Başladığımız noktaya dönmek güvenlidir
Bundan sadece birkaç hafta önce Dış İşleri Bakanımızın Bağdat’ı ziyaret edeceği, Irak yetkilileriyle samimi görüşmeler yapacağı, toplumun ileri gelen dinisiyasi liderleriyle görüşeceği size söylense ne derdiniz? Sizi bilemeyeceğim ama bana bu türden bilgiler iletilseydi,“Galiba dış politikamızı uzun zamandır izlemefırsatı bulamamışsınız, o günler geride kalmışgörünüyor, biz işlerimizi Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi ile hallediyoruz, Irak hükümetinindüşündükleri bizi pek ilgilendirmiyor” diyebilirdim. Şimdi görülüyor ki, böylece büyük bir yanılgıya düşmüş olurdum.
Aynı şekilde, birisiTürkiye el Kaide’nin uzantısı El Nusra cephesiile arasına mesafe koyacak, Türkiye’den Suriye’ye gönderilen yardıma ve giden fedailereengel olmaya başlayacak deseydi, “Uzak ihtimal,” diyerek bir daha yanılacaktım.İki örneğini vermekle yetindiğim yanılgılar,benim bu işlere fazla aklımın ermemesindenkaynaklanıyor olabilir. Ancak ikinci bir ihtimaldaha var. Belki hükümetimiz tahmini güç, istikrarsız, hatta maceraperest politikalar izleyip,işler rast gitmeyince politikasını değiştirmekmecburiyetini hissetmiş olabilir. İddialı bulabilirsiniz ama bana ikinci ihtimal pek yabanaatılabilirmiş gibi gelmiyor.Hatırlayalım. Uzunca bir süredir hükümetimiz Bağdat hükümetini kaale almayan, hattaIrak’ın hükümranlığına saygı göstermeyen, içişlerine karışma biçiminde yorumlanacak politikalar izliyordu. Irak’ta seçim sonrası hükümetin kurulmasında düpedüz İyad Allavi yandaşlığı yaptı,
Maliki’ye cephe aldı. Ardından Dış İşleri Bakanımız Irak merkezi hükümetine bilgi vermek ihtiyacı dahi duymadan kalktı, Kerkük ziyaretleri filan yaptı.Hükümetimiz, Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi ile petrol üretme, nakletme konularında anlaşmalar yapmayayöneldi. Şimdi birden sert bir dış politika değişimine yönelmemiz acep nedendir? Suriye’ye dönecek olursak, orada da benzerşeyler oluyor.
Henüz ayrıntılarının yeterinceortaya çıktığını söylemek mümkün değil amagörünen odur ki, ülkemiz her ne pahasına olursa olsun Esad’ı devirmek politikası yerine,onun değişmesini vurgulamakla birlikte Suriye’de genel uzlaşmayı öngören bir politikayageçmeye başlamaktadır.Ülkemizi El Kaide uzantılarının geçiş velojistik merkezi yapmaktan uzaklaşmamız, böylece uzun vadede kendi iç barışımızı ve güvenliğimizi de tehlikeye atacak bir yoldan dönmemiz memnuniyet vericidir amma, acep nedendir?Son zamanlarda bir idealizm tezahürü gibigösterilmek istense de daha çok ideolojik ağırlıklı olan bir dış politikaya yönelmiştik. Kendigücümüzü abartıyor, başkalarının gücünü küçümsüyorduk.
Siyasi kadrolarımız dünyayı yeterince tanımıyor, gelişmeleri algılamak ve yorumlamakta yanılgılara düşüyordu.Köklü bir birikimi olan dış işleri teşkilatıdışlanmıştı. Olumsuz sonuçlanan bu dış politikadan, isteksizce de olsa, galiba uzaklaşacağız.Bu değişikliğin kendi değerlendirmelerimiz sonucunda mı ortaya çıktığını, yoksa buna mecbur mu kaldığımızı bilemiyorum, mecbur kalmışolmamız muhtemeldir.Son iki yıldaki icraatımızın bazı eski ilişkilerimize ne kadar zarar verdiğini ise ancakuzun dönemde anlayabileceğiz. Yine de başladığımız yere dönmek, tek başımıza maceralara sürüklenmekten güvenlidir