Bari kendimizi kandırmayalım!

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM [email protected]

Bilindiği gibi her ayın ilk günü Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bir önceki ayın geçici ihracat rakamlarını açıklıyor. Bir süreden beri Gümrük Bakanlığı da eş zamanlı olarak ‘Veri Bülteni’ adı altında o aya ilişkin ithalat da dahil olmak üzere tüm dış ticaret verilerini açıklamakta. Her ne kadar rakamlar ‘geçici’ ibaresiyle yayınlansa da sonradan yapılan düzeltmeler rakamların genelinde çok da fazla bir değişiklik yaratmıyor. Kısaca, açıklanan rakamlar ‘kesin’e çok yakın. Rakamların bu kadar kısa sürede ve kesine yakın bir şekilde yayınlanıyor olması olumlu.

Ancak son yayınlanan ticaret verileriyle ilgili açıklamada bir şey dikkatimi çekti. Türkiye ihracatçılarının çatı kuruluşu olan TİM kendi web sitesine koyduğu açıklamaya “Temmuz ayı ihracat artışı son 6 yılın zirvesinde” başlığını koymuş. Bu matematiksel olarak doğru bir tespit olsa bile, temmuzda bir ihracat başarısı elde edilmiş intibaanı vermesi nedeniyle aynı zamanda oldukça yanıltıcı. Doğrusu ise maalesef ihracatta istenilen ivmenin henüz yakalanamamış olduğu.

Evet, ihracat temmuzda geçen senenin aynı ayına göre yüzde 28.7 gibi yüksek bir oranda artmış bulunuyor. Ama neden? İki geçerli neden var. Birincisi Ramazan bayramı tatilinin geçen sene temmuz ayına, bu sene ise haziran ayına denk gelmiş olması. İkincisi ise geçen sene melun darbe kalkışması nedeniyle temmuz ayının 2. yarısında da ihracatın, az bir miktar olsa da, bir duraklamaya uğramış bulunması. Bu faktörleri dikkate aldığımızda “ihracat artışı son 6 yılın zirvesinde” demek son derece anlamsız. Ayrıca bunu söylerken, elmanın diğer yarısını, ithalat tarafını dikkate almamış oluyoruz. Halbuki, temmuzdaki ithalat artışı da yüzde 45.8 ile hiç de fena değil doğrusu! (Böylece dış ticaret açığı da Temmuzda yüzde 80.4 artarak 8.8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş bulunuyor!)

İlk 7 ay toplamında ise ihracatın artış oranı yüzde 10.7 olmuş. Buna mukabil, ithalattaki artış yüzde 13.5 ile ihracatın üzerinde. Böylece aynı dönemde dış ticaret açığı da yüzde 20.4 artmış. İhracat artışının çok genele yayıldığı da söylenemez. İlk 7 ayda kuvvetli performans gösteren otomotiv ve çelik sektörlerini dışarıda bıraktığımızda artış yüzde 6 düzeyine gerilemekte.

2012 yılında 152.5 milyar dolara ulaşan ihracatımız o günden beri gerileme içerisinde. Ancak burada şu saptamayı da yapmamız gerekiyor: Son 5 senede Dünya emtia fiyatları da geriliyor. Bu da sattığımız bazı malların birim fiyatlarında düşüş anlamına gelmekte. Keza, 6 ay öncesine kadar euro’nun dolar karşısında değer kaybediyor olması da ağırlıklı euro bazında olan ihracatımızın dolar değerinin düşük kalmasına yol açmaktaydı. (Dolayısıyla, ihracat miktar endeksleri biraz daha olumlu bir tabloya işaret ediyor. Ancak, bizim rakibimiz olan pek çok GOP son 5 senede dolar bazında da ihracatını ciddi şekilde artırmış durumda.)

Diğer bir kendi kendimizi yanıltma konusu ise ‘enflasyon tahmini’ ile ilgili olan. Merkez Bankası 2006 yılından beri her 3 ayda bir Enflasyon Raporu yayınlamakta ve bu raporda bulunduğu sene ve bir sonraki sene için enflasyon tahminlerine yer vermekte. Bu tahminler çoğunlukla senenin ilk raporunda düşük, sonraki raporlarda ise giderek artmakta. (Sadece 2016 senesi için 4 raporda da tahmin yüzde 7.5 olarak kalmış, gerçekleşme ise yüzde 8.5 olmuştu.) Bu trendin bir nedeni ekonomik aktörlerin enflasyon tahminlerini düşük tutarak beklenen enflasyonun gerçekleşen enflasyonu daha az etkilemesini sağlamak olabilir. Ama asıl neden son 12 senedir gerçek anlamda anti- enflasyonist bir para ve maliye politikasının uygulanamamış olması. Açıkçası bu senenin de çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle maliye politikasındaki genişleme çok belirgin. Aynı zamanda, kurların göreceli yüksek kalmaya devam etmesi ve dezenflasyon yaratacak seviyelere gerilememesi, enflasyonu tahmin edilen düzeyin üzerinde tutmaya devam edecektir. Bugün temmuz enflasyonu açıklanıyor. Beklenti yüzde 0.18 civarında. Eğer gerçekleşme beklenti paralelinde olursa 12 aylık enflasyon 1 puan daha gerileyerek tek hanelere (9.8) inmiş olacak. Ancak sonrasında yol oldukça engebeli. Aylık enflasyonlar son 10 senenin ortalamalarında gerçekleşse bile sene sonu enflasyonu yüzde 10’un üzerinde kalacak. Şahsen, sene sonunda değil son Enflasyon Raporu’nda öngörülen yüzde 8.7’yi, herhangi bir tek haneli rakam görürsek Merkez Bankası’nı başarılı addedeceğim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019