‘Başarı’ hikayemizi neden beğenmiyorlar?
Dünyada ekonomiyle ve finansla ilgilenen çevrelerin yakından izlediği Bloomberg TV’nin internet sitesinde dün yayınlanan haberin başlığı şöyleydi: “Türkiye ekonomisinin aşırı ısınmış olması Erdoğan’ı zamanla yarışmaya zorluyor”. Haberin ilk cümlesi de şöyle: “Türkiye ekonomisi aşırı ısınıyor. Bu durum Türkiye’ye kredi verenlerin yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de bir problem haline gelebilir.”
Haberde gelecek yıl kendisi için kritik önem taşıyan bir seçime gidecek olan Erdoğan’ın, ekonomide bir sarsıntı yaşanması olasılığı giderek artarken gerekli önlemleri almak zorunda olduğu, ancak kendisinin ekonomiyi yavaşlatacak önlemlere sıcak bakmadığı belirtiliyor.
Ekonomide sarsıntıya ya da türbülansa yol açabilecek sorunlar arasında öncelikle üzerinde durulan noktalar ise özetle şunlar:
* Türkiye ekonomisi geçen yıl en hızlı büyüyen ekonomilerden biri oldu ama bu süreçte cari işlemler açığının tırmanması ve çift haneli enflasyon Türk lirasının çökmesine yol açtı.
* Türk şirketleri Türkiye ekonomisinin %40’ına erişen bir dış borç yükü altına girmiş durumda. Borçlarının toplamı 7 milyar doları bulan Yıldız Holding gibi büyük borçlular şimdi borçlarını yeniden yapılandırmak için bankalarla pazarlık ediyor.
* Şirketlerin ödeme sorunlarıyla karşılaşması, borsanın (İMKB) üçte birini oluşturan bankaları olumsuz etkileyebilir.
* Bu gelişmeler ellerinde Türkiye tahvili bulunan yatırımcılarla uluslararası bankaları kaygılandırıyor.
* Türkiye ekonomisi büyük ölçüde dış kaynak girişine bağımlı ve dünyadaki koşullar da Türkiye’nin ihtiyacı olan dış kaynağı bulmasını zorlaştıracak şekilde ağırlaşıyor.
* Bu ortamda Türkiye’yi yönetenlerin gelecek yıl yapılacak seçimleri düşünerek ekonomiyi canlandıracak adımlar atması Türkiye’nin bir döviz krizi yaşaması olasılığını artırabilir.
Zamana karşı yarış hedefi
Özetlemeye çalıştığım Bloomberg değerlendirmesi, geçen hafta Türkiye’de ve özellikle medyada coşkuyla karşılanan “rekor büyüme” hikayesinin dış dünyada ve uluslararası finans çevrelerinde coşkuyla değil kaygıyla karşılandığını gösteriyor. Bunda şaşacak bir şey yok aslında. İsmet Özkul’un gazetemizin dünkü sayısında yer alan “Kırılgan büyümenin sevinci kısa, sancısı uzun sürüyor” başlıklı yazısında da belirtildiği gibi, geçen yılki hızlı büyümenin hangi koşullarda sağlandığına bakıldığında bunun sürdürülebilir olmadığı açıkça görülüyor.
Ancak bunları söylerken Türkiye’nin mevcut ortamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve hükümetin iyi kullandığı bir potansiyelin bulunduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. 2017 yılında devletin ve hükümetin, ellerindeki ve ülkedeki bütün olanakları seferber ederek, kredi ve destek olanaklarını sonuna kadar kullanarak ekonomiyi canlandırmayı başardığını gördük. Onlar için hedef bunu bu yıl da sürdürebilmek ve seçime hızlı büyüyen bir ekonomiyle gidebilmek. Bu amaçla ‘başarı’ hikayesini Türkiye içinde satmak çok önemli.
Bloomberg değerlendirmesi de bu olasılığı hesaba katıyor zaten ve seçimin hangi tarihte yapılacağını ekonomideki gelişmelerin belirleyebileceğini belirtiyor.
İş dünyası ne havada?
Geçen hafta Türkiye’de hızlı büyüme şenlikleri yaşanırken iş ve finans dünyasında önemli konunda bulunan bazı üst düzey yönetici ve finansçılarla bu konuyu konuştuğumda onların da Bloomberg’in analizinde üzerinde durulan noktalar üzerinde durduğunu gördüm. Zaten gerçeği görmek isteyen ve biraz bu konuları bilen biri için Türkiye ekonomisinin şu andaki sorunları çok açık.
Kritik olan nokta, Türkiye’de bugünün ortamında bu sorunları açıkça tartışmanın ve dış dünyanın da benimseyeceği bir hikaye ortaya koymanın olanaksız hale gelmiş olması. Bu nedenle iş dünyasının bugünkü gidişattan memnun olmayan kesiminin gerçek sorunlarını ve kaygılarını dile getirmesi olanaksız hale gelmiş bulunuyor.
Mevcut iktidarın hedeflerine varmak için sarıldığı ‘başarı hikayesi’ ile yola devam etmenin çok riskli olduğunu sanırım yalnızca dış dünyada değil Türkiye’deki iş dünyasında da gören çok sayıda insan var. Onlar gelişmeleri kaygıyla izliyor ve döviz kurlarının seyrini kestiremedikleri için aylık planlar yaparak işlerini yönetmeye çalışıyor.