”Bay Strateji”ye göre krizden çıkmanın yolu ”10 trilyon dolarlık kredi h
Dünya genelinde "Bay Strateji" olarak tanınan Dr. Kenichi Ohmae, dünyanın önde gelen yönetim gurularından birisi. Financial Times Ohmae'yi "Japonya'nın tek yönetim gurusu" olarak değerlendirirken, The Economist onu 1994 yılında dünyanın en önemli beş yönetim gurusundan biri olarak seçti. 100'den fazla kitabın yazarı olan Ohmae, özellikle kamu ve özel sektörde faaliyet gösteren şirketlere sunduğu yaratıcı rekabet stratejileri.
Ohmae aynı zamanda, Japonya'nın politik ve yönetsel sistemlerini tanıtmak ve yapısal reformlarını kolaylaştırmak amacıyla 1992'den bu yana aktif bir şekilde çalışan ve bir tür vatandaş sosyo-politik hareketi olarak nitelendirilen "Heisei Reformu"nun da kurucusu.
Ohmae'nin küresel finans krizine bakışı ve krizden çıkmak için sunduğu çözüm yolları da oldukça ilginç. Ohmae, ABD'de subprime krizi ile patlak veren ve tüm dünyaya yayılan finans krizini değerlendirirken, 1990'lı yıllarda Japonya'da yaşanan ekonomik krizi temel alıyor.
Ohmae'nin öncelikle dikkat çekmek istediği konu, ABD'li liderlerin olup biteni çok iyi anlamamış olmaları. "ABD'nin sorunu devletin müdahale etmesine izin verip vermemek veya işi piyasalara bırakıp bırakmamak olmamalıydı. Öncelik piyasalara likidite sağlamak olmalıydı. İnsanların paniklememesi için, likiditenin çok fazla olması gerekli" diyen Ohmae, ABD'nin 700 milyar dolarlık kurtarma planını da 'sadece bir şaka' olarak değerlendirmiş ve piyasaları bir süreliğine sakinleştirmekten öteye gidemeyeceğini söylemişti. Paulson'un sorunu çözmek için sadece ABD'nin iç kaynaklarından faydalanmasını da eleştiren Ohmae, "Sanki Goldman Sachs'in CEO'suymuş gibi, sorunları bire bir çözmek istiyor. CEO şapkasını tamamen çıkartması ve bire bir çözümler yerine, tüm sisteme yönelik bir çözüm bulması gerekli" demişti.
Büyük finans krizlerinin çözümünde dikkate alınması gereken üç temel unsur olduğunu söyleyen Ohmae, bunları şöyle sıralıyor:
1. Krizi, tüm sistemi etkileyen bir hata olarak gör ve bireysel durumlara göre hareket etme.
2. Olayların birbirini nasıl izlediğini bil ki, doğru sorun doğru zamanda çözülsün.
3. Aynı sorunların tekrar yaşanmaması için, küresel bir sistem oluştur.
Fakat Ohmae'ye göre ABD bu üç temel unsurdan hiçbirini yerine getirmiyor. Hatta olayların sırasını karıştırarak, daha kötü sonuçlar alınmasına da neden oluyor.
Peki krizden çıkmak için uygulanması gereken strateji ne?
"Kurt sürüsü" sendromu ve likidite istasyonu
Kenichi Ohmae bu noktada İsveç'in 1990 krizinde kurduğu "Emergency Room" (Acil Odası) oluşumunu hatırlatıyor. Ohmae, ABD'nin kendisi için 5 trilyon, Avrupa ve dünyanın geri kalanının da dahil edildiğinde ise toplam 10 trilyon dolarlık bir kredi hattı oluşturması gerektiğini söylüyor. Nasıl mı? İşte Ohmae'nin çözüm planı: "Çin ticaret fazlası sayesinde 1.5 trilyon dolar boyutunda yabancı döviz rezervine sahip. Japonya 1 trilyon dolar katkı sağlayabilir. Tayvan ve Rusya, her biri 500'er milyar dolar verebilir. Petrol zengini Körfez ülkeleri 2 trilyon katkı sağlayabilirler. AB de toplamda 2 trilyon dolar verebilir. Bu bağışlarla 7.5 trilyona ulaşmış oluruz. ABD de bu bütçeyi 10 trilyon dolara tamamlar. Bu arada bağış yapan ülkeler paralarını kaybetmeyecekler tabii ki. Üç ya da beş sene içinde iyi bankalar yeniden sağlıklarına kavuştuklarında, bağışçı ülkeler paralarını geri alabilecekler."
Fakat bugün gelinen durumda, Ohmae'nin sözleriyle ifade etmek gerekirse, "likidite dağıtılan bu benzin istasyonunun yerine kurt sürüsü sendromu" hakim. Yani, aç kurtlar açlıklarını bir an önce gidermek için en küçük ve en güçsüzlere saldırıp, onları yiyorlar. Bu psikoloji, ABD'den sonra Avrupa'ya da yayılmış durumda. Oysa, likidite dağıtabilecek "10 trilyon dolarlık istasyon" kurulabilmiş olsaydı, ihtiyacı olan bankalar buraya gelip, batma, yani kurt tarafından yenme tehlikesi olmadan likidite alabilirlerdi.
ABD'nin dış politikasını yeniden yapılandırması gerekli
Tabii ki bu istasyonun oluşabilmesi için gerekli olan bir diğer koşul da, ABD'nin dış politikasını yeniden gözden geçirmesi, bazı ülkelerle ilişkilerini geliştirmesi. ABD'nin dış politikasının terörizmle mücadele üzerine kurulu olduğunu söyleyen Ohmae, bunun böyle devam edemeyeceğini vurguluyor. ABD'nin dış ilişkilerini sadece Çin ve Tayvan'la değil, Rusya ve Körfez ülkeleri ile de geliştirmesi gerektiğini söyleyen Ohmae'ye göre, ABD başkan adaylarının ikisi de ekonomik konulara çok yakın değiller. Fakat ABD ve dünyanın geri kalanı için en önemli sorunlardan birinin ekonomi olduğunu da unutmamak lazım.
Krizin üç aşaması var
Peki bu kriz ne zaman biter? "Japonya deneyimine baktığımda, büyük finans krizlerinin üç dönemden geçtiğini söyleyebilirim" diyor Ohmae ve devam ediyor: "Birinci süreç likidite krizi. İkinci süreç batık kredilerin geri dönmesi. Bu süreçte, bankaların yeniden harekete geçebilmeleri için hükümetin taze para enjekte etmesi gerekiyor. Üçüncü süreç ise şirketlerin arka arkaya batmaya başlaması. Bu da, ayakta kalmayı başaran finans kurumlarının son derece sıkı bir yönetim altında olduklarından, iş dünyasına yönelik kredileri verememeye başlamalarından kaynaklanıyor. Japonya'da bankalardan sonra, çok sayıda şirket de battı. En büyük perakende zinciri Daiei de, bu süreçte batan şirketler arasında."
Ohmae, Japonya'nın krizden çıkmasının ve güçlü bir ekonomik temele sahip olmasının 15 yıl sürdüğünü söylüyor.
Küresel krizin sonu ne zaman görünecek? Buna cevap verebilen yok henüzÖ