Banka hisselerinde pozitif momentum kısa vadede devam edebilir

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]




Bir önceki Dünya Gazetesi yazımızda (04 Nisan 2012), banka hisselerinde Mayıs ayı başlarına kadar pozitif momentumun sürebileceğini yazmıştık. Her ne kadar gelişmekte olan piyasalara görece Amerikan Dolar'ı bazında bu beklentimiz gerçekleşmiş olsa da, nominal performansımız beklentilerimizin altında gerçekleşti. Öyleki, Nisan ayı ortalarından itibaren Mayıs ayının son haftasına kadar süregelen sert bir satış dalgası ile karşılaştık.

Bundan sonraki dönemde ise Mayıs ayının son haftasından itibaren başlayan pozitif momentumun kısa-orta vadede devam etmesini bekliyoruz. Her ne kadar Avrupa'da süregelen borç krizi nedeniyle yurtdışından bağımsız hareket etme ihtimalimiz düşük olsa da, büyük resimde petrol fiyatlarının gerilemesine bağlı olarak enflasyonist baskının azalmasını, bunun da faiz ve kurlara olumlu yansımasının özellikle banka hisselerine pozitif etkisinin süregelmesi beklenebilir. Rusya ile göreceli bakıldığında petrol ihraç eden bu ülkenin borsasından petrol ithal eden ülkemizin borsasına bir miktar portföy kayışı olabilecektir. Bunun da özellikle likiditesi yüksek olan banka hisselerine ilgiyi artırmasını bekliyoruz. EUR/USD paritesi ise zayıf ABD makro verileri ve Avrupa Birliği'nin "Mali Birlik" çabaları doğrultusunda kısa vadede Euro lehine bir gelişim gösterebilir. Türk şirketlerinin finansal sonuçlarına genel anlamda olumlu sirayet etmesi beklenen bu gelişmenin, İMKB'deki temel endekslerle de doğru orantılı bir korelasyonu bulunmaktadır.

Hisse senedi seçiminde ise (i) sermaye yeterliliği yüksek olan, (ii) kredinin mevduata dönüşüm oranı daha düşük olan ve, (iii) dengeli bir kredi kompozisyonu olan bankaların ön plana çıkması beklenebilir.

Büyük bankalar arasında bu üç temel kriteri birarada sağlayan banka olarak karşımıza Garanti Bankası'nın çıktığını görüyoruz. Hissenin sene başından bu yana görülen pozitif momentumdan görece daha az etkilendiği de dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde hisse fiyat performansının piyasaya göre daha iyi olması beklenebilir.

Ayrıca Akbank'ın da yukarıdaki kriterlerin hemen hepsini sağladığı söylenebilir. Kredi kompozisyonunun özellikle son bir yıl içerisinde özellikle daha riskli alanlar lehine gelişim göstermiş olması resmi bir miktar flulaştırıyor olsa da, Citi'nin satışı ile ilgili baskının kalkmış olması ve fiyat seviyesinin oldukça makul düzeylere gerilemiş olması bize cazip gelmektedir.

Daha düşük piyasa değerli bankalardan ise Bank Asya'nın performasının daha iyi olmasını bekliyoruz. Her ne kadar yukarıda sıraladığımız üç ana kriterin hemen hemen hiçbirini sağlamıyor olsa da, bankanın yılın ikinci yarısındaki performansının mevcut makro beklentilerimiz çerçevesinde ön plana çıkmasını bekliyoruz. Sorunlu kredilerinin normalleşme eğiliminde olması, sermaye yeterliliğini desteklemesi anlamında A101'deki hisselerinin olası satışı ve banka yönetimin sorunlara doğru çözümler ile yaklaşıyor olmasını Bank Asya'nın pozitif özellikleri olarak sıralayabiliriz. Bunların yanısıda katılım bankacılığının doğası gereği bu yılın ilk yarısının katılım bankaları için daha iyi bir dönem olabileceğini ve faiz marjlarını artırabileceklerini düşünüyoruz. Bank Asya'nın son iki yıldır piyasanın altında gerçekleşen performansının bu veriler doğrultusunda tersine dönebileceğini ve piyasanın üzerinde bir hisse fiyat performansı yakalayabileceğini düşünüyoruz.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017