Başçı bıraktığı yerden devam ediyor

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

Türkiye’de haftalardır bir faiz tartışması yapılıyor. Bir tarafta faizin agresif biçimde artırılmasını isteyenler, diğer tarafta faiz artırımının pek işe yaramayacağını düşünenler bulunuyor. Açık konuşalım.TCMB’nin Türk finansal varlıkları üzerindeki satış baskısını azaltması, tek bir karar ile mümkün olmaz. Kurumun attığı ve atacağı adımlar dışında, bizi etkileyebilecek birçok gelişme ufukta gözüküyor.Örneğin önümüzdeki hafta Fed toplantısı var. ABD’de son günlerde yayımlanan pozitif ekonomik veriler, yeni bir azaltımın sinyalini veriyor. Diğer taraftan, şubatın ikinci haftasında Paris’te Türkiye’yi de yakından ilgilendiren OECD/FATF(Mali Eylem Görev Gücü) toplantısı var. Küresel terörün finansmanı ve kara para aklama konularında gri listede olan Türkiye’nin, kara listeye alınması riski var. Fed’in azaltıma devam etmesinin etkilerini az çok tahmin ediyoruz. Aylardan beri bu zaten fiyatlanıyor. Tabii olay bir noktada azaltım fiyatlamasından, faiz artışı fiyatlamasına evrilecek. Bu da, Türkiye’nin de içinde bulunduğu yükselen piyasalarda yeni bir baskı unsuru olabilir. Mali Eylem Görev Gücü’nün Türkiye için alacağı olumsuz bir kararın, piyasalar ve ekonomi üzerindeki etkilerini düşünmek bile istemiyorum.Sistem durma noktasına gelebilir.

Böyle bir ortamda, Merkez Bankası dün bir adım attı. Örtülü faiz artırımı yapıldı. Bankacılık sektörüne ek bir maliyet geldi. TL’deki düşüşün sorumluları olarak görülen spekülatörlere de gözdağı verildi.Hamle yapılmadan önce niçin bu kadar beklendiğini anlamakta zorlanıyorum. Piyasalar son bir ayda ateş çemberine döndü. USD/TL için ekstrem tahminler artık rutin hale geldi. Yorumcusu, moderatörü, gazetecisi, kur için kapıyı 2.30’dan açıyor. Endeks için 60.000 öngörüsü olmazsa olmaz. Faizde yüzde 15’i bekleyen bankacılara rastlayabiliyorsunuz. Tabii ki uç tahminler, temelsiz değerlendirmeler olabilir.Ancak son on yılda, piyasaların bu kadar bilinmezlikle başbaşa kaldığı bir dönem hatırlamıyorum. Geçenlerde sohbet ettiğim bir bürokrat; ‘‘Kurumların döviz talebinden çok, bireysel yatırımcının döviz talebinin artması bizi endişelendiriyor’’ ifadesini kullandı. Tedirgin olunuyorsa, piyasaları sakinleştirmek için çıkıp çaba gösterilir. Beklentiler iyi yönetilmiyor. Bir mesaj vermek için,  illa toplantı gününü mü beklemek lazım. Bir televizyon kanalına çıkıp, piyasaları yatıştırmak için mesaj verilir. Bunu Başkan Başçı yapmak zorunda değil. Pek fazla görmediğimiz başkan yardımcıları da olabilir. Kur mevzusu nedeniyle, Erdem Başçı çok yıprandı. Aralık ayındaki toplantıda, kurla ilgili bir soruya ‘‘Ocak sonunda tekrar konuşuruz’’ cevabını vermişti. Sonrasından dolar yükselişine devam etti. Bundan sonraki dönem daha da hareketli geçebilir. Başkan üzerindeki ‘‘açıklama’’ yükünün biraz alınması iyi olabilir. PPK’daki diğer üyelerin konuşmaları için ortam müsait.

TCMB dün aldığı kararla belirsizliği azalttı mı? Zannetmiyorum. Piyasaların da tatmin olmadığı görülüyor. Hatta Banka’nın biraz daha belirsizlik yarattığı söylenebilir. Belki istenilen de buydu. Rezerv Opsiyon Katsayılarında ve Munzam Karşılık Oranlarında bir değişiklik yapılmaması, kurumun ‘‘Bunlar geçici. Her şey normale dönecek.’’ beklentisinde olduğunu gösteriyor. 2013’teki iddialı açıklamaları, Başçı’nın öz güveninin ne kadar yüksek olduğunu göstermişti. Başkan 2014’te henüz bir açıklama yapmadı. Ancak dünkü eylemsizlik, Başçı’nın öz güveninden bir şey kaybetmediğini gösteriyor. Kısacası, Başkan kaldığı yerden devam ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019