Bakkaldan peynir almak “ayıp” olsaydı…
İtalya’da… Yüzbinlerce turist ağırlayan, yüksek gelirli Sardunya Adası’nda… Bir market sahibinin söyledikleri hala aklımda, “Ekmek yok, peynir yok, yumurta yok, hatta makarna da yok…”
***
Sebebini şöyle açıklamıştı:
“Geleneksel olarak üretilebilecek ürünleri, marketten alanı ayıplıyoruz!”
***
Devam etmişti:
“Turistler için ilerde sabit pazar var… Belediye, ürünlerini satmak isteyen kooperatiflere/halka ücretsiz yer veriyor… Orada bin çeşit peynir, ekmek, zeytinyağı, şarap, tereyağı bulabilirsiniz…”
***
Benzer olayı Gürcistan’da da yaşamıştım…
Orada da bir şarap evi sahibi, “Yerli halktan biri marketten şarap almak isterse, dalga geçeriz onunla, “Beceriksiz!” diye…” demişti…
***
Bu bir kültür tabi… “Küçük bir gayret, az bir zaman ayırarak yetenek geliştirebilme, sağlıklı kalabilme, tasarruf edebilme, hatta fazlayı da turiste satarak ülke ekonomisine katkıda bulunabilme çabası; devletin de bu düşüncede olanlara teşvik/destek mekanizması…”
VELHASIL
Bakkaldan peynir, şarap, zeytin alanı ayıplayan; Bakkaldan peynir, şarap, zeytin alanla dalga geçen bir kültür…
***
Köyde dönümlerce bahçesi olanın ekmeği, yumurtayı dahi marketten aldığı… Apartmanlar arasında kendi yumurtasını üretmek isteyenin, “koku oluyor”, “ilkel” diye ayıplanıp/suçlandığı…
Üretenin kazanamadığı, üretmeyene göre az maaş/az itibar kazandığı… Emeklilikte dahi işçinin ikinci planda bırakıldığı bir kültür…
***
Sizce… Hangi şartlarda üretildiği belli olmayan peynirin kilosunun 500 TL olmasını eleştirip/üreteni-başkasını suçlayıp sağlığından/refahından olanın edindiği kültür hangisidir?