Bankalar mı KOBi’ye gitmeli, KOBİ’ler mi bankaya…
2000’li yılların başlarıydı…
Yaptığımız şirket/yeni yatırım planı haberlerini okuyan bankacılar/girişimciler arar, o şirketlerin adres ve telefon bilgilerini sorardı…
***
Yeni yatırım planlayan şirketlerin temsilcileri de: “Haberden sonra bankacıların hücumuna uğradık” diye dert yanardı!
***
Bugün Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) devreye girmesi için bekleyen girişimci/şirket sayısı rekora koşarken…
2007 yılından sonra KGF’de de personel performansı, firma ziyaretlerine göre belirlenirdi…
***
Hatta KGF’de dönemin Genel Müdürü Hikmet Kurnaz’ın bu yöndeki genelgesi hala aklımda:
“Şubelerimizde günler, banka şubelerinden gönderilecek talepler beklenerek geçirilmeyecek… İşini geliştirmek için sermaye ihtiyacı olan KOBİ’ler aranacak, bulunacak…”
VELHASIL
Soru şu:
“Bankalar ve/veya KGF…
Yapısı/doğası/kuruluş amacı gereği…
Rekabetçi bir ürün geliştiren, ithalatı azaltan/ azaltacak/kesecek bir ürün üreten, ihtiyaç olan ürününün arzını artıracak bir yatırım planlayan, karlı ve geleceği parlak bir fikri olan (vb)… Ve finansal imkansızlık nedeniyle bu fikri/girişimi hayata geçiremeyenleri mi arayıp bulmalı?”
***
Yoksa…
“Verimsiz ve şeffaf olmayanı yüzdürmekle mi uğraşmalı?”
***
Kıt kaynakları bollaştırmak için hangisi faydalı?