“Başka yolu yok”

Çağlar KİMENÇE
Çağlar KİMENÇE PİYASA PERSPEKTİFİ [email protected]

Geçtiğimiz yıl haziran ayı itibarıyla yeni eko­nomik yaklaşıma geçiş yaptık. Para ve ma­liye politikaları eş zamanlı kullanılarak başta enflasyon olmak üzere ekonomik parametreler­de normalleşme amaçlandı.

Yaklaşık 1,5 yıl geri­de kaldı ve geldiğimiz noktada enflasyonda bel­li bir iyileşme sağlandı. Cari denge, toparlanma kaydediyor ve son 2 veride artı verdi ancak bu­nun yanında sanayi üretiminde bir yavaşlama görüldü. Son veri, sanayi üretiminin yıllık baz­da yüzde 5,3 daralma kaydettiğini gösterdi. Sıkı para politikası ile yapılan tedavi, olumlu sonuç­larının yanında olağan yan etkileri de yaratıyor.

Eş güdüm

Para ve maliye politikaları, normalleşme sü­recinin iki ana aracı. Sürecin iki politika ile eş güdümlü ilerlemesi arzu edilen hedeflere ulaş­mayı kolaylaştırıcı etken olarak karşımıza çıkı­yor. Eş güdüm normalleşme sürecinin etki gü­cünü artırır, böylece hedeflere ulaşmak daha kı­sa vadede mümkün olabilir. Aksi halde zamanı etkin kullanamamış oluruz.

Vergi paketleri ve düzenlemeleri

2024 yerel seçimleri sonrası, vergi gelirleri­nin artırılması için bazı adımların atılacağı, bu amaçla paketlerin hazırlanacağı ifade edilmiş­ti. Şu ana kadar açıklanmış ve bir takvime bağ­lanmış ifadelerin beklentilerin aksine somutlaş­madığını görüyoruz. Yeni tasarı ile anons edilen vergi düzenlemesi, bütçe ile ilişkilendirilmeye­cek ve paketten sağlanacak gelir, bütçe dışında kalacak. Vergi tabanının genişletilmesi, vergi­lendirme yapısının iyileştirilmesinin programın gücüne güç katacağı kanaatindeyim. Piyasa da buna yönelik adımları merakla bekliyor.

Ajanda ve Orta Doğu

Ekim ayı başlarken elimizde iki unsur vardı. Biri Eylül ayı enflasyonunun düşük gelme ihti­mali diğeri ise Kasım ayı başında S&P’nin kre­di notumuzu gözden geçirmesiydi. Eylül ayı enflasyonu beklentilerin aksine yüksek geldi ve piyasa aradığı manivela etkisine kavuşama­dı. Şimdi gözler, 1 Kasım’da açıklanması bekle­nen ve not artışı umudu taşınan S&P kararında. Umuda dair bir parantez açmam gerekirse, geç­tiğimiz hafta S&P Global, “Orta Doğu’da yoğun­laşan çatışmaların, bölgenin geri kalanının kre­dibilitesi üzerinde önemli risk oluşturduğunu” bildirdi.

Açıklama kredi notu artışı ihtimali üze­rinde gölge oluşturmuş olabilir. “Jeopolitik riski dışarıda bırakarak sadece ekonomik parametre­ler üzerinden not artış beklentisi oluşturmak sağlıksız olabilir mi?” sorusuna dikkat çekmek istiyorum. Şu an için en iyi senaryo not artışı ve görünümün pozitif olması. Orta Doğu riski, not artışını engellemese bile not görünümümüz üzerinde baskı yapabilir. Böylece olası not artı­şının umut edilen motivasyonu sınırlandırma riski oluşabilir.

Merkez’in ajandası, piyasanın ajandası

Piyasa ile FED arasında beklenti ayrışma­sı olabiliyor. Bu 2024 başından itibaren daha sık yaşandı ve hala yaşanıyor. Beklentiler gün­cel koşullara göre sürekli revize oluyor. Benzer durum ülkemiz için de geçerli. Kasım Aralık ay­larında 250’şer baz puan indirim bekleniyordu ancak Eylül ayı enflasyonu bunu geçersiz kıl­dı. Piyasa faiz indirimini Ocak 2025’e ötelemiş durumda. Türkiye Cumhuriyet Merkez Banka­sı (TCMB) Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın son açıklaması oldukça şahince bir görünüme sahip. Cevdet Akçay’ın; “Aylık enflasyon sürdü­rülebilir bir şekilde düşüş eğilimine girene ka­dar sıkı para politikasını sürdüreceğiz, başka yolu yok.

TL’nin değersizleşmesi beklentisi çık­maz bir yol” sözleri en dikkat çeken ifadelerden oldu. Bu sözler hem piyasa için hem TL’de değer kaybı isteyenlere yönelik açık bir mesaj oldu. Akçay’ın bu açıklaması, sıkı duruşun TL’de reel olarak daha fazla değerlenmeye yol açabileceği­ne de dikkat çeken diğer mesajdı. Mesajın bir et­ki yaratacağı kanaatindeyim. 17 Ekim’deki Para Politikası Kurulu karar metni de benzer içerik­te olabilir.

Çözüm, normalleşmeye göbekten bağlı

Dünyada takip ettiğimiz sıkılaşma adımları, enflasyonu aşağı çekmek için kurgulanıyor. Sı­kı duruşun yan etkileri bir yere kadar tolere edi­liyor. Bir noktada ipler gevşetilmeye başlanı­yor. Buna en iyi ve en güncel örnek; ABD Mer­kez Bankası (FED). Ülkemizde uygulanan sıkı para politikasının da yan etkileri ortaya çıkma­ya başladı ancak enflasyonda ve enflasyon bek­lentilerinde istediğimiz noktada değiliz.

Zama­nı daha etkin kullanarak, ortaya çıkan yan et­kiler daha da artmadan normalleşmenin somut sonuçlar üretmesini sağlayabiliriz. FED’in gev­şek para politikasına geçiş yaptığı ve buna bağ­lı olarak ABD hisse endekslerinin yükseldiği, Çin’in geniş destekler açıkladığı, Çin ve Asya hisse endekslerinin yükseldiği sırada yerel fi­nansal araçlarımızın ve varlıklarımızın olumlu havaya iştirak etme fırsatını kaçırmaması gere­kir. Kısacası çözüm, normalleşmede eş güdüme göbekten bağlı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Fed yine hata yapar mı? 11 Eylül 2024
Korku, endişe, panik 07 Ağustos 2024