Balıkesir'in gündemi

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

"İŞ'le Buluşmalar Toplantıları"nın yedincisi Balıkesir'de yapıldı. Konu başlığı: "Yeni fırsatlar alanı Balıkesir" olarak saptanmıştı. Toplantıda anlatılması zor bir konu üzerinde durdum: "Eşit olmayan gelişmeler yasası, büyük sayılar yasası ve kuvvetler yasasına göre Balıkesir neden gelişmenin cazibe merkezlerinden biridir?"

Bilinen kavramlarla bir konuyu anlatmamız kolaydır. Medya aracılığı ile yanlış ya da doğru, eksik ya da tam olarak her gün anlatılan konuları dinleyenler, gerçek boyutları ve ince ayrıntıları ile anlayamamış olsalar da, "anlamış" gibi algılamanın rahatlığı içindedir.

Az tartışılan konuların "alıcı bir ruhla" dinlemesi zordur: Örneğin, günlük tartışmaların odağında yer almayan "eşit olmayan gelişmeler yasası"ndan söz ederseniz anlaşılma olasılığınız düşüktür. Matematikçilerin ilgi alanındaki "kuvvetler yasası"nın yaşamamızı nasıl etkilediğini sorgularsanız; bu konuya özel ilgisi olmayanların söylediklerinizi, sizin maksadınızın sınırları dışında algılama olasılıkları hayli yüksektir. "Büyük sayılar yasası"nda dağılımın ülkemizde sanayinin mekandaki gelişmesini test eden bir değerlendirme yapıyorsanız; bu konuyu ilgi menzillerinin dışında tutmuş olanlarla ortak algılama yaratma şansınız azdır.

Yasalar ne diyor?

Dönüp kendimize sormalıyız: Bir süreci destekleyen yasalar konusunda bir bilgiye ve fikre sahip olmadan geleceği planlayabilir miyiz?

Eşit olmayan gelişmeler yasası, piyasa sisteminde kalkınmanın ülkenin "en uygun yerinden" başlayarak, durgun sudaki dalgalar gibi yayıldığını; bir dalga tamamlanmadan ikincisine geçilmesinin güçlüğünü anlatıyor. Üretimde ileriye ve geriye doğru karşılıklı-bağımlılık ilişkileri verimliliği ve rekabet gücünü etkiler. Bu bağlantılarda mekansal yerleşimin etkilerinde görece değişmeler olsa da, temel belirleyici olma özelliğini koruyor.

Ülkemizde, İstanbul-Kocaeli-Bursa yayında yarım yüzyıllık gelişme eşit olmayan gelişmeler yasasının yatırımların mekansal dağılımını nasıl etkilediğini kanıtlayan örneklerden sadece biri. Rusya'da baktığınızda Moskova çevresindeki yoğunlaşma ve gelişme ülkenin diğer bölgelerinde yok. Oysa, ülkede son yetmiş yılda planlı ekonomi uygulamalarının, proje-odaklı kalkınma çabalarının daha farklı bir sonuç yaratması bekleniyordu. Dünyanın çok değişik yerlerinde gelişmenin mekanda yarattığı kademeleri görmezden gelemeyiz.

Kuvvetler yasası, faz değişikliği dönemlerinde çok sayıda küçük ile çok büyük olanın bir arada bulunabileceği, kuvvetler yasasının doğada her zaman devrede olduğunu bilim insanları yaygın biçimde kabul ediyor. Geleceği planlamada kuvvetler yasasının etkilerini dikkate almazsak, kaynak kullanımında verimliliği artıramayız. Bugün küreselleşme olgusu, üretimin iç örgütlenmesinde, endüstri-devlet ilişkilerinde ve devletlerarası ilişkilerde tam anlamıyla bir "faz değişikliği" süreci yarattı. Bu süreci kavramamızda, kuvvetler yasasının iyi kavranmasının işlerimizi kolaylaştıracağı kanısındayız.

Büyük sayılar yasası da, doğanın kritik eşikte durmayı sevmediğini; faz değişikliğinden sonra "çan eğrisi" gibi "normal dağılıma" geçildiğini söylüyor.

Bizim algılamamıza göre üç temel yasa da, üretimin mekansal planlanması açısından önemli. Eğer bu yasaları işleyişini dünya genelinde ve ülke özelinde iyi değerlendirebilirsek; üretim alanında "yığılma değil gerçek anlamda kümelenmeler" yaratarak sürdürebilir rekabet gücü oluşturabilir; uzun dönemli geleceğimizi güven altına alabiliriz.

Yeni ekonomiyi reddedebilir miyiz?

Enformasyon-odaklı, küresel ve ağ kurumuna dayalı "yeni ekonomi" üretimde yen bir kademeleşme yaratıyor. Üretim tesisleri küresel anlamda yeni yerleşme alanları seçerken, ürün hiyerarşisinde de yeni bir bölüşüm örgütlenmesi oluşuyor. Örneğin, Doğu Avrupa ülkeleri, Çin, Hindistan ve diğer Uzakdoğu ülkelerine yapılan yatırımlar gibi. Bu gelişmeden bizim ülkemiz düşük düzeyde de olsa payını alıyor.

Ülke özeline baktığımızda, artık İstanbul-Kocaeli ve Bursa yayında sanayileşmenin yoğunlaşmasını durdurmak gerekiyor. Bu kadım sanayileşme alanlarının yeni iş bölümünde "hizmet alanına odaklanması", hizmet kalitesini artıran bir örgütlenmeye gitmesi ülkemiz açısından hayati önem taşıyor. Bu bölgelerde yeni organize sanayi bölgeleri yaparken; hizmet üretimi esas alınırsa insan ve sermaye kaynağımızı etkin kullanmanın kanallarını açmış oluruz.

Öne çıkan yöreler

Eşit olmayan gelişmeler yasası, büyük sayılar yasası ve kuvvetler yasasının geçerliliği bazı havzaları "cazibe merkezi" haline getiriyor. Eskişehir-Kütahya-Afyon-Konya ekseni bunlardan biri. Bir diğeri Bursa-Balıkesir-İzmir ekseni. Üçüncüsü de Doğu Akdeniz Havzası'nda İskenderun-Osmaneli-Adana üçgeni.

Bu yazıda tartışmak istediğimiz Bursa-Balıkesir-İzmir ekseninde sağlıklı gelişme yaratabilmemiz için; "Havzada uygun yatırım alanları" başlıklı ayrıntılı bir projeye ihtiyaç var. Bu proje, yörenin yer altı ve yerüstü zenginliklerini, bugün var olan sanayi altyapısının dinamik bir envanterini, yeni ekonominin yarattığı eğilimleri, havzanın karşılaştırmalı üstünlüğünü, havzada fiziksel altyapıların özelliklerini, finansal örgütlenmelerin yeterliliğini, destek hizmetlerin durumunu, teknolojik avantajları vb. sorunları irdelemeli.

Bursa-Balıkesir-İzmir ekseninde sorumluluk üstlenen kamu birimlerinin, sivil inisiyatiflerin en az yılda iki kez bir araya gelerek; projeleri ayrıntılarıyla değerlendirmesi, uygulamaları gözetmesi yaratmak istediğimiz sonuç açısından önemli.

Bize göre Balıkesir'in derinliği olan gerçek gündemini bu gibi konular. Bu gündemi hayata taşıyabilmemiz için "yerel liderliğin önemini" de bir sonraki yazıda tartışmak istiyoruz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar