Başarılı girişimci ve iletişim
Joseph S. NYE etkin düşünce insanlarından biri. Harvard Üniversitesi'ne bağlı Kennedy Kamu Yönetimi fakültesinde öğretim üyesi. Bir yıl önce dilimize de aktarılan bir makalesinde, "Etkileyici liderlerin hepsi etkili biçimde iletişim kurar" diyordu.
NYE'nin sözünü değiştirerek, "Etkili girişimcilerin hepsi etkili biçimde iletişim kurar" dersem yanıltıcı olmaz.
Eğer bir girişimci hitap yeteneğini geliştirmiş, etkin bir sesle çevresini etkileme gücüne sahipse, çevresindeki insan ve sermaye kaynaklarını üretim için örgütlemede, aynı yeteneğe sahip olmayandan bir adım öne geçer.
Bir girişimci olay ve olguları "hikaye etme becerisine" sahipse, sadece kaynak bulma konusunda değil, müşteri bulma ve onların sadakatını sağlamada da etkin olabilir.
Bir girişimci maksadını anlatırken "ince nüansları" vurgulamada bir ustalık kazanmışsa, değer yaratma zincirinin bütün halkalarında karşılaştığı insanları ikna etmede ileri adımlar atabilecektir.
Girişimci lider, dili kullanabilmenin ötesinde kültürün simgelerini de etkin kullanma becerisine sahipse, rakiplerine göre bir basamak daha yukarı çıkacaktır. Örneğin Demirel'in ünlü şapkasını anımsayalım. Ecevit'in kasketi vardı. Gandhi sade giyimi ve yaşamı ile liderlik ediyordu. Castro'nun herkes gibi yaşaması, farklılıklara prim vermemesinin halkın güvenini kazandığını yazanlar pek çoktur. Vehbi Koç'un lüksten kaçınan tarzı da halkın ilgisini çekerdi.
Başarılı bir girişimci, küçük gruplar arasında birebir ilişki kurma becerisinden de besleniyorsa, rakiplerini geride bırakacaktır.
Önemli olan kendimizi çevremizde "meşrulaştırma" becerisidir. Bu beceriyi yetiştiğimiz ortam, içinden geldiğimiz kültür bize aktarabildiği gibi, eğitim-öğretimle de kazanabiliriz.
Kendinize yatırım yapın
Yukarıdaki genel açıklamadan sonra, dönüp kendi özelimizde neler yapabileceğimizi düşünmeye çalışalım:
Birincisi, iletişimdeki niteliğimizi gözleyebilecek, yanlışlarımızı açıkça söyleyecek dostlarımız olmalı. Her dediğimi doğru diye onaylayan, her yaptığımızda bizde bir cevher bulan çevreyle bir yere varılamaz. Tam tersi "kral çıplak" diye yüzümüze haykırabilen dostlar bizi geleceğe hazırlar.
Başta kendimiz sonra dostlarımız ve danışmanlarımız bizim ilişkilerde sürdürülebilirliği ne kadar sağlayabildiğimizi gözlemeli. Gelip geçici ve kısa süreli ilişkilerde emek, zaman ve para harcamamızı önlemeli.
Her alanda olduğu gibi "ilişki yatırımına" da özen göstermeliyiz. Zaman zaman ilişkilerinizin nicelik ve niteliğini ölçmeli, sapmaları belirlemeli, kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Aldığımız sonuçları ince ayarlarla daha iyiye, güzele ve doğruya taşımalıyız.
İlişki yatırımı da diğer yatırımlar gibi bilinçli bir etkilenme, ilgi ve amaç, araç ve ortam gerektirir. Kendimizi güdülendirmemiz, ilişkilerimizi bir sorun haline getirmemiz yatırımın adımını oluşturur.
İkincisi ise kaynakların kıtlığı ilkesinden hareketle "ilişki planlaması" yapma olmalıdır.
Bu yaz gününde çok tatlı bir konu değil ilişki yatırımı üzerinde düşünme… Ama geleceğin dünyası ilişki yatırımı üzerine kurulacak. O nedenle ilişki yatırımı konusunda gerekli bilinci geliştirmeden, yatırımları yapmadan var olmamız mümkün olmayacak…
Yeni dünya, ilişkiler dünyası olacaktır. Bu gerçeği unutmadan davranmamız gerekiyor.