Bayer sağlıkta geleceği ”daha iyi bir yaşam” misyonuyla şekillendiriyor

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR [email protected]

Geçtiğimiz hafta Bayer HealthCare tarafından düzenlenen basın toplantısını izledik. İlaç endüstrisinin önde gelen isimlerinden Bayer de "daha iyi bir yaşam" misyonu güdüyor. Bugüne dek geliştirdikleri ilaçlar içerisinde en çok bilineni Aspirin olmakla birlikte, firma aslında özellikle kalp hastalıklarının tedavisine yönelik ilaçlarıyla tanınmakta. Tıp alanında yeni ilaç geliştirebilmek amacıyla yılda 2 milyar euronun üzerinde Ar-Ge harcaması yapmaktalar. Global Gelişim Başkanı Dr. Kemal Malik'in verdiği bilgilere göre genel tıp, kadın sağlığı, kan hastalıkları, diyabet ve kanser ana çalışma alanlarını oluşturuyor. Yanı sıra hayvan sağlığı ve tarım alanında da Ar-Ge faaliyetlerini sürdürüyorlar. Her alanda sekizinci, dokuzuncu ilacı geliştirmekteler, ancak yapılan yatırımlar açısından değerlendirildiğinde bu aynı zamanda Ar-Ge açısından ileriye yönelik bir risk oluşturmakta. Karşılanmamış gereksinimlere yönelik ilaçlar geliştirmek doğal olarak riski beraberinde getiriyor, zira on yıl süren, ilaç başına bir milyar doları bulan çalışmalar aslında "risk almak" anlamını da taşıyor. Malik'in değerlendirmesine göre, yaşlanmakta olan toplumlar yeni gereksinimleri beraberinde getirmekteler, daha uzun yaşamak nedeniyle daha fazla ve farklı sağlık gereksinimi göstermekteler. Sağlıkta artık "üründen çok, değer merkezli bir yaklaşıma doğru" kayma bulunmakta.

Önemli bir gelişme "pıhtı tedavisi" alanında

Yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan ana sağlık sorunlarından birisi (bugünlerde sıkça tartışılan) ateroskleroz, buna bağlı damar hastalıkları ve pıhtılaşma (sonrasında inme) eğilimi. Pıhtılaşmanın önlenmesinde kullanılan ilk ilaç warfarin pıhtılaşma moleküllerinin yapımını engelliyor. Oldukça etkili bir molekül olmakla birlikte ciddi ilaç etkileşimlerine girdiğinden çok dikkatli kullanılması gerekiyor. Son yıllarda çıkarılan "düşük molekül ağırlıklı heparinler" denen sınıf ise uzun süreli kullanımdan çok kısa süreli girişimler için daha uygun. Bayer tarafından geliştirilen rivaroxaban (Xarelta) ise uzun süreli tedaviyi hedeflemekte. İlaç bugüne dek klinik araştırmalarda 75.000'den fazla hastanın verilerine dayanılarak değerlendirilmiş, etkili ve güvenli olduğu kanıtlanmış. Galen Ödülü de dahil olmak üzere çok sayıda ödül almış. Derin damar tıkanıklıklarının önlenmesinde kullanılıyor, bu durum özellikle kalça ve diz eklemi cerrahisi sonrasında sorun oluşturuyor. Buna yönelik olarak düzenlenen RECORD1-4 programlarına binlerce hasta alınmış ve gerek belirtileri, gerekse damar tıkanıklığı durumunu yarı yarıya azaltmış. Hastaların tedavi başarılarının artırılması amacıyla geliştirilen Einstein Programı da, ilacın bir yıla kadar kullanılması durumunda hastalardaki olumsuz gelişmeleri anlamlı azalttığını göstermekte. İlacın kullanıldığı bir diğer alan kalp ritim bozuklukları. Bayer damar tıkanıklığına yönelik yeni ilaç geliştirilmesi alanında yeni bir kilometre taşı koymuş görünüyor.

Görme ve kanser alanında da yeni ilaçlar var, ama Ar-Ge ciddi sıkıntılı bir süreç

Bayer tarafından geliştirilen diğer yeni ilaçlar da görülme sıklığı ileri yaşlarda artan sorunlara yönelik. Göz alanında son yıllarda özellikle dejeneratif (yapısal bozulma) hastalıklarda (nedense!) artış görülmekte. Görmede önemli rol oynayan "maküla"nın dejenerasyonu glokom ve katarakta göre çok daha fazla sorun yaratmakta, bu durum görme kaybının ana nedenlerinden birisi, yeni damar oluşumları nedeniyle retinanın görme yetisi azalmakta. Bu alanda geliştirilen ilaç ise gözde yeni damar gelişimini önlemekte. Böylelikle Bayer dejenereratif hastalıklarda göz alanına da girmiş bulunmakta. Kanser alanındaki köşe taşı ilaçları Nexavar (sorafenib), beş yıldır kullanılmakta. Alfa-ilaçlar denen yeni grup ise radyoaktif ışınlarla tedaviyi amaçlıyor, Alpharadin metastaz yapmış prostat kanserinin tedavisinde kullanılan bir ilaç, hastaların yaşam süresini anlamlı artırmış. Bu alanda geliştirilmekte olan diğer ilaçlar tümör içi sinyal iletimini engelleyen ürünler. Örneğin regorafenib kalın bağırsak kanserinin tedavisi için geliştirilmekte olan yeni bir ilaç.

Bayer Sağlık Bölümü'nden Prof. Dr Andreas Busch özellikle ilaç endüstrisinde Ar-Ge yapıyor olmanın sorunlarını vurguluyor. Ar-Ge'de üretim ve verimliliğimizi nasıl artırabiliriz diye çabaladıklarını söyleyen Prof. Busch, 2020'de yazılan ilaçların yüzde 90'ının artık jenerikler olacağını, 2010'da yüzde 10 olan sağlık harcamalarının yüzde 14'e ulaşacağının altını çizdi. Her bir ilaç için pazara girene kadar harcanan para yaklaşık 1 milyar dolar, 1980'lerden bu yana yapılan harcama her 10 yılda bir üçe katlanmakta. İlaç endüstrisi bu yükü olası risklerine rağmen almaktan çekinmiyor, çünkü önemli olan karşılanmamış ihtiyaçların karşılığını bulması.

Önemli not: Başbakan Erdoğan'a geçirdiği sağlık sorunu nedeniyle geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Özellikle vurgulamak isterim ki, operasyonu son derece "yetkin ve emin ellerde" gerçekleştirildi. Bir an önce görevinin başına dönmesini diliyoruz, o olmayınca gündem dengesini yitiriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar