Barometreyi okumak
Cemre’ler düşmeye baharın ayak sesleri duyulmaya başlar. Açan güneşe aldanan ağaçların ilk çiçekleri görülür ta ki eskilerin deyimiyle “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” gerçekleşene kadar. Kışın soğuk günlerinde, güneşin sıcak yüzü için mart ayını beklerken, havaların son bir oyunu olarak buz gibi günlerle karşılar mart bizi. Tıpkı otomotiv pazarında olduğu gibi…
Fransızların çok sık kullandığı bir anekdot vardır. 50 katlı bir binadan düşen adam, her katı geçtiğinde “Buraya kadar her şey iyi” diye kendini teselli edermiş. Hikayenin kıssadan hisse bölümünde ise, “Önemli olan nasıl düştüğün değil, nasıl konduğundur” derler…
Tıpkı otomotiv pazarında olduğu gibi… Geçen yıl gelen ÖTV artışları, dövizde yaşanan devalüasyon, elde kalan stoklar vs…
Tüm bunlar biraraya geldiğinde firmalar ellerindeki stokları eritmek adına, olması gereken artışları fiyatlarına yansıtamadı.
Bir yanda bozulan ekonomi ve azalan güven endeksi, diğer yanda siyasi anlamda girilen referandum ve belki sonrasında seçim havası gibi beklentiler üst üste gelince ekonominin gidişatına yönelik barometreyi okumak çok zor oluyor.
Denizcilerin barometre üzerinden yaptıkları tahminleri ekonomiye uyarlasak aslında çok hatalı bir adım atmış olmayız.
Barometreyi ekonomi, atmosfer basıncını da beklenti olarak alırsak belki bir tahmin yapabiliriz.
Barometre ani düşerse yani basınç bir anda azalırsa genelde kısa süreli sert bir fırtına yaşanır. Barometre düzenli olarak düşerse çok sert olmayan ve devamlı esecek bir rüzgara işaret eder.
Gelin buradan ekonomi ve otomotive yönelik tahmin yapalım. Bugün satışlar üzerinde çok ani bir düşüş yaratacak durum yok. Aksine düzenli bir düşüş yaşanıyor. O zaman bu yılın bu şekilde geçebileceğini söyleyebiliriz.
Ancak, buradaki sıkıntı mart ayı. Mart ayı ile birlikte gerek model yıl değişimi, gerekse kurlardaki artışı fiyatlarına yansıtacak firmaların bu adımı, satışlar üstünde önemli bir düşüş yapabilir ki tüm beklentiler de o yönde, işte o zaman bir fırtına beklemek gerekir. Buradaki en önemli psikolojik güvence ise pazarın yaklaşık 750 bin düzeyine oturduğu yönünde. Dolayısıyla yıl sonuna bakıldığında çok büyük bir değişim olmayacağını söyleyebiliriz.
O yüzden mart ve nisan aylarında sert düşüşler ve arkasından gelen fırtınanın dinmesiyle, barometrenin yavaş yavaş yükseleceğini söyleyebiliriz. Yani bir anlamda iyi hava adım adım gelecektir.
Bunları iyimser tahminler olarak alabilirsiniz.
Ama yine de meteoroloji biliminin bile kesin tahmin süresinin maksimum 10 günlük olduğunu belirtmek gerekiyor. Mühendisler, belirli bir sürenin ötesindeki hava tahminlerini geçmiş yıllardaki istatistiki verileri, kişisel tecrübelerle verebiliyor. Aynı Türkiye’de olduğu gibi…
Ekonomik barometreyi bir süreliğine doğru okuyabilsek bile, referandum sonrasını görebilmek için kimsenin elinde ne somut ne de soyut veri yok… Sadece istatistik ve bir dizi tahmin…