Bankacılık Ne Kadar Kârlıdır?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Dr. Göksel TİRYAKİ

Finansal aracılık ve kaydi para üretme gibi bir ekonomi için çok önemli işlevleri dolayısıyla sıradan birer işletme olmayan bankalar, neticede çoğunlukla kâr odaklı ticari girişimlerdir de. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde, bankalar sahip oldukları ayrıcalıkların bir bedeli ve sonucu olarak yüksek tutarlı özkaynakları sebebiyle nominal olarak yüksek kâr rakamları açıklamaktadırlar. Ve bu durum, genelde kamuoyunun bazı kesimleri nezdinde dikkat çekici bulunmaktadır. Nitekim Grafik 1’de, Türk Bankacılık Sektörünün son on yılda toplam özkaynak ve net yıllık dönem kâr tutarları görülmektedir.


Kaynak: BDDK İnteraktif Aylık Bülten

Grafik 1’den hemen anlaşılacağı üzere, rakamsal olarak son on yılda özkaynaklardaki gelişim net dönem kârından daha belirgin bir artış sergilemiştir. Bankaların toplam özkaynakları ABD doları bazında son on yılda %100’den fazla bir artış kaydetmişken, net kârlar %32 seviyesinde yükselmiştir. Bu durum toplam özkaynaklar açısından net kâr dışındaki unsurların da önemli olduğunu göstermektedir. Bilhassa dağıtılmayan net kârların, geçmiş yılları kârına ve yedek akçelere ilave edilerek önemli birer özkaynak unsuru olduğu bilinmektedir.

Aslında Grafik 2’de verilen Türk Bankacılık Sektörünün son yıllık özkaynak getiri oranı daha net bir resmi ortaya koymaktadır.


Kaynak: BDDK İnteraktif Aylık Bülten

Türk Bankacılık Sektörünün son on yıldaki özkaynak getiri oranı, 2016 yılı için yukarı yönlü bir hareket söz konusu olmakla birlikte, giderek düşmüştür. Son on yılda yaklaşık %15’lik bir ortalama yıllık özkaynak getirisi gerçekleşmiştir. Bankacılıkta çok daha karmaşık ve farklı kârlılık analiz oran ve yöntemleri de olmakla birlikte, genelde diğer işletmelerde olduğu gibi net dönem kârının ortalama toplam aktif ve özkaynaklara oranlanmasıyla bulunan getiri oranları kullanılmaktadır. Zira sermayedarlar için en önemli göstergenin bankaya tahsis edilen özkaynakların getirisi olduğu kabul edilmektedir. Bu açıdan daha nitelikli bir kıyaslamanın ancak başka ülke örnekleriyle karşılaştırma ile mümkün olduğu düşünülmektedir. Her ne kadar farklı kulvardaki ülkeler olmakla birlikte, Grafik 3’te ABD, Almanya ve Japonya Bankacılık Sistemlerinin özkaynak getiri oranlarının gelişimi yer almaktadır.

Kaynak: Federal Reserve Bank of St. Louis

Grafik 3’ten, 2007-2009 Küresel Finans Krizi’nin bu ülkelerin bankacılık sektörü kârlarını, Türk Bankacılık Sektörüne nazaran ne denli olumsuz etkilediği açık bir şekilde görülmektedir. Hatta Alman Bankacılık Sisteminin ABD ve Japonya bankalarına göre krizin etkisinden hâlâ kurtulamadığı net olarak anlaşılmaktadır. ABD Bankacılık Sisteminin kriz sonrası belirli bir kârlılık standardına ulaştığı bile söylenebilir. Nitekim 2015 ve 2016 yılları için ABD bankalarının ortalama özkaynak getiri oranları, %9,2 ve %9,1 şeklinde daha istikrarlı bir patikada gerçekleşmiştir.

Türkiye’ye daha benzer nitelikte olan bazı yükselen piyasa ülkerinin bankacılık özkaynak getiri oranları da Grafik 4’te verilmiştir.


Kaynak: Dünya Bankası

Grafik 4’ten, bu ülke bankalarının, dönem dönem bazı keskin hareketler gözlenmekle birlikte, 2013 yılından itibaren ağırlıklı olarak %10-15 arası bir özkaynak getiri oranı eşiğinde hareket ettikleri söylenebilir.

Netice itibarıyla Türk bankalarının, geçmiş yıllara göre düşmekle birlikte iyi bir kârlılık verisine sahip olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca 2017 yılına ilişkin ilk göstergeler, Türk bankalarının kârlılığının tüm olumsuz gelişmelere rağmen önemli bir artış sergilediğine işaret etmektedir. Öte yandan, yurt dışı bankacılık sistemleri ile kıyaslandığında, Türk bankalarının özellikle diğer yükselen piyasa ülkelerinden farklı bir patikada olmadığı görülmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar