Başlar, başlığa yakışan biçimde davranmalıdır
YÖNETİCİNİN NOT DEFTERİ / Uğur Tandoğan Sakız meselesi Amerika'da öğrencilik yıllarımdı. Eski bir arabam vardı. Her 10 milde arabanın değişik yerlerinden değişik sesler geldiği için hız göstergesine bakmaya gerek kalmazdı. Öğretim üyesi bir Türk arkadaş yeni bir araba almıştı. Fakat daha kullanmaya fırsatı olmadan apandisit teşhisi ile hastaneye yatmış ve ameliyat olmuştu. Onu hastaneden ben alacaktım. Bana telefon etti "Beni bugün taburcu edecekler. Ama beni, benim araba ile alabilir misin?" Anlaşılır bir istekti, isteğe uydum. Yeni arabayı büyük bir zevkle, ama benim araba alışkanlığı ile sadece ses dinleyerek, hız göstergesine bakmadan sürdüm. Bu zevkle giderken şerifin hoparlörden gelen sesini duydum. Hız yapmıştım, ehliyetimi aldı ve beni trafik mahkemesine sevk etti. Mahkeme salonu trafik cezası almış kişilerle doluydu. Ben de oturup sıramı beklerken benden önceki vakaları dinliyordum. Onbeş-onaltı yaşlarında bir çocuk kırmızı ışıkta geçmişti. Ehliyetini henüz almamıştı, geçici sürme sertifikası vardı. Ehliyeti olan birisinin yanında arabayı sürmesi gerekiyordu. O da annesi yanında iken sürmüştü, ama kırmızı ışıkta geçmişti. Yargıç sordu. "Neden kırmızıda geçtin oğlum?" Çocuk konuşmaya başlayınca yargıç susturdu. "Sakız çiğniyorsun. Mahkemede sakız çiğnenmeyeceğini büyüklerin sana öğretmedi mi?" dedi sert bir sesle. "Kim bu çocuğun velisi?" diye sordu. Oğlanın yanında ayakta duran kadın büyük bir telaş içinde ağzındaki sakızı çıkarıp cevap verdi: "Benim Saygıdeğer Yargıç, annesi benim". Yargıç kadının sakızını çıkarttığını görmüştü. Yargıç şöyle dedi: "Anne sakız çiğnerse mahkemede, oğlu da çiğner" dedi. Yönetici, örnek kişi olmalıdır Çocuk ilk terbiyesini ailede alır. Anne ve babaları taklit ederek başlar ilk davranışlar. Örneğin, anne sakız çiğniyorsa, büyük bir ihtimalle çocuğu da çiğneyecektir. Eğer baba yere tükürüyorsa çocuk da büyük bir olasılıkla yere tükürecektir. Baba küfür ederse çocuk da edecektir. Anne ve baba çocuk için birer örnektir. Benzer bir durum şirketler ve kuruluşlar için de geçerlidir. Tepedeki yöneticiler çalışanlar için örnek teşkil eder. Bu nedenle yöneticiler sözlerine ve eylemlerine özen göstermek zorundadır. Son yaşanan 1 Mayıs olaylarındaki şiddete bu pencereden bakabiliriz. Bazı polislerin profesyonelliğe sığmayan öfkeli davranışlarının kaynağında tepe yönetiminin öfkesi yatmaktadır. Bu, öfkeyi hitabet sanatı sanan bir yönetim anlayışının sonucudur. Bu, kendini kontrol edemeyen, öfkesine yenilen bir yönetici ve dolayısıyla yönetim zafiyetidir. Eğer yönetici kendini "baş" olarak görüyorsa, başlığını unutmamalı, sakinliği ve nezaketi ile çevresine örnek olmalıdır. Poliste profesyonellik Polislik, en profesyonel olunması gereken mesleklerdendir. Polis, yurttaşa hizmet için vardır. Polis her türlü kışkırtmada serinkanlılığını yitirmemelidir. Karşısındaki kişi suçlu bile olsa, onun bu ülkenin bir yurttaşı olduğunu, her şeyin ötesinde bir insan olduğunu unutmamalıdır; buna göre davranmalıdır. Polis profesyoneldir. Yurttaş, polisin profesyonelliğine güvenmelidir. İyi profesyonel, duygularını kontrol edebilen, mantığı ile hareket eden kişidir. Polis delikanlıdır, düşene vurmaz; kadına hiç vurmaz. Her kuruluşta isteyerek veya istemeyerek yanlış davranan kişiler olabilir. Ama yanlış davranışların alışkanlık haline gelmemesi için yönetimler objektif davranmasını bilmelidir. Yanlışlık yapanlar bunun karşılığını görmelidir. Kuruluşun imajının zedelenmemesi için polis teşkilatının gereken özeleştiriyi yapıp, bunu kamuoyu ile paylaşması gerekir. İletişimin bu kadar geliştiği, herkesin her şeyi televizyonlarda gördüğü bir devirde demeçlerle durumu geçiştirmek mümkün değildir. Yöneticiler, çocuklarının yanlışlarını örtbas etmek isteyen korumacı anneler gibi davranmamalıdır, Hele hele "yanlışlıkla patlayan" bomba türü açıklamalar kamuoyunun zekası ile orantılı düşmemektedir. Sonuç "Baş" olmak zor iştir. Baş olan, başlığını bilmeli ve başın gerektirdiği biçimde davranmalıdır.