Basın özgürlüğü, halkın özgürlüğüdür

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

En faydalı kim?

Bazen eğitimlerde bir çizim gösteririm; bir atsız araba ve beş kişi. Bu beş kişiden birisi arabanın önünde arabayı çekmeye çalışmaktadır; birisi de arabanın arkasında, arabayı durdurmaya. Diğer üçü de arabanın üstündedir. Birisi, arabayı çekene bağıra bağıra bir şeyler söylemektedir. Bir diğeri ise, şaşkın şaşkın bakmakta ve düşünmektedir. Sonuncu ise, kıs kıs gülmektedir.

Katılımcılara sorarım: Bu resme bakın ve bunu bir şirket olarak düşünün. Bu beş kişiden hangisi şirket için faydalıdır ve niçin faydalıdır? Herkes bir kişiyi seçerek yorumunu yapar. Arabanın arkasında, arabayı durdurmaya çalışan kişiyi şirkete en faydalı kişi olarak seçenlere itirazlar gelir:

“Olur mu? Adam şirketi durdurmaya çalışıyor”. O zaman genel olarak cevapları şöyle olur: “Ama ya öndeki adam, şirketi uçuruma sürüklüyorsa; bunu birisinin durdurması gerekir.”

İmzasız yazı

Geçen ay The New York Times gazetesinde benim eğitimlerdeki çizime benzer bir çizim vardı. Çizimde dört kişi, Kuzey Amerika Kıtası'nı iple bağlamışlar, uçuruma düşmesin diye çekiyordu. Bu çizim, bir imzasız makaleye de eşlik ediyordu. Gazetenin söylediğine göre, bu yazıyı Trump yönetiminden, üst kademelerinden birisi yazmıştı. Gazete “Eğer kişinin ismini yayınlarsak, bu kişinin işi tehlikeye girer; onun için imzasız yayınlıyoruz” diyordu. Yazının başlığı bir itiraf cümlesi idi “Ben, Trump yönetimi içindeki direnişin bir parçasıyım”.

Söz konusu yazıyı yazan şunları söylüyordu: “Başkan Trump, başka hiçbir Amerikan liderinin karşılaşmadığı bir sınavla karşı karşıya. Bu test, sadece özel savcının çok önem taşıyan soruşturması veya Trump liderliğinde ülkenin çok şiddetli biçimde kutuplaşması da değildir. Ve hatta kendisine karşı olunmasından dolayı, partisinin temsilciler meclisi seçimini kaybedebileceği de değildir.

Başkanın tam olarak anlayamadığı ikilem şudur: Kendisinin atadığı kıdemli yöneticilerin bir çoğu, onun gündemini ve daha kötü eğilimlerini çok azimli bir biçimde içerden engellemeye çalışmaktadırlar.

Nasıl mı biliyorum? Çünkü ben onlardan birisiyim.

Açık olmak gerekirse, biz popüler bir sol direnişçi değiliz. Yönetimin başarılı olmasını istiyoruz. Bir çok uygulamanın da Amerika’yı daha güvenli ve zengin yaptığını düşünüyoruz.

Fakat birinci görevimiz bu ülkeye hizmet etmektir. Ve Başkan bu Cumhuriyetin esenliğine zarar verecek biçimde davranmaya devam etmektedir.

Bir cumhuriyetçi olarak seçilmesine rağmen, muhafazakârların idealleri olan özgür düşünce, serbest pazar ve özgür insan kavramlarına yakınlığı yoktur.

“Basın halk düşmanıdır” nosyonu her fırsatta ve her yerde pazarlamaktadır. Dürtüleri, serbest ticaret ve demokrasi karşıtıdır.
…….
Daha büyük endişemiz, başkanlığa ne yaptığı değil, bir ulus olarak onun bunu bize yapmasına izin vermemizdir. Onunla daha dibe batıyoruz ve tarzımız uygarlıktan uzaklaşıyor.”

Senatör Mccain, veda mektubunda en iyi biçimde konuyu dile getirdi. Başkanın sözlerini önemsemeliyiz ve bu büyük ulus için olan sevgimiz ve paylaşılan değerlerimiz çevresinde tek vücut olarak bu kabile kapanından kurtulmalıyız.”

Yorum

Başkan Trump, bu yazı üstüne küplere bindi. Attığı twitte şöyle diyordu. “Acaba bu sözde “Kıdemli Yönetici” gerçekten mevcut mu, yoksa New York Times’ın başka bir uyduruk kaynağı mı? Eğer böyle birisi varsa, ulusal güvenlik dolayısıyla, hemen bu kişiyi devlete teslim etmelidir”. Ancak orası Amerika. Basın özgürlüğü sadece sözde değil, ete kemiğe bürünmüş olarak mevcut. The New York Times’a bir şey olmadı; çıkmağa devam ediyor.

Yukarıdaki olayın bir ilginç yanı da, yönetimin içinden birisi çıkıp açık yüreklilikle böyle bir şeyi kamuoyuna duyurabiliyor. Dünyada hala, bağlılığımız önce ülkemize diyen, etikleri yeminin hakkını veren insanlar var.

Yönetimlerde, gerektiğinde, krala çıplaksın, yanlış yoldasın denilebilmelidir. Halkın, yanlış giden şeyleri bilme hakkı vardır. Basın bu duyurma işini özgürce yapabilmelidir. Basının özgür olması, halkın özgür olmasıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019