Bankacılığın Geleceği: Tezgâhtan, Buluta…
“Banka” kelimesi İtalyanca "banko" veya "tezgâh" anlamına gelen "banca" kelimesinden türemiş.
15. yüzyılın Floransa'sında, bankacılar, halka açık meydanlarda bir tezgâhın arkasında durur, para değiştirme, ödünç verme gibi işlemleri tezgahlarda yaparlarmış. "Banka" kelimesi, finans sektörünün bu tezgahların arkasında doğması nedeniyle böyle anılagelmiş. Olay, zamanla bugünkü banka binalarına günümüzde ise buluttaki yazılımlara dönüşmüş…
Bankaların oluşmasına sebep olan para ise yaygın olarak bilindiği hali ile “money”, Latince "moneta" kelimesinden geliyor. Moneta, Roma paralarının basıldığı Juno Moneta tapınağının adı imiş. Bu kelime Türkçeye de Farsça "bölüm, parça" demek olan "para" kelimesinden geçmiş.
Parayı bilmeyen yok!
Henüz medeniyetle tanışmamış, bazı dağlık ve ormanlık alanlarda çok az sayıda kalan ilkel kabileler hariç, tüm dünyalıların ortak dini, imanı ya da inancı ve dili “para” desek pek yanlış olmaz. Dünyanın her yerinde “para” bilinir hatta yaşamak için en gerekli ve önemli şey olarak sayılır. Kısacası, üzerinde tartışmasız uzlaştığımız tek ve en yüksek ortak değerimiz para, en çok ziyaret ettiğimiz yer de bankadır. Bu sebeple, artık dünyanın neredeyse her ülkesinde banka vardır.
Peki acaba gelecekte hala para ve banka diyebilecek miyiz?
Çünkü artık ne para eski para ne de banka eski banka... Para da onunla ilgili işlemlerin yapıldığı ortamlar ve araçlar da hızla dijitalleşiyor, sanallaşıyor. Fiziksel para kredi kartlarına veya dijitlere dönüşürken, banka merkezleri bulut teknolojilerindeki sunuculara, şubeler ise kiosk ve cep telefonlarına taşınıyor.
Ancak bankacılık sektörü, tüm diğer sektörlerin işleyişi ve insanların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gereken “para” konusunda çalıştığı için hala kilit noktada duruyor. Bu nedenle, her zaman radikal değişiklikleri geçirmek zorunda kalan ilk sektörlerden biri oluyor. O yüzden de bankacılık sektörü şu an da büyük ve hızlı bir transformasyon sürecinde.
Yapay zekâ (AI), blok zinciri ve büyük veri gibi yeni teknolojiler, bankaların tüm işleyişini dönüştürüyor.
Şurası kesin: Dijital ve mobil bankacılık ana akım hale geliyor. Finansal Teknoloji (FinTech) şirketlerinin yükselişi, bankacılık sektörüne hız, doğru ve verimli işlem kapasitesi sağlarken, maliyetleri de düşürüyor. Peer-to-peer lending (P2P lending, kişiden kişiye borç verme) dijital ödemeler ve robo-danışmanlık gibi teknoloji tabanlı yenilikçi hizmetler tüm süreçleri geleceğe taşıyor. Geleneksel çizgide kalan bankaların, FinTechler’le rekabet etmeleri güçleşir daha doğrusu imkânsız hale gelirken yepyeni stratejik ortaklıklar ortaya çıkıyor.
Son aylarda herkesin diline düşen yapay zekâdaki (AI) hızlı gelişmeler, bankacılık sektöründe de vitesi yükseltecek. Makine öğrenmesi ile yapay zekâ uygulamalarının süreçlere entegre edilmesiyle bankacılıktaki değişim yepyeni bir faza geçecek. Bankalar, kredi skorlaması ve süreçleri, dolandırıcılık tespiti ve müşteri segmentasyonu gibi kritik alanlarda karar verme, sorun çözme süreçlerini iyileştirdikçe rekabette öne çıkacaklar. Ayrıca müşteri hizmetleri için çok zeki ve yetenekli chat-botların kullanılması, müşteri deneyiminin kalitesini artırırken maliyetleri düşürecek, müşterilerin hoşuna gidecek yepyeni hizmet kanallarına odaklanılmasını sağlayacak. Mesela, 7/24 hizmet veren, bazı kritik zamanları, konuları size hatırlatan ya da sizi uyaran bir finansal danışman, kişiselleştirilmiş yatırım ya da farklı ürün-hizmet satın alma önerileri sunan bir algoritma ya da saniyeler içinde para transferi yapmanızı sağlayan bir hizmet gibi.
Yukarıda yazdıklarımın hemen hemen tamamı kesin denebilecek uzgörüler. Sadece tek bir büyük soru sormak isterim, o da şu; “Blockchain yaygınlaşıp, kripto para düzenlemeleri yapıldıktan ve metaverse’lü yaşam başladıktan sonra “bankacılık” ne olacak?”