Başkan Çetinkaya bugün bize ne söyleyecek?
Merkez Bankası yılın ikinci enflasyon raporunu açıklayacak ama galiba rapora konu olan enflasyon geri planda kalacak. Son dönemde en çok merak edilenler başka: “PPK açıklamasındaki ifade değişikliği ve döviz rezervinin durumu.” Bu arada petrol ve işlenmemiş gıda maddelerinin fiyatındaki artıştan dolayı enflasyon tahmininin yukarı çekildiğini görebiliriz.
Yılın ikinci enflasyon raporu Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya tarafından bugün İstanbul’da açıklanacak. Toplantı enflasyon raporuyla ilgili olmakla birlikte enflasyon herhalde ikinci üçüncü planda kalacak, başka konular öne çıkacak.
Hangi konunun birinci sıraya oturacağı da belli. Hemen herkes geçen haftaki Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamadaki ifade değişikliğinin ne anlama geldiğini merak ediyor. Düz bir okumayla bu değişikliğin ne ifade ettiği açık; ama bir de perde arkası var.
Çetinkaya'ya böylesine bir değişikliğe neden gerek duyulduğu, hani durup dururken neden böylesine bir değişiklik yapıldığı tabii ki sorulacak. Başkan Murat Çetinkaya bu soruya nasıl bir yanıt verebilir? Çok fazla seçenek yok aslında.
Bir; “Merkez Bankası olarak faiz indirimine yaklaştığımızı görüyoruz, kamuoyunu da buna hazırlamak için böylesine bir ifade değişikliğine gerek duyduk” diyebilir. Sahi diyebilir mi?
İki; “Bu değişikliği 12 Haziran’daki Para Politikası Kurulu toplantısı için bir ön duyuru olarak okumak doğru değil. Biz, enflasyon görünümünü etkileyen unsurlardaki gelişmeleri yakından izleyeceğimizi ve parasal duruşu enflasyonu hedeflenen patika ile uyumlu seviyelerde tutacak şekilde
belirleyeceğimizi ilan ettik. ‘İhtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir’ demedik diye bu yola başvurmayacağımız anlamı çıkarmak yanlış olur” görüşünü dile getirir mi, getirebilir.
Söylenecek bir üçüncü söz var mı, biz pek göremiyoruz doğrusu.
Yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz...
Bayram değil seyran değil Merkez Bankası ne diye o ifade değişikliğine gitti?
Bu sorunun yanıtını bugün bir şekilde alacağız.
★★★
Biraz niyet okuyalım. Merkez Bankası “İhtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” ifadesini aynen koruyabilir; ama buna ek olarak “Parasal duruş, enflasyonu hedeflenen patika ile uyumlu seviyelerde tutacak şekilde belirlenecektir” de diyebilirdi.
Bu ifadelerden biri diğerinin alternatifi değil ki. Yeni ifade, “Enflasyonun düşeceğini gördükçe faiz indirebilirim” anlamı taşıyor. Kaldırılan ifade ise “Gerekirse faizi artırabilirim” anlamını.
PPK toplantısı açıklamasında ne yazdığı da önemli değil ki. Duruma göre ne gerekiyorsa o yapılabilir, yapılmalı da...
★★★
Para Politikası Kurulu’nda bu değişiklik fikri kimden çıkmıştır bilemeyiz. Ama bunun uzun uzun müzakere edildiğinden ve doğal olarak son sözü Başkan Çetinkaya'nın söylediğinden kuşku yok.
İşte o yüzden bugün İstanbul'daki meslektaşlarımız, bu değişikliğin neden yapıldığını birinci ağızdan öğrenme şansına sahip olacaklar.
Rezerv konusu
Bugünkü toplantıda Merkez Bankası’nın döviz rezervi konusu da gündeme gelebilir.
Rezerv konusunda kafalar fena halde karışık. Aslında böylesine bir kafa karışıklığını gerektiren bir durum da yok ama, bir karışıklık yaşanıyor işte.
Brüt rezerv mi, net rezerv mi; net ise altın dahil mi, hariç mi, net rezervde kamu dahil mi, hariç mi...
Ortada çok sayıda büyüklük var ve daha önce de belirttiğimiz gibi ne amaçla kullanmak istediğinize, ne ile kıyaslama yapacağınıza bağlı olarak hesaplanan tutarların hepsi de doğru.
Enflasyon tahmini yukarı çekilebilir
Ocak ayında açıklanan yılın ilk enflasyon raporunda bu yılın sonu için TÜFE'nin orta noktası yüzde 14.6 olmak üzere yüzde 11.9 ile yüzde 17.3 arasında tahmin edildiği belirtilmişti. Aynı raporda 2020 yılı artışının da orta noktası yüzde 8.2 olmak üzere yüzde 5.1 ile yüzde 11.3 aralığında gerçekleşeceğinin öngörüldüğü ifade edilmişti.
Bugün açıklanacak yılın ikinci enflasyon raporunda 2019 yılı tahmininin yukarı doğru güncellendiğini görebiliriz.
Yalnızca ham petrol ve gıda maddelerinin fiyatındaki artışa bakmak bile tahmin güncellemesinin gerekli olduğunu ortaya koyuyor.
Ocak ayında açıklanan raporda bu yılın ham petrol fiyatı varil başına 63.1 dolar olarak tahmin edilmişti. Oysa petrolün fiyatı 74 dolar civarında seyrediyor ve daha da yükseliş olması bekleniyor.
Merkez Bankası ilk enflasyon raporunda bu yılki gıda maddeleri fiyat artışını yüzde 13 olarak varsaymıştı. TÜFE'de son verilere bakıyoruz, gıda maddelerinde öngörülen artışta kalmanın çok zor olacağını gösteren bir tablo var.
TÜİK'e göre gıda maddelerinin fiyatı ilk çeyrekte yüzde 10.01 arttı. Mart itibarıyla yıllık artış da yüzde 29.77 düzeyinde.
Dolayısıyla tek başına petrol ve gıda maddelerinin fiyatında ortaya çıkan artış 2019'un yüzde 14.6'lık enflasyon tahmininin yukarı yönde revize edilmesini gerektirebilir. Hem zaten yeni ekonomi programında (YEP) dile getirilen tahmin yüzde 15.9 düzeyinde.