Başlıkları kontrol etmek
Eskiden piyasalarda olan biteni kestirmeye çalışanların takip ettiği başlıklar sadece kendi içerisinde anomali içerirdi. Afrika’dan Asya’ya, dünyanın farklı noktalarında “enteresan” olarak nitelendirilen başlıklar bu işlerin içerisinde olan grup için heyecan içerir, fiyatlamaların bir noktadan diğerine ilerleme sürecini kestirme çabası yarattığı heyecan ile birlikte ilgi uyandırırdı. Sanki odak noktası daha az dağınık durumdaydı. Sanki…
Esasen hikayenin temelinde değişen fazla bir şey yok. Heyecansa heyecan, farklı başlıksa farklı başlık hepsi son sürat yoluna devam ediyor. Ancak, Kasım 2016’dan sonra ABD’de Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturması ile birlikte politika ve fiyatlamalar arasındaki ilişki pek bir yakın iletişim içerisine girer oldu. Artık temel ve teknik analizin yanında sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımları kontrol etmeyi de adet edindik. Yapmasak olmaz mı? Olur elbet ama ne yalan söyleyeyim bir ayağı hep aksar. Aksadığı zaman da değişen zamanın ruhunu yakalamak kolay olmuyor. İşleri toparlamak zorlaşıyor. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi.
Bir süredir tartışılan olası Kuzey Suriye operasyonunu Türkiye Cumhuriyeti devleti geçtiğimiz hafta içerisinde başlattığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın Pazar günü gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinin ardından süreç hızlandı. Böylece, Türk tarafının özellikle Eylül ayında sıklıkla dile getirdiği “zamanın azaldığı” ve Ekim ayına dek süre tanındığı” şeklindeki açıklamalar Ekim ayının ikinci haftası ile birlikte realite kazanmış oldu. Denklemin diğer tarafındaki gelişmeler ise esas üzerine konuşulması gereken detayları içeriyor. Başkan Trump bir kez daha Başkan Trump vari adım atarak ABD iç kamuoyunun tamamını karşısına almayı başardı. Türkiye’nin “Güvenli Bölge” tezi şu ana dek takip edilen akışa göre karşılanma yolunda ilerlerken, iki liderin 13 Kasım tarihinde Washington’da bir araya geleceği de açıklandı. Özellikle Kuzey Suriye’ye harekâta yakılan yeşil ışık sonrasında Cumhuriyetçisinden Demokratına, dini liderlerden medyasına tüm ABD’nin konuştuğu tek başlık azil sürecinden Türkiye’ye dönmüş oldu. Ve tabi ki sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımlarla kurulmaya çalışılan dengeler…
Başkan Trump yönetiminde ABD’nin global piyasalara olan etkileşimini yaklaşık 3 yıldır hemen hemen her analizin içerisinde konuşmadan yapamıyoruz. Bir nevi elzem bir hal aldı. Kendisinin yarattığı volatiliteyi yine kendisi azaltıyor. Piyasalar da bu karmaşa içerisinde kendisine kendisince doğru bulduğu yolu çizmeye çalışıyor. En yakın örnek ABD-Çin süreci. Yüz yüze görüşmeler öncesinde atılan sıkıştırma adımları ortada. Kendisine göre bunlar müzakere taktikleri ve karşı tarafı masaya oturtmak için en doğru yol. Bir örnek daha; yönetimin kendi içerisinde sürekli değişen isimlerin olması ve politika belirlemede “müesses nizam” ile girilen çatışmanın kamuoyuna yansıması. Keza hafta içerisindeki Suriye ve Türkiye süreci.
Bir önceki paragrafta bıraktığımız son cümleden devam edelim. Şu anda “müesses nizam” ile Başkan Trump’ın ayrışması son 3 yılın en uç noktasına ulaşmış durumda. Kendi azli ile meşgul gündemle yarışan bir Türkiye kararı verdi ve son 5 günde paylaştığı mesajlarda bunun dengelenme sürecini izledik. Tüm olan biten kargaşa içerisinde Türk lirası cinsinden fiyatlanan varlıklarda emsallerinden negatif tarafta ayrışma görüldü. Olması gerektiği şekilde spot piyasa fiyatlamaları tepki verdi. Böylesi günlerde yapılan her yorum havada kalır gerçeği bir kez daha çalıştı. Akışın yavaşlaması kendi içerisinde fiyatların ve beklentilerin oturmasını sağlayacak.
Toparlayalım: 2019 yılı Suriye iç savaşı için geride kalan 9 koca yıl olduğunu ifade ediyor. Ne Suriye eski Suriye, ne bölgedeki dengeler. Rusya’nın yukarıdan güneye doğru gelip dengenin ana belirleyicisi olduğu süreçte Irak’ın ardından Suriye’de de değişim artık gözle görülür durumda. Bir yandan ulusal güvenliği sağlama peşindeki Türkiye, İran ve Rusya ile anayasa yazılma sürecini Astana oluşumu kapsamında devam ettirirken, diğer yandan da Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaya çabalıyor. Artması muhtemel mülteci sorununu Avrupa’nın sınırında tampon görevi ile üstlenmenin maliyeti yakından hissedilirken, geçmişe kıyasla politika cephesinde diyalog olması gereken tüm kesimlerle sağlanıyor. Bu nedenle spot fiyatlardaki dalgalanma beklenti yönetiminin ağır basması ile zaman içerisinde yavaşlayacak ve başlıklar değişecek. Şimdilik küresel risk iştahındaki başlıkları konuşmuyoruz. Zira kendi gündemimiz oldukça yoğun. Olması gerektiği şekilde fiyatlıyoruz ve-fakat dış alemdeki akışı yakalamamız sanılan kadar uzun sürmeyebilir. Tek handikap, global risk iştahının dönüşüne ters ayakta yakalanmamamız ve ek olumsuz haber başlığının gündeme gelmemesi.