Başarı öyküsüne sahip ülke olmak...
Dünyanın bütün ülkeleri "hikayeye" sahip oldukları dönemde ilgi çekerler ve daha önemli bir gelişme sağlayarak, üretimlerini ve refahlarını artırırlar.
95 yıllık Cumhuriyetimizi gözden geçirdiğimizde bu bizim içinde böyledir. Başarı öykülerimizi ortaya koyduğumuz yıllarda hep ilgi odağı olarak önemli başarılara imza atıp gelişmişiz.
Cumhuriyetin ilk 10 yılında birbiri ardından hayata geçen devrimler ile sağlanan toplumsal değişim, Kurtuluş Savaşı sonrası hızlı bir toparlanma ve gelişmeye neden olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı sonrası 1950’de çok partili hayata geçerek, demokrasimizi geliştirerek ilgi odağı olma başarısını gösterdik. Hızlı şehirleşme ve ulaşımdaki gelişme ile sanayileşme adımları atarak, köyden kente hızlı bir göçü yaşadık.
1960 darbesinin ardından, hızla normalleşme sağlarken 1961 Anayasası ile de demokrasimizi geliştirirek, yine ilgi odağı olma özelliğini elde ettik.
1980’de 24 Ocak kararlarıyla içe kapanıklıktan kurtulup dışa açılırken bir yandan da liberalleşen bir ekonomi yolunda adımlar atarak, ülkemizin ilgi odağı olmasını sağladık.
1980’lerin sonlarında Sovyetler Birliği dağılmadan, bartere dayalı doğalgaz ticaretini geliştirerek, Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinde ticaret ve yatırım alanlarında önemli öncelik elde ettik.
1996 yılında AB ile Gümrük Birliği anlaşmasını yaparak, Avrupa ile ticaretimizde önemli artışın gündeme gelmesini, artan ihracatımız içinde AB’nin payının yüzde 50'lerin üzerinde seyretmesini sağladık.
2001’de kriz yaşamanın hemen ardında bağımsız kurumlar oluşturarak, bankacılık ve finans sektörümüzü güçlendirerek ilgi çeken bir başarı öyküsüne sahip olduk.
16 yıllık tek parti iktidarı döneminde bir yandan Anadolu’da 20 kentte önemli sanayileşme adımları attık. Birçok sektörde önemli gelişmeler sağladık.
Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılına 5 yıl kadar yakınlaşmışken bizim yeni bir ilgi çekici başarı hikayesine ihtiyacımız olacağını söyleyebiliriz. Yeniden başarı öyküsüne sahip ülke olmalıyız...
DATE:06-02-18