Bana güvenmiyor musun?
İHRACAT SOHBETLERİ / Şefik Ergönül [email protected] Üretici arkadaşımız oldukça kızgındı. Kahvelerimizi içerken söylenerek odasında dolaşıyordu. Baktım ki kendiliğinden anlatmayacak, ben sordum. "Ne oldu da bu kadar sinirlendin arkadaşım, söyle bakalım, anlat da rahatla " dedim. Ve o da devam etti! "Son zamanlarda bir ihracatçı firma bizimle temas kurdu. Ürünlerimizle ilgilendiğini ve bizlerle görüşmek istediklerini belirtti. Geldiklerinde gerekli nezaketi ve misafirperverliği gösterip ağırladık. İşletme ile ilgili bilgileri verdik ve onlar da yaptıklar işler ve bizimle yapmayı düşündükleri işbirliğini anlattılar. Anlattıkları, işten anladıklarını ve bu konuda da epey zamandır çalıştıklarını gösteriyordu. İşi bilen ve tecrübeli kişilerle çalışmak bizim için güzel olur düşüncesinde idik. Birlikte çalışmak için prensipte anlaştık ve işlerin göstereceği gelişmelere göre de daha sonra bir araya gelmek üzere anlaştık. Daha sonra bize teklif almak için bazı teknik detaylar gönderdiler. Gelen detaylar teklif vermek için yeterli olsa da imalat yapmak için gerekli detayları kapsamıyordu. Görüşmeler sonucunda teklifin eldeki detaylara göre hazırlanmasını ve anlaşmaya varılması ve imalat detaylarında bir farklılık çıkması halinde de teklifte değişiklik yapılması üzerinde mutabakat sağlandı. Fiyatımızı verdik ve beklemeye başladık. Bir süre sonra ihracatçı arkadaşlarımız bizleri arayıp bir anlaşma yapmak istediklerini söylediler. Biz de bu anlaşmanın kapsamının ne olacağını sorduk. Anlaşmanın bir işbirliği ve gizlilik anlaşması olduğunu söylediler. Daha önce böyle bir anlaşma ile karşılaşmadığımız için, bir örneğini incelememiz için göndermelerini istedik. Anlaşmayı görünce de kan beynime sıçradı. Anlaşmanın maddeleri sanki biz verilen sözleri hiç tutmayacakmışız ve herşeyi ulu orta konuşacakmışız gibi düzenlenmişti. Üstüne üstlük iş ile ilgili detayların bizim işçilerimizle bile paylaşılması anlaşmanın ihlali sayılmış ve cezai yaptırımlar konulmuştu. İnanılır gibi değil, biz bugünlere nasıl geldik bilmiyorlar." Arkadaşımızı dinledikten sonra, çok normal karşılanması gereken bir uygulamanın, (sanırım) iletişim eksikliği yüzünden, bir işbirliğini ne hale getirdiğini gördüm. Yurtdışı alıcılar, satın alacakları ürünler için tasarım geliştiriyorlar. Bunları da üretimi yaptıracakları işletmelere aktarıyorlar. Doğal olarak önce teklif alabilmek için gerekli detayları veriyorlar. Sonra da imalat için gereken tüm detaylar teslim ediliyor. Tasarımlar için harcanan kaynaklar ve bu tasarımların alıcıya kazandıracağı rekabet gücü düşünüldüğünde de, bunların korunması çok normal görülüyor. İhracatçı firma, yurtdışındaki alıcısından tüm detayları istediğinde onlar da bir gizlilik anlaşması yaparak bu detayları teslim etmiş. Bu anlaşma çerçevesinde verilen bilgileri de ancak bu projeye doğrudan müdahil olanların görebileceği ve üçüncü şahıslara da aynı gizlilik anlaşması yapılarak aktarılabileceği bildirilmiş. Aradaki ihracatçı firma da kendi müşterisinin elinden alınmaması için bazı yeni koşullar ekleyince de işler karışmış. Kuşkusuz ticarette güven esastır. Ancak sözler yanlış anlaşılabileceği gibi, yanlış veya eksik hatırlanabilir. Bu gün iyi olan ilişkiler bozulduğunda sözlerin tutulmayabileceğine çoğumuz rastlamışızdır. Yazılı anlaşmaya, bize güvensizlik gösterisi diye bakmayıp, hakların ve sorumlulukların belirlenmesi diye bakarsak sorunların gelmesini engelleriz.