Bankalar, tüketiciler ve rekabet ihlali

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

Tüketici dernekleri 13-14 Mart günlerinde bankalara "sinek avlatacaklardı", ne oldu? O iki gün hiçbir bankacılık işlemi yapılmayacaktı; para yatırılmayacaktı, çekilmeyecekti. Haydi para yatırmamayı anladık da, tüketici niye kendi parasını çekmeyecekti ki, var mıydı bunun bir mantığı? 
 
Peki o günlerde herhangi bir olağanüstülük görüldü mü, bankalar bu "eylem" yüzünden herhangi bir kayba uğradı mı? 
 
"Dostlar alışverişte görsün" türü bir eylemdi zaten yapılmak istenen. Hatta öyle ki, başta eylemin günleri 14-15 Mart olarak açıklanmıştı. Devlet memurlarının 15 Mart'ta maaş aldıkları bile adeta unutulmuştu. 
 
Tüketici derneklerinin bankalara karşı eyleme hazırlandığı günlerde Rekabet Kurulu'nun 12 bankaya yönelik kararı açıklandı. Kurul, 12 bankaya toplam 1.1 milyar lira tutarında ceza kesmişti. Aslında Kurul'un bu cezası tüketicilerin bankalara dönük en büyük şikayeti olan haksız yere masraf alındığı gerekçesine dayanmıyordu. Bankalarla ilgili soruşturma ağırlıklı olarak bu tür şikayetlere dayalı olarak açılmıştı açılmasına ama, Rekabet Kurulu uzmanlarının bankalardaki incelemelerinde ortaya çıkan detay çok daha farklıydı ve bazı bankalar arasında rekabeti ihlal edecek anlaşmalar saptanmıştı.
 
Herkes kendine yonttu Rekabet Kurulu'nun verdiği cezayı...
 
Bankalar, bir yandan haksız yere ceza aldıklarını ileri sürdüler, ama bekledikleri ceza daha fazla olduğu için içten içe sevindiler.
 
Tüketiciler bankalardan "kıl kopardık ya" diye mutlu oldular. Her ne kadar verilen bu ceza tüketicilerin asıl yakınma konusu olan masraf gibi, kredi kartı aidatı gibi konular için olmasa da.
 
Bazı siyasetçiler "Bankalara verilen bu ceza az bile" dediler, ama bunu neye dayanarak söyledikleri hiç anlaşılmadı. Bankalara karşı vatandaşın yanında yer alarak "biraz" popülizm yapılıyor gibiydi.
 
Kurunun yanında yaş da yandı mı?
 
Rekabet Kurulu 12 bankaya mevduat, kredi ve kredi kartı konusunda rekabeti ihlal ettikleri gerekçesiyle ceza verirken, karar bazı bankalar için oybirliğiyle, bazı bankalar için ise oyçokluğu ile alındı. 
 
Kararın oybirliğiyle mi, oyçokluğuyla mı çıktığı bile bir gösterge sayılır. Yani Kurul'un kimi üyeleri belli ki bazı bankalara ceza verilmesine karşı çıktılar. 
 
Hem zaten bazı bankaların, aslında hiç ceza almaması gerekirken, sırf soruşturma kapsamına girdikleri için cezalandırıldıkları gibi bir iddia da var. 
 
Rekabet Kurulu'nun bankalara verdiği cezanın detaylarını gerekçeli karar çıktığında öğrenebileceğiz. Gerekçeli kararı gördüğümüzde ileri sürüldüğü gibi bazı bankaların haksız yere ceza alıp almadıkları da büyük ölçüde ortaya çıkacak. 
 
Aidatı bırak, faize bak faize!
 
Bu arada Merkez Bankası 1 Nisan'dan geçerli olmak üzere kredi kartına ilişkin akdi ve gecikme faiz oranlarını Türk Lirası için düşürdü. Dolar ve euro cinsinden borçlar için ise değişiklik yapılmadı. 
 
TL borçlara ilişkin aylık akdi faiz oranı yüzde 2.34'ten yüzde 2.22'ye, gecikme faiz oranı ise yüzde 2.84'ten yüzde 2.72'ye indirildi. 
 
Hiç kuşkunuz olmasın bu durum "tüketicinin faiz yükü hafifletildi" diye yorumlanacaktır. Elbette faizde bir düşüş var ama, bu faizler halen yıllık enflasyon hedefinin yarısı düzeyinde.  
 
Yüzde 5.3 enflasyon hedeflenen 2013 için akdi faizin yıllığı basit yüzde 27'ye, gecikme faizinin yıllığı yine basit yüzde 34'e geliyor.
 
Merkez Bankası'nın, kredi kartına ilişkin faizlerde indirime gittiği kararda "Bankalar, diğer ülkelerde olduğu gibi kredi kartı faiz oranlarını bireysel kredi faizlerine göre daha yüksek belirlemektedir. Bu nedenle, kısa vadeli kredi gereksinimi olan kredi kartı sahiplerinin bu gereksinimlerini kredi kartları yerine tüketici kredileri yoluyla karşılamaları menfaatlerine olacaktır" deniliyor.
 
İyi de, Merkez Bankası'nın belirlediği akdi ve gecikme faiz oranları "tavan" oranlar ve bankalar bu oranları aşamıyor. Ayrıca ilginçtir, daha önce hep şunu gördük; neredeyse hiçbir banka Merkez Bankası'nın tavan oranının altında faiz uygulamıyor. Rekabet Kurulu'nun cezasında bu "faiz kardeşliği" de rol oynamış mıdır, bilinmez. 
 
Bankaların yüksek faiz alma isteğine kim ne diyebilir ki? Ama eğer tavan oranı belirleme yetkisi Merkez Bankası'ndaysa, ki öyle, o zaman tavan oran pekala daha aşağıda belirlenebilir. Yani Merkez Bankası'nın bankaları kredi kartı faizini yüksek belirliyorlar, diye eleştirmesinin pek doğru göründüğü söylenemez. 
 
Ve son sözümüz tüketicilere. Bırakın banka boykotunu, bankalara sinek avlatmayı, hatta o kadar üstünde durmayın bankaların aldığı masrafın, siz faize bakın asıl, faize! 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar