Bankalar 'zorunlu' ile kırık vadeye yüklendi mevduatta üç ve a

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Merkez Bankası geçen yıl eylül ayında zorunlu karşılıkları artırmaya başladı. Karşılık artışıyla ulaşılmak istenen iki amaç vardı. Öncelikle ekonomideki ısınma olasılığını azaltmak amaçlanıyordu. Bir diğer amaç ise, mevduatta çok kısa olan vadeyi uzatmaktı.

Zorunlu karşılık artışında düğmeye basılmasından bu yana yaklaşık yedi buçuk ay geçti. Bu dönemde ekonominin soğuyup soğumadığını, karşılıklardaki artışın bu yönde etki edip etmediğini daha önce başka göstergeleri dikkate alarak birkaç kez irdeledik. Bu sefer, karşılık artışının ikinci amacına, yani mevduatta vadenin uzamasını sağlayıp sağlamadığına bakmak istiyoruz. Ama önce zorunlu karşılıkların nereden nereye geldiğini hatırlayalım.

Merkez Bankası küresel kriz sürecinde yüzde 5'e indirdiği Türk Lirası yükümlülüklerin zorunlu karşılık oranını 23 Eylül 2010 tarihinde tüm vadeler için yüzde 5.5'e çıkardı. Vade ayrımı olmaksızın bu kez 12 Kasım'da yeni bir artışa gidildi ve karşılık oranı yüzde 6 oldu.

Daha sonraki operasyonlar, vade ayrımıyla birlikte gündeme geldi. Artık amaç, mevduatın vadesini uzatmaktı. 17 Aralık'ta vadesiz ve bir aya kadar vadeli mevduatın zorunlu karşılığı iki puan, üç ve altı aya kadar vadeli mevduatın karşılığı bir puan artırıldı, bir yıldan uzun vadelinin karşılık oranı ise düşürüldü.

Kısa vadelilerde daha fazla olmak üzere karşılık artışı sürdü; uzun vadeliler ise sabit tutuldu. 21 Nisan itibariyle belirlenen son durumda vadesiz ve bir aya kadar vadeli mevduata yüzde 16, üç aya kadar vadeliye yüzde 13, altı aya kadar vadeliye yüzde 9, bir yıla kadar vadeliye yüzde 6, bir yıldan uzun vadeliye yüzde 5 zorunlu karşılık uygulanıyor.  

Vade kayması ne yönde?

Bu yıla gelinceye kadar son dönemde toplam mevduatın yaklaşık yüzde 15'i vadesiz, yüzde 25-30 arası bir aya kadar vadeli, yüzde 50-55 arası üç aya kadar vadeli, yüzde 3-4 kadarı altı aya kadar vadeli, yüzde 1 kadarı da bir yıla kadar ve daha uzun vadeli mevduattan oluşuyordu.

Merkez Bankası'nın zorunlu karşılık artışına gittiği günün ertesindeki payları aktaralım. 24 Eylül 2010 itibariyle toplam mevduatın yüzde 13.5'i vadesiz, yüzde 28.2'si bir aya kadar, yüzde 53.7'si üç aya kadar, yüzde 3.7'si altı aya kadar, yüzde 0.9'u ise altı aydan uzun vadeli ya da diğer bir ifadeyle bir yıla kadar ve daha uzun vadeli hesaplarda bulunuyordu.

Vade dağılımına ilişkin son veri 6 Mayıs'a ait. 24 Eylül'den 6 Mayıs'a kadar olan dönemde vadesiz mevduatın payı sabit kaldı. Payı azalan tek vade, bir aylık olan. Diğer tüm vadelerin payında ise artış var.

24 Eylül 2010-6 Mayıs 2011 tarihleri itibariyle vadesizin payı yüzde 13.5'ten yüzde 13.7'ye çıktı, yani neredeyse hiç değişmedi. Bir aya kadar vadeli mevduatın payı yüzde 28.2'den yüzde 16.4'e geriledi. Üç aya kadar vadeli mevduatın payı yüzde 53.7'den yüzde 58.5'e, altı aya kadar vadeli mevduatın payı yüzde 3.7'den yüzde 8.9'a, bir yıla kadar ve daha uzun vadeli mevduatın payı da yüzde 0.9'dan yüzde 2.5'e yükseldi.

Bu değişim nasıl oldu?

26 Eylül'de 376 milyar lira düzeyinde bulunan toplam mevduat, 6 Mayıs'ta 416 milyar liraya çıktı. Bu tarihler itibariyle bir aya kadar vadeli mevduat ise 106 milyar liradan 68 milyar liraya indi.

Nasıl oldu da bir aya kadar vadeli mevduat böylesine önemli tutarda azaldı ve payı da 11.8 puan geriledi. İlk akla gelen faiz oranları. “Bankalar bir ay vadeli mevduatın faizini çok düşürdü, tasarruf sahibi de daha uzun vadelere yöneldi” diye düşünüyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Söz konusu tarihler itibariyle bir aya kadar vadeli mevduatın faizi düşmüş düşmesine ama, bu düşüş paydaki 11.8 puanlık gerilemeyi açıklamaktan çok uzak. Kaldı ki, bu dönemde faizi gerileyen tek vade bir aylık mevduat da olmamış ki…

26 Eylül ve 6 Mayıs itibariyle mevduat tutarıyla ağırlıklandırılmış oranlara göre bir aya kadar vadeli mevduatın faizi yüzde 7.97'den yüzde 6.89'a, üç aya kadar vadelinin faizi yüzde 8.94'ten yüzde 8.16'ya, altı aya kadar vadelinin faizi yüzde 8.89'dan yüzde 8.50'ye, bir yıla kadar ve daha uzun vadelinin faizi de yüzde 9.16'dan yüzde 8.38'e gerilemiş.

Yani bir ay vadeli mevduattaki bu hızlı gerilemeyi faiz düşüşüyle izah etme olanağı yok.

Kırık vade cazibesi

Mevduatın vadesini uzatmayı doğal olarak en çok bankalar istiyor. Ancak, tasarruf sahibi de olabildiğince kısa vadeyi tercih ediyor. Banka için kısa vadeli yatırılan paranın maliyeti yüksek. Vadesiz ve bir aya kadar vadeli mevduatın yüzde 16'sına, altı aya kadar vadeli mevduatın da yüzde 13'üne Merkez Bankası bir anlamda el koyuyor. Dolayısıyla bankalar için vade ne kadar uzarsa, o paradan kullanabilecekleri kısım da o kadar çoğalacak.

Ancak dedik ya, tasarruf sahibi de bir türlü kısa vadeden vazgeçmeye niyetli değil. Mevduatın halen yaklaşık yüzde 89'u altı aya kadar vadeli.

Bankalar, altı aya kadar vadeli darboğazını kıramasalar da, en azından bir aydan üç ve altı aya doğru bir geçiş sağlama başarısı gösterdiler. Bu da kırık vadeye ağırlık verilerek gerçekleştirildi. Bankacılık kesimi, mevduatta özellikle bir ay ile üç ay arasında kırık vadeler belirlemek ve bu vadeyi olabildiğince uzun tutmak suretiyle bu değişimi sağladı. Öyle ki, bankacılar yeri geldi tasarruf sahibini bir gün daha uzun vadeye ikna etmek için çaba gösterdi.

Döviz hesaplarında da durum aynı

Döviz tevdiat hesaplarında da TL mevduattaki eğilim gözlendi. 24 Eylül ve 6 Mayıs itibariyle vadesiz DTH'nin payı yüzde 18.5'ten yüzde 16.8'e, bir aya kadar vadelilerin payı yüzde 33.7'den yüzde 22.4'e indi. Üç aya kadar vadeli döviz hesaplarının payı yüzde 34.8'den yüzde 46.8'e, bir yıla kadar ve daha uzun vadelilerin payı da yüzde 7.6'dan yüzde 9'a çıktı. Altı ay vadelilerin payı ise sabit kaldı.

TL ve döviz cinsi mevduatın vadelere göre yüzde dağılımı
 Türk Lirası hesaplarDöviz tevdiat hesapları
 VadesizBir ayaÜç ayaAltı ayaBir yıla TOPLAMVadesizBir ayaÜç ayaAltı ayaBir yıla TOPLAM
  kadarkadarkadarkadar ve  kadarkadarkadarkadar ve  
  vadelivadelivadelidaha uzun  vadelivadelivadelidaha uzun 
31.12.200914,326,055,62,51,5100,017,329,740,14,78,3100,0
  29.01.201013,029,054,22,61,3100,017,330,540,04,18,0100,0
  26.02.201014,428,353,62,71,1100,016,930,739,84,48,2100,0
  26.03.201013,328,154,92,71,0100,016,730,040,74,48,2100,0
  30.04.201013,429,053,43,30,9100,017,034,036,94,37,8100,0
  28.05.201012,930,153,32,80,9100,017,132,338,14,67,9100,0
  25.06.201013,129,054,32,80,8100,017,331,338,55,27,7100,0
  30.07.201013,928,054,03,30,9100,018,332,036,95,37,5100,0
  27.08.201014,026,755,13,30,9100,017,432,237,35,57,6100,0
  24.09.201013,528,253,73,70,9100,018,533,734,85,47,6100,0
  28.10.201014,726,154,04,21,0100,017,529,040,05,38,2100,0
  26.11.201014,228,052,84,11,0100,017,431,338,25,18,0100,0
  31.12.201015,024,355,54,11,1100,017,827,041,94,88,5100,0
  28.01.201113,723,058,53,41,4100,016,626,143,54,89,0100,0
  25.02.201114,221,158,94,21,7100,016,925,144,54,68,9100,0
  25.03.201113,819,959,25,31,8100,016,925,443,95,28,6100,0
  29.04.201114,416,358,28,72,4100,016,723,046,25,19,0100,0
  06.05.201113,716,458,58,92,5100,016,822,446,85,19,0100,0
TL cinsi yükümlülüklerin zorunlu karşılık oranlarının seyri (Yüzde)
  Bir ayaÜç ayaAltı ayaBir yılaBir yıldan
  kadarkadarkadarkadaruzun
 Vadesizvadelivadelivadelivadelivadeli
16 Ekim 095,05,05,05,05,05,0
23 Eylül 105,55,55,55,55,55,5
12 Kasım 106,06,06,06,06,06,0
17 Aralık 108,08,07,07,06,05,0
24 Ocak 1112,010,09,07,06,05,0
23 Mart 1115,015,013,09,06,05,0
21 Nisan 1116,016,013,09,06,05,0
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar