Başarının kök hücresi: Diyalog
İnsan ve iş ilişkilerinde hiçbir şey diyalogdan daha önemli değil.
Diyalog uyum yeteneğinin "kök hücresidir"; olumlu ya da olumsuz gelişmelerin hepsini diyaloglardan türetebiliriz.
Diyaloglar kişilerin ya da kurumların "tutumlarını" yönlendirir; bir başka anlatımla "kültürünü" geliştirir.
Bir yöneticinin ya da lider-yöneticinin kalitesinin en önemli göstergesi "diyalog sabrı"dır.
Eğer, "Öcanlıların uzun ömürlü olanları; türlerinin en akıllısı olmadığı gibi, en güçlüleri de değildir. Uyum yeteneği en yüksek olanıdır" saptamasına katılıyorsak; kişilerin de kurumların da uyum yeteneklerini artırmalarının temel aracı diyalogdur.
Bilinen temel gerçeklerden biri de, "Öazınlıklar ne kadar yetenekli olursa olsun, kitle desteğini arkalarına almadıkça ciddi işler başaramaz" saptamasıdır. Diyaloglar çatışmaları azaltır; dışlamadan asimilasyon sağlar, işe adanmışlığı artırır; birlikte meydan okuma bilincini geliştirir ve sonuç almayı kolaylaştırır.
Diyaloglar, aşağıda değerlendirmeye çalıştığımız yedi özelliğini dikkate aldığımızda görülecektir ki, uyum yeteneğini geliştiren; kitle desteğini kazandıran çok önemli bir yaşama aracıdır.
Kişiler ve kurumlar "sürdürülebilir başarı" sağlamak istiyorlarsa; diyalog aracının aşağıda açıklanmaya çalışılan yedi özelliğini iyice içselleştirmiş olmalı:
· Veri, enformasyon ve bilgiye "erişme ve işleme" kalitesini yükseltir.
· Bilgi ve fikirler arasında "bütünlük" sağlar.
· İnsanların ve kurumların "kendine özgü" ve "taklidi" güç değeridir.
· Dışlamadan "asimilasyon" yaratır; "gerilimleri" azaltır ve "işe adanmışlığı" artırır.
· "Geri-bildirim" mekanizmasını işletir; "sorgulamayı" geliştirir.
· Karar alma sürecini hızlandırır ve "kalite" kazandırır.
· "Yeni fikirlerin" ortaya çıkmasına ve olgunlaşmasına yardımcı olur.
Enformasyona erişme
Çağımızda zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırmanın temel aracı bilgidir. Doğru verilere erişme, doğru enformasyonlar geliştirme, ihtiyacımız olan kirlenmemiş bilgiye sahip olma ve bilgiyi anlamaya dönüştürme sürdürülebilir zenginlik üretiminin gerek şartıdır.
Temel girdi olan bilgiyi zenginleştirme, önemli ölçüde diyalog kalitesine bağlıdır.
Bilgi üretimi giderek hızlanıyor. Üretim hızlanması, daha ayrıntıda bilgilere erişme anlamına geliyor. Bu eğilim bilginin parçalanması sürecini de hızlandırıyor. Böyleci bir yandan uzmanlık alanları artarken, öte yandan etkili iş yapabilmek için farklı disiplinleri birlikte kullanma ihtiyacı artıyor. Bu noktada insanların ihtiyaçları olan bilgiye erişme ve bilgiyi ürüne dönüştürmede diyaloglardan teknik olarak yararlanıyor.
Diyalog işlevleri açısından da etkin bir araç: Öncelikle, açık bilgilerin paylaşılarak zenginleştirilmesi, farklı bakış açılarından değerlendirmelerle bilgilerin kirlikten arındırılması da diyaloglarla mümkün. Diyalogların bir başka işlevsel yönü de "örtülü bilgilerin" açığa çıkarılmasında oynadığı rol.
Bilgi ve fikrin bütünlüğü
Bilgi "ortak güç" kaynaklarından biri. Bilginin gücünü artırmanın yolu da, bilgi ve fikirlerin bütünlüğünü sağlamadan geçiyor.
Eğer farklı bilgilere sahip insanlar ve kurumlar diyaloglarla bilgilerini paylaşamıyor; birbirlerinden izole ediliyorsa; orada gerçek bilgi gücü yaratılamaz; bilgi üretmenin verimi düşük düzeyde kalır. Diyaloglar, özü itibariyle birbirini tamamlayabilecek olan "bilgilerini ve fikirlerin bütünlüğünü" sağlar.
Her uzmanlık alanının kendi bilgisini önemsemesi, kendi işlevini daha üstün görmesi doğaldır .Bu dar açılı algılama aşırı değerlendirildiğinde, bilgi sahiplerini birbirinden yalıtır; merak ve ilgi düzeyini düşürür; bilgiden gerekli verimi elde edilmesi engellenir.
Yalıtımcılık tuzağına düşmemenin, "bilgi ve fikrin bütünlüğünü" sağlayarak, yüksek verimli çalışmanın yolu, etkin diyalog ortamları yaratma, koruma ve geliştirmedir.
Güç taklit edilebilme
Diyalog kalitesi kurum kültürünün temel göstergesidir. Diyalog kalitesinin kişilere ve kurumlara özgü bir yanı vardır; bu özelliği nedeniyle taklit edilmeleri güçtür.
Diyalog kalitesini geliştirmiş bir işyeri, kendine özgü bir "kültür alanı" yaratmıştır; taklidinin kolay olmaması nedeniyle "değer tekelini" elinde tutarak, rekabet gücü sürdürebilir.
Bilginin kişiye ve kurumlara özgü karakterinin iyi gözlenmesi, söz konusu özelliklerin bilinçli bir biçimde korunması çağdaş işyerlerinin öncelikli gündem konusudur.
Kişi ve kurumlar diyalog iklimi bakımından bir "farklılık" yarattığında, taklidi güç olan "kültür" de yaratmış olur. Bu özelliğinden ötürü, kurum kültürü üzerinde çalışan akademisyen ve uygulamacıların birleştiği temel düşünce şudur: Kurum kültürünün göstergesi, diyalogların nasıl işlediğidir. Diyalog konusuna gereken emek ve zamanı ayırmayan, bu konuyu kafasında netleştiremeyen lider-yöneticiler kısa zamanda üstünlüklerini yitirebilir.
Gerilimleri azaltma
Kurumların iç bünyelerinde çatışmaların bir otorite önünde tartışılması "ortak irade" yaratmanın ve "uzlaşma kültürünün" oluşturmanın temelidir. Bizim topraklarımızın mirasında uzlaşma kültürünün birikimleri vardır:325 yılında İznik Konsili, 431'de Efes Konsili, 451'de Kalkedon Konsili Hiristiyanlığın ortak iradesini ortaya koymak için düzenlenmiştir.
İnsanlık tarihinde diyaloglar, bilgelerin işaret ettiği "Ödışlamadan asimilasyonu" hızlandırmış; büyük ölçüde "yanlış anlamadan" kaynaklanan "gerilimleri" azaltmış; üretim zenginliği yaratan "işe odaklanmayı" güçlendirmiştir.
Geri-bildirim mekanizmasını işletme
Yaptığımız işin niteliği ne olursa olsun, "sürdürülebilirliği" sağlamanın temel araçlarından biri "geri-bildirim mekanizmasını" çalıştırmadır. Kendine güveni olan kişiler ve kurumlar geri-bildirim mekanizmasını özenle çalıştırır; "varsayımları" sorgular. O zaman "zihni modelin" uyum için yeterli olup olmadığı netleşir. Gerekli düzeltmeler yapılırsa, birikim yeteneği koruma ve uzun dönemli geleceği güven altına alma kolaylaşır.1
Geri bildirim mekanizmasını çalıştıran, öngörülen hedeflerden sapmaları düzenli biçimde gözlemleyen, gerekli ince ayarları yapmasını bilen işyeri yönetimleri başarıyı yakalayacaktır..
Karar alma süreci hızlandırma
Etkin diyaloglar, işe yarayan ve yaramayan bilgileri ayıklama ve arındırmada da işimizi kolaylaştırır.
Diyaloglar sayesinde "risk alanı" ile "belirsizlik alanını" daha iyi tanımlayabiliriz. Eğilimlerin yarattığı "fırsat" ve "tehlikeleri" daha iyi öngörebiliriz. Kendi "olanaklarımızı" ve "kısıtlarımızı" da gerçeğe yakın bir biçimde saptayabiliriz. Bütün bu veriler de "karar alma sürecimizi" hızlandırır ve "karar kalitesini" artırır.
Yeni fikirler üretme
İnsanoğlunun düş gücünün sınırı yoktur; ama insan beyninin erişebilirliği de sınırsız değildir. Edward Said'in altını çizdiği gibi, "Öentelektüel üretim sürekli olamaz". Bu şu anlama gelir: Çağımızın insanın "yeni fikirler üretmede" sınırları vardır. Ama diyalog kültürünü geliştirenler, sınırları alabildiğine genişletebilir.
Her farklı görüş, her aykırı düşünce alıcı bir ruhla değerlendirildiğinde, yeni bir bilginin, farklı bir fikrin üretilmesini tetikleyebilir.
Diyalog ortamında gündemli, metotlu ve disiplinli tartışmalar yeni fikirlerin üretilmesinde "sürdürülebilirliği" sağlamada bilinen en etkili yoldur.