Bakanlıklar arası diyalog…
Ekonominin tek çatıda toplanması neden önemli?
* * *
Örneğin 10 yıldır kamu alımlarını ve kamu alımlarında yerliye dönülmesinin önemini tartışıyoruz…
* * *
Çünkü…
Önümüzdeki 10 yılda, yaklaşık 600 milyar dolarlık, teknoloji yoğun “kamu alımı” planlanıyoruz…
Gelişmiş dünya ülkeleri, şirketlerin büyümesi ve teknoloji geliştirmesi için kaynak sağlayan kamu alımlarında, yerliye öncelik tanıyan bir politika uyguluyor…
Bu yolla sağladığı sermaye ile teknoloji geliştirip, dünyaya hükmediyor…
Bizde de bunun önemi artık ortaya konuyor ama yıllardır uygulanamıyor, tartışma/hazırlık seviyesinde bırakılıyor…
* * *
Oysa, 2015 yılı başında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulaması başlatılan Sanayi İşbirliği Programı (SİP) ise tartışma ve konuşmalardan kurtulup uygulamaya geçişin ilk adımı olarak görülmüştü…
Program sayesinde 600 milyar dolarlık kamu alımının en az yarısının yerli üretimle karşılanması hedeflenmişti…
Yüksek miktarlı teknoloji yoğun yatırım yapacak olan Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma ile Enerji Bakanlığı’nın da SİP’e uyum için yönetmeliklerle ikincil mevzuat hazırlanması beklenmişti…
* * *
Hesaplamalara göre, 600 milyar dolarlık yatırımın yarısının üretiminin Türkiye içinde sağlanması halinde, üreticimiz, yıllık 30 milyar dolarlık bir ek üretime ulaşacaktı…
Üretimin yüksek teknolojili ürünler olması nedeniyle sağlanacak deneyim ve bilgi havuzunun değeri ise, mali değerinden çok daha yüksek olacaktı…
* * *
Bu nedenle OSTİM merkezli sanayiciler başta olmak üzere tüm reel sektör bu çalışmanın uygulamasına kilitlenmişti…
* * *
Sonuç mu?
Bakanlıklar arasında uyum olmaması ve programın sahibi bakanlığın yaptırım gücünün bulunmaması nedeniyle SİP üzerindeki görüşmeler devam ediyor…
Ve sonsuza kadar süreceğe benziyor!
* * *
Dönemin Sanayi Bakanı Fikri Işık ile konuşmuştum konuyu…
Şöyle demişti:
“İthalata bağımlılığı azaltacak, katma değeri yüksek, ihracatta kg fiyatını yükseltecek, rekabet avantajı sağlayacak ürünlerin tamamını destek kapsamına almak istiyoruz.
Bu amaca yönelik çok ciddi reformlar hazırlıyoruz…
Kamu alımlarını ise kaldıraç olarak kullanacağız…
Teşviği, desteği ve kamu alımlarını birlikte değerlendireceğiz…
Kamu alımlarında yüksek teknolojili ve orta yüksek teknolojili ürünlere fiyat avantajı uygulamasını zorunlu tutacağız…
Bakanlık olarak bunu takip edeceğiz…
EKK’da bu konuyu özellikle konuştuk, bütün bakan arkadaşlar hassasiyet gösterecek…
2015 yılında bu tarz alımlar 1 milyar liraya çıktı… 2016 yılında en az 3 milyar liralık alım bekliyoruz…
Bürokrasi de ürkekliğini üzerinden atacak ve yerliye dönecek…”
* * *
Farklı bir örnek daha vereyim…
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü anlatmıştı…
“Bakın son 14 yılda, araştırmacı personel sayımız birkaç kat artarak 122 bine çıktı…
Ar-Ge harcamalarımız da birkaç kat arttı…
Ar-Ge için geçtiğimiz yıl toplamda 20 milyar 600 milyon lira harcama yapıldı…
GSMH’de ki payı yüzde 1’i geçti…
Yanı sıra, patent başvuru sayısı arttı…
Ama…
Yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ve GSMH içindeki payı artmadı.
Hatta düştü.
Burada ters giden bir şeyler var.
Onlarca kurum ve kuruluş Ar-Ge desteği veriyor.
Bu parça parça olunca istenilen etki oluşmuyor.
Bir kap düşünün, kabı doldurmaya çalışıyoruz ama, delikler var dolmuyor.
Birisinin çıktısı öbürünün girdisi olacak ki sistem düzelsin, tıkır tıkır işlesin…
Yeni politikada bilim, sanayi ve teknoloji politikasının müştereken belirlenmesini öngörüyoruz…
Bu destekleri tek çatı altında toplayıp, odaklanamama sorununu çözmeyi amaçlıyoruz.”