Basit usule tabi mükellefler ve gelir beyanı
Gelir Vergisi Kanunu’muz gerçek kişilerin elde ettiği vergiye tabi tutulabilecek kazanç ve iratları 2'nci maddede yedi guruba ayırmıştır. Ticari kazançlar ilk ele alınan gelir unsurudur. Ticari kazanç ticaret ve sanat erbabının elde ettiği kazanç türüdür. Ticaret ve sanat erbabı kazancını, işletme büyüklüğüne göre, basit usul ve gerçek usul olmak üzere iki usulden birine tabi olarak tespit edebilmektedir. Bu gün yazımızda basit usulde vergilenecek mükellefleri ve tabi olduğu şartları açıklamaya gayret edeceğiz.
Faaliyeti sermayeden ziyade kişisel emeğe dayanan mükellefler Gelir Vergisi Kanunu’nun 47'nci ve 48'inci maddelerinde belirtilen hadleri aşmayan miktarlarda kira ödüyor veya alım-satım tutarları belirlenen hadleri aşmıyorsa basit usule göre kazançlarını hesaplar ve beyan ederler.
Basit usule tabi olmada ölçüler-hadler
- Genel ölçüler
Basit usule göre ticari kazançlarını tespit edeceklerin kendi işlerinin başında bulunmaları ve bilfiil çalışmaları esastır. İşlerinde yardımcı işçi -çırak kullanmaları mümkündür. İşin yürütülmesini aksatmayacak şekilde zaman zaman işin başında bulunulmaması bu şartı bozmaz. Ayrıca, kiralanan işyerinin yıllık kira bedeli toplamının büyük şehir belediyeleri sınırları içinde 6 bin TL'sini, diğer yerlerde 4 bin TL'sini aşmaması gerekir (2015 yılı için). İşyerinin mülkiyeti iş sahibine aitse emsal kira bedeli yukarıdaki hadleri aşmamalıdır.
Öte yandan, ticari, zirai veya mesleki faaliyetlerinden biri nedeniyle gerçek usulde Gelir Vergisi'ne tabi olanların basit usulden yararlanma hakkı olmaz.
- Özel ölçüler
Basit usule tabi olmayı belirlemede, alım-satıma göre, özel ölçüler söz konusudur. Ayrıca, alım satımı yapılan bazı mal türlerine göre ölçüler farklılaşabilmektedir.
Satın aldıkları malları aldıkları gibi yada işledikten sonra satan ticaret ve sanat erbabının yıllık alımları tutarının 84 bin TL'sini veya yıllık satış tutarının 120 bin TL'sin aşmaması gerekir.(1.1.2015 tarihinden itibaren).
Mal alım satımı dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri iş hasılatının 40 bin TL'sini aşmaması halinde basit usulden yararlanabilecektir.
Yukarıdaki iki işi birlikte yapanların yıllık mal satış tutarı ile diğer iş hasılatı toplamının 84 bin TL'sini aşmaması gerekir.
Bazı mal ve hizmet ticareti ile ilgili olarak daha farklı hadler belirlenmiştir. Değerli kağıt, şeker –çay alım satımını yapanlarla içki, sigara, akaryakıt ticaretini yapanlarda (Büyük şehir belediyeleri sınırları içinde olanlarla diğer yerlerdekilerde farklı olmak üzere ) daha yüksek alım –satım ve iş hasılatı hadleri öngörülmektedir. 2015 Yılı için 287 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile belirlenmiş hadlerin aşılıp aşılmadığına dikkat edilmelidir. Örneğin, büyük şehir belediye sınırları içinde şeker-çay alım satımı yapan bir kişinin yıllık alımlarının 170 bin lirayı veya satışlarının 190 bin lirayı aşmaması gerekir.
Genel ve özel hadler aşılmamış olsa dahi Gelir Vergisi Kanunu’nun 51'inci maddesinde sayılanlarla Bakanlar Kurulu Kararları ile gerçek usulde vergilendirilmesine karar verilenler basit usulde vergilendirme avantajından yararlanamazlar.
- Diğer önemli hususlar
Basit usule tabi olmayı engelleyen bazı konulara da dikkat etmek gerekir. Basit usule tabi ticaret erbabından, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı tespit edilenler, bu hususun kendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden ay başından itibaren ikinci sınıf tüccarlara ilişkin hükümlere tabi olurlar.
Basit usule tabi olabilme şartlarına sahip olanlardan yazı ile talepte bulunanlar gerçek usulde, ikinci sınıf tüccarlar gibi vergiye tabi olabilirler.
Bunun dışında, basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yıl içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler.
Gerçek usulde vergilendirilmekte iken, GVK’nın 47'inci maddesinde yazılı genel ölçüleri (şartları) topluca taşıyan ve arka arkaya son iki yıl alış, satış ve/veya hasılat tutarlarının her biri GVK’nın 48'inci maddesinde yazılı hadlerden düşük olan gerçek usule tabi mükellefler, izleyen yılın ocak ayı sonuna kadar vergi dairelerine yazılı olarak başvurmak suretiyle basit usulde vergilemeyi seçebilirler. Bu konuda kanunun yukarıda belirtilen 51'inci maddesi de göz önünde tutulmalıdır.
Basit usulde ticari kazancın tespiti
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Bu fark, faaliyetle ilgili olarak alınması ve verilmesi zorunlu olan alış ve giderler ve hasılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlar esas alınarak belirlenecektir. Kazancın bu şekilde tespiti sırasında emtia ticareti ile uğraşanlarca;
Hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hâsılata,
Hesap dönemi başındaki emtia mevcudunun değeri giderlere ilave edilecektir.
Ancak, kullanılan sabit kıymetler gider yazılmayacak ve üzerilerinden amortisman hesaplanmayacaktır.
Kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin defter tutma yükümlülükleri bulunmamaktadır. Geçici vergi beyannamesi verilmez. Bu usule tabi olanların teslim ve hizmetleri KDV'ye tabi değildir.
Basit usulde vergilendirilen mükellefler, kazancın tespiti ve Vergi Usul Kanunu'nun defter tutma hükümleri hariç; bildirme, vesikalar, muhafaza, ibraz, diğer ödevler, ceza hükümleri ile bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan ikinci sınıf tüccarlar hakkındaki hükümlere tabidirler.
Yıllık beyannamenin verilmesi
Gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlardan ibaret olması halinde, 2014 yılı kazançlarına ilişkin yıllık beyanname 2015 yılı Şubat ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar verilecektir. Basit usulde tespit edilen ticari kazanç yanında beyana tabi başka bir gelir unsurunun bulunması halinde, 2014 yılı kazançlarına ilişkin yıllık beyanname 2015 yılı Mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar kayıtlı bulunulan vergi dairesine verilecektir. Verecekleri yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden(vergi matrahının belirlenmesinde) GVK’nın 89'uncu maddesinde tanınan indirimleri yapabilirler. Beyannameler üzerinde hesaplanan gelir vergisi şubat ayında beyanname verenlerce şubat ve haziran ayında olmak üzere, mart ayında beyanname verilmesi halinde mart ve temmuz ayında olmak üzere iki eşit taksitte ödenebilir.
Beyanname elden verilebileceği gibi posta ile de gönderilebilecektir. Beyanname taahhütlü olarak posta ile gönderildiğinde, postaya veriliş tarihi beyannamenin verildiği tarih olarak kabul edilecektir. Beyanname normal (adi), posta ile veya özel dağıtım şirketleri aracılığıyla gönderilirse, vergi dairesine ulaştığı tarih beyannamenin verildiği tarih olarak kabul edilecektir. Posta yolu tercih edildiğinde beyannamenin iadeli taahhütlü olarak gönderilmesi daha uygun olacaktır.
Tam otomasyona geçen vergi dairesi mükellefleri beyannamelerini, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış olan, basit usul mükelleflerinin bağlı olduğu meslek odaları veya 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler aracılığı ile elektronik ortamda gönderebilirler.