Bardağın dolu tarafı
UZMAN GÖRÜŞÜ / Barış Sözen / Ak Yatırım
Piyasa dinamikleri açısından içeride beklentilerin gerçekleşmiş olması nedeniyle bütün piyasa profesyonelleri olarak piyasa gündeminin yurtdışı gündem haline dönüşmesini beklemekte idik. Bu beklenti aslında tam olarak gerçekleşmedi. Siyasi belirsizliğin gündemden düştüğü günden bu güne bakacak olursak, o günden bu yana yurtdışı piyasaların performansı gayet iyi iken Türkiye piyasasında aynı performansına katılımında zorlandığını görüyoruz. Bunun sebebi olarak ister teknik terimle "düzeltme" olsun, ister kapatma davası ile ile ilgili yabancıların çok iyi "tahmin" yapmış olarak bütün olumluluğu önceden fiyatlamış olmaları olsun, görünen o ki Türkiye piyasası kısa vadede çok iyi performans sergilemiş olduğundan dolayı daha fazla olumluluk satın alamamaktadır. Kısa vadede bunun devam etmesini bekleyebiliriz. Lakin, orta ve uzun vadede büyük resimde belirgin bir değişiklik ortaya çıkmaktadır, bu değişikliğin sebebi ise farklı piyasalardaki fiyatların gidişatında oluşan trend değişimidir. Bunlardan en önemlisi aslında Euro/dolar paritesindeki değişimdir. Burada uzun süredir şüphe uyandıran doların güçlenmeye başlayacağı yönündeki beklentimiz artık gerçeğe dönüşmektedir. Dolar artık son birkaç yıldır olduğu gibi çok ucuz olmayacaktır ve sadece Euro karşısında değil, bütün para birimleri ve her türlü mal karşısında. Bunun sonucu olarak petrol ve emtia fiyatlarında düşüş, altın fiyatlarında kısmi gerileme mümkündür. Kimi analistler petrolun düşmesinin doları güçlendirdiğini söylese de şahsi kanaatim Amerika piyasasında düşen fiyatlar artık Amerikan varlıklarına ve dolayısıyla Amerikan Doları'na talep getirmeye başlamıştır.
Aynı sebeplerden ötürü Amerika hisse senetleri piyasasında, teknik sebepler ile geri çekilmeler yaşansa bile genel anlamda emlak fiyatlarında yüzde 30 civarında bir düşüş fiyatlara yansımış durumdadır bunu bankaların bilançoları üstündeki etkilerini üç aşağı beş yukarı piyasa profesyonellerinin fiyatladığını düşünmekteyiz. Dolayısıyla, Amerika'daki piyasalardaki fiyat düşüşleri kalıcı olmayacaktır. Bu noktada şunu belirtmekte fayda var emlak ile olumsuz veriler gelmeye devam edeceği ortadadır. Ve bununla ilgili piyasalarda zaman zaman korkular oluşabilir lakin piyasanın mantıklı oyuncuları bu düşüşleri alım fırsatı olarak kullanacaktır.
Türkiye açısından bakarsak, siyasi belirsizliğin gündemden düşmesi ile aslında eskisinden daha da olumlu bir tablo ortaya çıkmıştır, artık hükümetin nispeten daha fazla reformlara odaklandığı bir döneme girebiliriz, çünkü bu konuda artık mazereti kalmamıştır. AB uyum süreci ile atılacak adımlarla beraber, ekonomik çerçevede yapılacak yapısal düzenlemeler daha güçlü bir ekonomi olarak Türkiye'nin görüntüsüne olumlu etki yapacaktır. Bu iç olumlu dinamiğe ek olarak çevre coğrafyadaki siyasi ve politik gelişmelerin ilerleyişi Türkiye'yi daha aktif bir bölge siyaseti izleyemeye itmektedir. Dolayısıyla, hem ekonomik alanda, hem de jeopolitik anlamda bölge gücü görüntüsü olan bir Türkiye'nin daha fazla sermaye çekebileceğini ve bir süredir gündemde olan cari açığın finansmanı konusundaki kaygıların bir süre sonra biraz daha azalacağını düşünüyorum.