Bana bir kaldıraç verin

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

“Bana bir dayanak noktası ve yeterli uzunlukta bir kaldıraç verin dünyayı yerinden oynatayım.” Büyük bilim adamı Arşimed bu sözleri söyleyeli ikibin yıldan fazla zaman geçti. Ama maalesef aranan dayanak noktası ve kaldıraç bulunamıyor. 

Uluslararası Para Fonu (IMF) Salı günü yayınlayacağı Dünya Ekonomisinin Görünümü raporunda 2008 krizi sonrasında bir türlü eski büyüme hızına ulaşamayan dünya ekonomisini ayağa kaldırmak için masaya yatıracak. 

Raporun tamamı Salı günü yayınlanacak ancak tartışma ortamı yaratmak için önden yayınlanan analitik bölümler ve IMF başkanı Lagarde’ın açıklamaları küresel büyümedeki toparlanmanın arzu edilene göre çok düşük olacağını gösteriyor. 

IMF Nisan ve Ekim aylarında yayınladığı Dünya Ekonomisinin Görünümü raporunda iki yıllık bir dönem için küresel, bölgesel ve ülkesel tahminlerini kamuoyuyla paylaşır. Küresel kriz sonrasında yayınlanan raporların ortak özelliği orta vade için verdikleri iyimser tahminleri tahmin dönemi yaklaştıkça aşağı çekmeleri olmuştu. 

Salı günü yayınlanacak raporda IMF uzmanları otel müdürünü oynamalarından kaynaklanan müzmin iyimserliklerini bir kenara bırakıp küresel yavaşlamanın uzun süre devam edeceğini vurgulayacak. 

Ülkelerin potansiyel büyümesi emek ve sermaye gibi üretim faktörlerindeki artışa ve verimlik artışına bağlı olarak belirlenir. IMF iktisatçıları yaptıkları çalışmalarda büyümedeki yavaşlamanın gelişmiş ülkelerde yatırımların azalmasından ve istihdamın gerilemesinden gelişmekte olan ülkelerde ise üretkenlik artışındaki yavaşlamadan kaynaklandığını vurguluyor. 

IMF uzmanları küresel yatırımlardaki gerilemenin döngüsel olduğuna inanıyor. Mevcut kapasiteler kullanıldıkça gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımlar artacak. Buna karşın emek arzındaki yavaşlamanın demografik nedenlerden kaynaklandığına ve kalıcı olduğuna inanılıyor. IMF iktisatçıları küresel büyümenin önündeki engellerin kaldırılması için gelişmiş ülkelerde ve güçlü gelişmekte olan ülkelerde genişleyici para politikasının yanı sıra maliye politikasının da kullanılmasını öneriyor. 

Faiz oranlarının bu kadar ucuz olduğu bir ortamda gücü ve/veya itibarı olan ülkelerin inovasyon ve altyapıya yatırım yaparak verimliliklerini artırmaları mantıklı görünüyor. Ancak toplum mühendisliği yapmak sanıldığı kadar kolay değil. 
Küresel krizin arkasında yatan temel gerekçelerden birisi küreselleşmenin kendisi. Uluslararası şirketlerin emeğin ucuz olduğu gelişmekte olan ülkelere akması gelişmiş ülkelerde geleneksel sektörlerde çalışan mavi yakalıların fakirleşmesine ve işsiz kalmasına neden oldu. 

Dar ve orta gelirli kesimin fakirleşmesine neden olan bu süreç bir yandan emeğin yaratılan toplam katma değer içindeki payını azaltırken diğer yandan büyüme oranlarını kademeli olarak aşağı çekti. 

Büyümede kalıcı bir artış sağlanması için genişleyici maliye politikaları, doğru vergilendirme ve teşvik mekanizmalarıyla yatırımların özendirilmesi gerekli. Ancak bu yeterli değil. Küresel büyümede kalıcı bir artış sağlanması için Çin , Hindistan gibi ülkelerde iç tüketimin artmasını sağlayacak bir orta sınıfın oluşturulmasına ihtiyaç var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019