Bayern'den bir Barcelona çıkar mı?
Barcelona'ya tarihinin en başarılı dönemini yaşatan ve alınmadık kupa bırakmayan, "tiki-taka" futbolunun Barcelona'daki kuramcısı ve uygulayıcısı Pep Guardiola, bildiğimiz üzere geçen sene Barcelona'yı bırakmış ve dinlenmeye çekilmişti. Bu kadar başarılı bir kariyere Barcelona'da son noktayı koyarken de, "artık Barcelona'da heyecanının yitmeye başladığını ve kendisini tekrarlamamak istediğini" belirterek, Barcelona teknik direktörlüğünü bırakmıştı.
Nihayet daha on beş gün önce ajanslara düşen haberlere göre Pep Guardiola, Alman devi Bayern Münih ile dört yıllığına anlaştı. İspanya'dan sonra rotayı Almanya'ya çeviren Guardiola için gittiği ülke ve takım uygun mu bu yazımızda onu tartışacağız. Ya da genel sorulan soruyu dile getirirsek: Bayern Münih'ten bir Barcelona çıkar mı? Pep Guardiola yeni takımında nasıl bir futbol anlayışıyla takımını dizayn edecek? Mevcut kadro Pep Guardiola'nın futbol anlayışı ve felsefesi için yeterli mi?
Pep Guardiola için Bayern doğru seçim mi?
Bu konuda sevgili dostum Cemal Belgi'in futbolekonomi.com da nefis bir analizi yayımlandı. http://www.futbolekonomi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=2523) Belgin, engin uluslararası teknik ve taktik bilgisiyle yaptığı bu analiz aslında bu soruya çok enteresan yanıtlar veriyor.
Benim de kişisel görüşüm Pep Guardiola'nın Barcelona'dan sonra gitmesi gereken en doğru takıma gittiği şeklinde. Ülke konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim ne yazık kiÖ Çünkü Bayern Münih, İspanyol teknik adam açısından altyapıya verdiği önem bakımından son derece önemli bir kulüp ve altyapı Pep Guardiola için kendi futbol anlayışının hayata geçirilmesinde en kritik faktör. Bu açıdan bakıldığında, Bayern Münih Barcelona'dan sonra Avrupa'nın ve dünyanın en başarılı altyapısına, akademisine sahip bir kulüp. Bayern'in akademisi tıpkı Barcelona'nın alt yapısı gibi aynı sistemle çalışıyor ve benzer vizyon ve misyona sahip. Nitekim, bu bağlamda bakıldığında şu anda takımda oynayan Alaba, Badstuber, Muller, Schweinsteiger, Lahm, Toni Kross ve Emre Can bu yapıdan gelen oyuncular.
Bayern ve Barcelona'nın ortak benzerlikleri var
Sevgili Cemal Belgi'in de vurguladığı gibi Bayern ve Barcelona'nın birçok ortak özellikleri var. Benzer tarz futbol oynuyorlar. Her iki takım da pas oyununa bağlı, ofansif futbol oynuyorlar. Hatta, Bayern Barcelona ile kıyaslandığında daha dikine oynayan ve daha hızlı oyun anlayışına sahip bir takım ve Barcelona kadar bıktırıcı pas trafiği yapmıyorlar.
Her iki kulüp te mükemmel çalışan ve üreten bir akademiye sahipler. Her ikisinde de takımın omurgasını alt yapıdan gelen oyuncular oluşturuyor. Her iki kulübün de statları full çekiyor ve doluluk oranları çok yüksek. Her iki kulüp te finansal ve iktisadi anlamda Avrupa'da futbolu her yönüyle domine edebilecek bir niteliğe sahipler. Hatta Alman kulübü mali anlamda Barcelona'dan daha sıkı bir disipline sahip. Her iki kulübün de vizyonlarında Avrupa ve Dünya şampiyonlukları bulunuyor. Her ikisi de Para Ligi'nin en çok kazanan kulüplerinden. Bu bağlamda, yeni kadro ve yeni yapılanma için her zaman gerekli harcamaları yapabilecek yeterli zenginliğe sahipler. Her iki kulübün de tüm dünya genelinde çok yaygın taraftar tabanı ve önemli bir tarihsel kurumsallıkları var. Bu tarihsellikte her iki kulübün de çok başarılı sportif başarıları bulunuyor. Her iki kulüpte de onursal başkan veya yönetici futbolcu statüsüne ulaşmış, sözleri kanun emrinde olan iki efsane oyuncu bulunuyor. Katalan ekibinde Cruyff ne derse o olurken, Bavyera ekibinde de Beckenbauer ne derse o olmaktaÖ
Büyük taraftar kitlesi ve başarılar ile dolu geçmişleri sayesinde, Barcelona ile birlikte 6 Dünya Kulübü arasında yer alıyorlar. Her ikisi de, alt kimlik üzerinde duruyor. Barcelona kendisini Katalan, Bayern ise Bavyeralı olarak görmekte.(Cemal Belgin)
Pep Guardiola'nın Bayern'de zorlanabileceği konular
Bayern mali ve iktisadi açıdan elde ettiği başarılı sonuçların yanı sıra, kulüp aynı zamanda eski futbolcuları tarafından da sevk ve idare edilen, bu bağlamda örnek gösterilen bir kulüp olma özelliği taşıyor. Ancak, kulüpte başkan Honess ve en az onun kadar söz sahibi olan Rummenige ve Sammer dikkate alındığında bu üçlünün Bayern'de mutlak ve tek hakimiyeti bulunuyor ve kulübün futbol aklını bu üçlü oluşturuyor, stratejilerini belirliyor. Beckenbaur da bu stratejileri adeta bir divan başkanı sıfatıyla gözden geçiriyor, onaylıyor, yönlendiriyor. Bu faktörleri göz önüne aldığımızda Pep Guardiola'nın Barcelona'da olduğu gibi kendi başına serbest kararlar alabilmesi ve uygulayabilmesi, onun açısından bazı sıkıntılara yol açabilir ve kulüpsportif ve idari bir kaosa da gidebilir. Çünkü, Pep Guardiola her zaman başkanlara karşı transferlerde dik durmuş ve kendi stratejilerine uygun oyuncuları takıma kendisi monte edebilmişti.
Tiki Taka Bayern'de bir hayal
Herkesin beklediğinin aksine Guardiola Bayern'den bir Barcelona çıkartma uğraşısı içine girmeyecektir diye düşünüyorum. Çünkü, mevcut oyuncu yapısı ve taktiksel oyun anlayışı Bayern'den bir Barcelona çıkartılmasına çok da izin vermiyor. Özellikle, Barcelona'daki Xavi- Iniesta- Messi gibi bir üçlüyü Pep'in yakalaması çok kolay görünmüyor. Yine, Barcelona 4-3-3 ve bazen de 3-4-3 dizilişi ile oynarken, Bayern Münih her hal ve karda asla dörtlü defansı bozmuyor. Barcelona 4-3-3 dizilişinin altında tek pivota dayalı 4-1-2-3 ve bekler hücuma çıktığı zaman 3'lü defans ile oynuyor. Bayern ise standart çift pivotlu ve neredeyse sabit forvetli 4-2-3-1 oynarken, beklerin çıkması durumunda pivotların birisini defansa çekerek 4'lü geri kurguyu bozmuyor. Guardiola, kısa ömürlü IBRA denemesi haricinde, Barcelona'da ana taktiğini 4-3-3 ve 3-4-3 üzerine oturttu, zira La Masis 20 yıldır bunu öğretiyor.
Barcelona üçgenler ile rakip yarı alana çok ve bıktırıcı pas yüzdesiyle ve oyunuyla gelirken, Bayern daha dikine ve daha hızlı orta sahayı geçiyor. Daha geniş alanları kullanıyor. Barcelona özelikle üçgen pas trafiğiyle, topu havalandırmadan, rakibi göbekten delerken, Bayern daha çok kanatlara yöneliyor. Altyapıdan beri bu sistemle oynayan Bayern'de bu anlayışı Pep'in kısa sürede değiştirmesi çok kolay görünmüyor. Bu nedenle Pep buna göre oyun anlayışını şekillendirecektir. Her iki takım da topa sahip olma ve isabetli kullanma üzerine odaklanan bir tarza sahip. Bayern bu sezon Avrupa'da topa sahip olma ve isabetli pas oranında Barcelona'nın ardından ikinci sırada iken, Dortmund ile beraber en fazla kontratak golüne sahip takım olmaları birbirlerine tamamen zıt 2 ayrı stili birleştirebilmeleri sayesinde oldu. (Cemal Belgin)
Kısacası, Pep Guardiola Bayern Münih ile birlikte, Barcelona'nın dışında da başarılı olabileceğini, bu vesileyle kendisini tekrar ispatlama olanağına kavuşmuş olacaktır. Bunu yaparken de dünya futboluna belki göze daha hoş gelen, daha hızlı ve daha değişken bir oyun anlayışını da hediye edebilecektir. Tüm bunlara rağmen, Alman futbolunun bir İspanyol, bir İngiliz futbol görselliğine ulaşamamış olması, Guardiola gibi bir futbol kuramcısı ve filozofu için aşılması gereken en büyük zorlukların başında geliyor. Bakalım futbolun filozofu Pep, Alman futbolundaki bu paradigmayı değiştirebilecek mi? Bunu hep birlikte göreceğiz.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar