ettiği noktada olmadığını da yine sıkça dile getiririz. Geçmiş 30 yıla hızlıca göz attığımızda turizm alanında çok önemli yatırımlar gerçekleştirdiğimizi ve bunun da geri dönüşümlerini almaya başladığımızı kabul etmek gerekir. Geldiğimiz noktada ülkemiz, çok önemli turistik tesislere sahip bulunmakta ve beraberinde de her geçen gün daha fazla turistin de ilgisini çeker hale gelmeyi sürdürmekte. Türkiye'deki turizm sektörü yetkililerinin yaptığı tahminlere göre turizm sektörünün, turistlerin yaptığı harcamalarla iç piyasayı önemli oranlarda canlandırdığı iddia edilmektedir ki, bu yadsınamaz bir gerçektir. Konuyla ilgili istatistiklere göre, turizmden elde edilen gelirin ortalama olarak yüzde 27'si turlara, yüzde 23'ü konaklama tesislerine, yüzde 10'u restoran-kafelere, yüzde 10'u giyim-ayakkabı firmalarına, yüzde 10'u hediyelik eşya, kuyumcu, halı-kilim firmalarına, geri kalanı da tütün, eğlence-kültür, oto kiralama gibi hizmetleri sağlayan kesimlere kalıyor.
Diğer yandan turizm konaklama tesislerinin hizmet girdilerinin yaklaşık yüzde 10-12'sini et ve ürünleri, yüzde 8'ini alkollü içecekler, yüzde 5'ini sebze meyve, yüzde 4'ünü temizlik malzemeleri, kalanını da karayolu taşımacılığı, sağlık, elektrik, perakende ticaret, süt ürünleri, şekerleme ve benzeri oluşturuyor. Turizm hacmindeki artış sadece her yıl ortalama 25 bin kişiye daha yeni iş olanağı sağlıyor. Türkiye'nin turizmdeki başarısı, uluslararası pazarlardaki rekabet gücüne bağlı olup, yeni pazarlara açılmak için pazarlama kesiminin desteklenmesi, uluslararası pazarlardaki gelişmeler izlenerek politika oluşturulması, turizmin 12 aya yayılması konusunda somut adımlar atılması, başta havaalanları olmak üzere altyapı sorunlarının çözümü için gerçekçi bir planlama yapılarak turizme 'öncelikli sektör' statüsü tanınması kaçınılmazdır. Son yıllarda bu doğrultuda pek çok iyileştirmenin olduğunu ve politikalar üretildiğini elbette göz ardı etmemek gerekiyor.
Önümüz bayram, yerli turistler de, yabancı turistler de bu sene epey yüzlerimizi güldürecek gibi duruyor. Özellikle yabancı turistin ülkemize rağbet etmesinde, elbette güven ortamının çok büyük rolü var. Ve onlar için halen ülkemiz son derece ekonomik. Ancak yazımın başında da söylediğim gibi biz iç turistler için pek de aynı şeyi söyleyebilmek mümkün değil. Tatil 9 gün, ama fiyatlar inanılmaz yüksek. Turizm firmaları ve tesisler, nasıl olsa yurtdışından yeterince müşteri var diye baktıkları sürece, maalesef iç turizmin yeterince canlı olmasını da beklemek mümkün olmaz. Böyle giderse biz kendi ülkemizde tatil rezervasyonu yaptırmak için, önce yurtdışında bir tanıdık bulup, onun bizim adımıza tatil satın almasını ister hale geleceğiz. Umarım yetkililer bu noktayı fark eder ve tedbir alırlar. Tüm okurlarımızın bu vesileyle bayramlarını şimdiden tebrik ederim.