Bakkal nasıl kurtulur?
Ferhan Şensoy’un “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” oyununun da tetiklemesiyle, doksanların başında ticari hayatımızın önemli unsurlarından olan bakkalın geleceği tartışılmaya başlandı. Tabii ki ticaretin, ekonominin gerçekleri ve yükselen trendlerine direnmek mümkün değildi ama o döneme ait tartışmaları düşündüğümde işin sosyal boyutları üzerine de kafa yoran çoktu. Nihayetinde bakkal sadece ürün alınan bir yer değildi. Kredi kartlarının, bankamatiklerin olmadığı dönemde açtığı veresiye defteriyle halkın bir numaralı kredi kaynağıydı. Üstüne, bir çok yerde mahallelinin dert ortağı, ağabeyi olarak görülürdü. Çoğumuzun mahalle bakkalıyla ne hikayeleri vardır. Sonraki dönemde bakkalların ülke ticaretindeki payı çok azaldı ve ürün portföyü de değişti.
Bugün de benzer bir dönüşüm yaşıyoruz. E-ticaretin gelişimi karşısında marketlerin, geleneksel organize perakendenin geleceği tartışılıyor ama şimdilik bir kahraman süpermarket hikayesi duymadık. Yani süpermarketler e-ticaret siteleri karşısında gerilerse o kadar da dert edilmeyecek sanki. Bu açıdan bakıldığında, mahalle bakkalının, küçük esnafın sosyal hayatımızın hala önemli bir unsuru olarak görüldüğünü söyleyebiliriz. Ben de öyle düşünüyorum. İnsani ilişkilerin, sosyal dayanışmanın hala önemli bir unsurudur küçük esnaf.
Bu bağlamda hayatını sürdürmesi toplumsal dinamikler adına önemlidir. Ama bu iş o kadar da kolay değil tabii ki. Türkiye’deki siyasilere, kamuya filan sorarsanız hemen bakkallara kredi verelim, destek olalım şeklinde basit ve popülist fikirler gelir akıllarına. AVM’lerdeki esnaf kotası gibi. O da çalışmadı, çalışmaz da. Çünkü işin bir ekonomik gerçeği var. Ödenen kiralar, diğer giderler karşılığında sağlanan hacim ve kar marjı rasyonel olmalı. Yapılan iş ve sunulan ürün/hizmet bir tüketici faydası sağlamalı, marketten farklılaşmalı ve sürdürülebilir olmalı. O yüzden, benim aşağıdaki bakkal planım çağın ekonomik gerçeklerine uygun ve özel sektörün geliştireceği bir modeldir.
Bu işe soyunmadan önce şunu kabul etmek lazım ki, bakkalların artık temizlik, kozmetik, paketli gıda vb ürünlerin çoğunda süpermarketlerle yarışması mümkün değil. O alandaki ölçek ekonomisi, kar marjları bakkal için sürdürülebilir bir ticarete izin vermiyor, vermez de. Bakkalların geçmişte önemli gelir kaynaklarından ve trafik yaratıcılarından biri olan gazete satışları da eskisi kadar cazip değil. O zaman ne yapmak lazım? Bakkalın gerçeklerine uygun, onu süpermarket ve e-ticaretten ayıran özel bir ürün porftöyü kurgulamak ve bunun üzerine bir dağıtım zinciri oluşturmak.
Bu ürün portföyünün üç temel özelliği olmalı;
1. Kâr marjı yüksek,
2. Kişiselleştiilebilir ve
3. Hızlı tüketime uygun.
Bugün bakkala yönelik dağıtımda dondurma, cips, sigara, alkollü ve alkolsüz içecek firmalarının etkinliğini görüyoruz. Buna benzer bir dağıtım sistemi oluşturulmalıdır. Sıfırdan olabilir, ya da mevcut dağıtım organizasyonlarına ek olarak. Tabii ki bu ulusal çapta büyük bir iş ve ciddi hayal gücü gerektiriyor. Ayrıca öncesinde ciddi bir analiz ve fizibilite çalışması yapılmalı. Yani haydi şirketi kurup üç ay sonra faaliyete başlayalım demekle de olmaz.
Benim aklımdan geçen ürün portföyü şu şekilde;
- Özellikli sıcak ve soğuk içecekler. Taze meyve suları, kahve otomatları, sütlü içecekler… Özellikle gençlerin geçerken alıp orada ya da yolda tüketebilecekleri ürünler sunulmalı.
- Özgün bir kuruyemiş rafı. Tercihan dökme, kaliteli ve fiyatı da fazla uçuk olmayan özel karışımlar.
- Hızlı tüketime uygun donuk ürünler dolabı. Isıtılıp hemen yenebilecek simit, sandviç gibi ürünler, evde hızlıca yapılabilecek dondurulmuş özgün gıdalar.
- İçinde özel ve yerel ürünlerin de yer aldığı bir dondurma dolabı.
- Çocuk rafı. Mahalledeki çocukların gelip keyifle bakacağı, etrafında dolaşıp içinde değişik gıda ve gıda dışı ürünler bulabileceği, kendisini marketten farklı ve özel hissettiği bir alan tasarlanmalı.
- Belki küçük bir meyve reyonu olabilir.
- VB özel tasarlanmış ürünler…
Bu ürünlerin dağıtıldığı bir soğuk zincir, güvenilir ve özgün gıda ürünleri üretimi, kuruyemiş tedariği en kritik unsurlar olarak görünüyor. Ticareti tamamen yeni ve riskli ürünler üzerine de kurgulamamak lazım tabii ki. Bu bağlamda, hali hazırda bakkal nezdinde önemli bir ticari hacmi olan ürünlerin dağıtımını da üstlenebilir bu yeni yapı. Ya da halen bakkala ürün dağıtımı yapmakta olan bazı gruplar portföyünü bu şekilde genişletebilir.
Var mı babayiğit?